Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '07

 
Kategori
Dostluk
 

Amistosamente / Arkadaşlık...

Amistosamente / Arkadaşlık...
 

Kıymeti zor zamanlarda anlaşılan birşeydir o; herşeyin yolunda gittiği ''ha ha ha, hi hi hi'' devirlerinde herkes herkesin yanında olabilir de ağır bir narkozdan uyanırken mide bulantısı durumunda içine kusacağınız tası size hiç yüksünmeden, tiksinmeden koşturacak kadar ''arkadaş''ınız olan hayli farklıdır kuşkusuz.

Nefesinizi yoklayan, soğumuş alnınıza tedirgin öpücükler konduran, hiç durmadan çalan telefonlara usanmadan cevap veren, ''daha ayılmadı, ben not alayım aradığınızı, merak etmeyin ama, durumu iyi'' diyen, yürek ferahlatan, dar kapıları genişleten, evdeki ufacık çocuğunu eşine emanet edip kendisine dair birşeylerden vazgeçerek sabahlara kadar başınızda bekleyen insanın ne kadar zamandır sizin arkadaşınız olduğunun hiç önemi yoktur.

Zaman silinir burada, dakikalar, saatler susar. Hayata ilişkin tüm ölçüler değişir. Yakanızda bir çiçek gibi daima taşıdığınız o meşhur iç yalnızlık bir süre için terkeder bulunduğunuz mekânı, yormayan, dayatmayan, yumuşak bir kalabalık sarar etrafınızı. Hafif ayak sesleri ve tüy kadar ince iç geçirmeler arasında örtünürsünüz gerçek arkadaşlığı, üşümezsiniz. Uzun hortumdan damarınıza damlayan serum azaldıkça siz çoğalırsınız. Sesler, renkler, kokular netleşir giderek, neyin neden daha önemli olduğunu gayet iyi anlarsınız. Başka kimselerin görmediği, göremeyeceği, belki de görmek istemeyeceği hallerinizi paylaşır ve saklar gerçek arkadaşlarınız, işte bunun satıldığı bir mağaza gerçekten yoktur, parayla pulla asla satın alamazsınız. Sizinle birlikte yıkılıp gene birlikte dikilir gerçek arkadaş, üzülür, yorulur, hırpalanır ama terketmez. Bilirsiniz ki iki eli kanda olsa bile yıkamak için zaman kaybetmeden koşup gelecek, ameliyathane kapılarında saatleri avlayacak, bir defa daha kesilip biçilerek budanmış bir bahar ağacı gibi küskün geri döndüğünüzde kulağınıza insanlığını fısıldayacaktır. Budanan yerlerinizden yeni filizler çıkmayacağını elbette bilirsiniz ama tuhaf bir şekilde hayatın daha derinine kök saldığınızı farkeder, yattığınız yerde adeta pembe çiçekler açarsınız.

Çok şanslıyım, ben bunu defalarca yaşadım. Demek ki; doğru insanlar bulmuş beni, ben doğru insanları ''arkadaşım'' yapmışım. Bu sebeple; yaradılışa duyduğum şükran sonsuz, çok gurur duyuyorum, kesilen tenimdeki bıçak acılarını neredeyse hiç hissetmeyişim bundandır. Benim için kendilerine dair birşeylerden vazgeçebilen o ''çok özel''lerime ne desem azdır, o yüzden yattığım yerden dualar uçuruyorum gökyüzüne, Allah onları mükafatlandırsın, zorlarını kolay kılsın. Yolları, yürekleri, nefesleri açık olsun. Ve büyük yaratıcım; yolumu onlarla kesiştirdiğin, bir acı rüzgârının içinden daha bizleri bir nefeste uçurup geçirdiğin için TEŞEKKÜR EDERİM...

 
Toplam blog
: 23
: 772
Kayıt tarihi
: 24.02.07
 
 

Kendimi olduğum gibi seviyor ve onaylıyorum. "Gibi olmak" bana göre değil. Sevmeye evvelâ kendisinde..