Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Anadolu Kağnısı / Maskeli Yaşamlar

Anadolu Kağnısı / Maskeli Yaşamlar
 

***Böyle güzel görünüyorlar!***



Anadolu Kağnısı'na yükleyecek yük ararken, gözüm gazetede bir habere ilişti, içeriğini okumadım, gözüme yazık, dedim. Ne olduğu aşikar.

Başlık şöyle :"Geceyarısı cep telefonuyla konuşmasını hayatıyla ödedi."

Kim?

Kadın tabi ki, erkek sabaha kadar konuşsa hayatıyla ödemez. En fazla dişli bir kadınsa karısı, kafasına terliği yer.

Buna benzer haberler o kadar çoğaldı ki. Daha önce de bir kadın yorganın altında mesaj çekerken yakalanmıştı, epeyce meşgul etmişti manşetleri.

A salak kadınlar, kendi suyunuzu kendiniz ısıtıyorsunuz!

Bitmedi, hak geçmesin erkeklere de lafım var. A salak adamlar, madem karınıza, çocuğunuza güveniniz yok vermeyin eline telefonu!...

Herkesin telefonu olacak diye bir töre mi var? Eskiden telefon mu vardı, saatlerce beklerdik kabinlerde sıra gelecek de konuşacağız, diye. Bazen de postaneye yazdırıp konukomşuda beklerdi insanlar.

İşsiz-güçsüz, aç karnını doyurmaktan aciz bir sürü kişi elinde cep telefonu. Bir de kameralılar çıktı. Adamlar karımı kızımı çekiyorum, diye bizi de çekiyor arka fonda. Çeker, bir şey diyemezsin. Bizim çektiklerimizde de çıkıyor tabi başka kızlar:))

Yaşlısı genci müptelası olmuş. Köylüsü kentlisi keza öyle. Cahili alimi bütün gün cep telefonuyla meşgul.

Geçenlerde yatılı bir misafirimiz vardı, kardeşimle geldiler. Adam habire gelininden bahsediyor. Benim de hemcinsimi koruyasım geldi, hani bir evliliği kurtarmak anlamında, çocuk da varmış üstelik.

Adam Nuh diyor, peygamber demiyor. "40 yıl geçse de onu oğluma karı yapmayacağım!"

Biraz karıştırdım, sordukça sordum. Neymiş ne değilmiş.

"Zaten hep bu cep telefonları" dedi. Boşanmaların birinci sebebiymiş.

"Almasaydınız telefonu madem!" dedim.

Özellikle de genç çiftlerin yatağında patlamaya hazır elbombası gibi handy'ler. Aman dikkat, kullanmasını bilmeyenler eline almasın!

*****
Son günlerde bloglarda sitemkar yazılar çoğaldı mı ne? Sitem eden sitem edene. Arayanlar azalmış, dostluklar zayıflamış vs. vs.

Malum tatil, herkes bir yerlere gitti. Hem ben bu dostluk ve arkadaşlık kavramının ölçüsünü anlamıyorum.

Başlarken imza mı verdik ya da senet mi imzaladık ki herkesle dost olacağız, diye. (Bu sözüm ortaya, bana böyle bir şey gelmedi.)

Ha olanlar olsun, sürdürenler sürdürsün, kime ne?

Aklıma takılanlar:

-Önceliğimiz yazılarımız mı yoksa kendimiz mi olmalı?

-Kendimiz olacaksak burayı niye kullanıyoruz, arkadaş siteleri sinek mi avlasın?

-Dostluk bu kadar kısa sürede olur mu? Olursa ne zamana kadar ve nereye kadar sürer?

-Her iki tarafın da beklentileri nelerdir? Hiçbir şey beklemeden dostluk olur mu? (Sevgi-saygı-manevi destek dahil.)

Arkadaşlık mı, işte o bal gibi olur, ona sözüm yok. Uzun yıllar da saygı ve sevgi çerçevesinde yürür.

Benim kişisel görüşüm odur ki;

Yalnızlık çeken ya da çevresiyle iletişim kuramayan kişiler, böyle ortamlarda arıyorlar dostlukları ve fazlaca beklenti içine giriyorlar. Öyle ki, karşı tarafın en ufak bir hareketi, sanal rüzgarın en küçük bir esintisi bile onları kırıyor narin bir çiçek oluyorlar. Sürekli beslenmek sürekli sulanmak isteyen canlılar sanki, teşbihte hata olmazmış ya, küstümotu gibi oluyorlar, değmeye koklamaya korkuyorsun!...

Arkadaşlık ve dostluk kavramlarının sınırları, ölçüsü, kapsama alanı kişiye göre değişir, özeldir ve özgündür ama yine de genel ve ortak bir varış noktası vardır mutlaka.

Öyle değil mi?

Selamlar-sevgiler ve de saygılar!

NOT: Köpekleri "sadık dostlarımız" diye savundum hep. Benim Zeyna'nın dostluğuna güvenmiyorum. Dün az kalsın bana saldıracaktı. Yolumu kesti ve beni eve göndermek istemedi. Niyeti bayağı ciddiydi, bakışlarından anladım. Onu bırakıp gttik, diye küsmüş bize, komşuların dediğine göre çok ağlamış biz gidince. (Rahmetli Toni hiç böyle yapmazdı.)

Resim Antalya'dan...
 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..