Analar Ne Yiğitler Doğuruyor:)

Küçük ilçede belediye sineması çalıştırdığımız dönemde ufak tefek bir makinist arkadaş çıkageldi kasabaya; adı yanlış hatırlamıyorsam Cengiz'di. O dönemde "Cüneyt Arkın nasıl oluyorda üfürünce bile dört beş düşman askeri surlardan kendilerini aşağı atıyor " soruları ile meşgul olan biz yeni yetmeler, bu uzaklardan gelen ve de sinema için hayati önemi olan abimizin etrafını sarar "Abi söyle bize bu cengaver ne yer ne içer" diye merakla sorar fakat aldığımız cevaplarda asıl cengaverin yanımızda oturduğunu öğrenirdik.

Efendim herşeyden evel, Cengiz abimizin Cüneyt Arkın ile bir kaç karşılaşması olmuş bir kaç yerde; Cüneyt Arkın "Cengiz abi buradaysa, iki yiğit buraya fazla" der mekanı terkedermiş, öyle bir yiğit işte kendileri. Abicim adam bunları anlatıyor, tabii bizde yerli filmlerin budadığı jenarasyon olarak inanıyoruz da; ellerine bakıyor,boyuna bakıyoruz "yahu bu adam kavgada iki katına mı çıkıyor" diye de aramızda konuşup duruyoruz. Ha bir de "Onlar filmlerde göründüğü gibi değil, filmlerde iki katı büyük görünüyorlar "diye de eklemeyi ihmal etmiyor tabii. Hani muzırlık ile de hep abimiz birileri ile bir kavga etsin şöyle bir kaç hareket görelim, biz de nasiplenip kendi kavgalarımızda kullanalım teknik hareketleri diye de hep pusudayız. Filmlerin koptuğu insanların makinist dairesine tırmandığı dönemlerde hiç sesi çıkmaz kaybolup giderdi.

Sonra bir gün Cengiz abimizin kafamızda ki tüm heykellerini yerle bir eden acı haber eski  çalıştığı sinemadan tarafımıza ulaştı; Cengiz abimiz meğer böyle uzaklara karısının dayağından kaçmak için göç edermiş ve kadın her yerde kavga arkadaşını arar durumuş, Cengiz abi bu haberi almış olacak ki bir daha da Cengiz abimizi, mümtaz insanı gören olmadı:)