Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '13

 
Kategori
Deneme
 

Ancak ruhu güçlü olanlar, sade olabilir, sade kalabilir.

Ancak ruhu güçlü olanlar, sade olabilir, sade kalabilir.
 

Hem sade, hem de bir bebek kadar masum olmak lazım belki de...


Evet aynen öyle... Ancak ruhu güçlü olanlar, sade olabilir, ancak ruhu güçlü olanlar, sade kalabilir. Çünkü:

- Sade olabilmek, en başta egodan, komplekslerden, bilinçaltı ezikliklerden arınmış, kurtulmuş olmayı gerektirir.

- Sadelik, görsel şatafattan, " Ye kürküm ye! " görgüsüzlüğünden, " Sen benim kim olduğumu biliyor musun? " kibirinden, böbürlenmesinden kurtulmadan, kimseciklere nasip olmaz kolay kolay...

- Sade olabilmek için, en çok ve en önce gerçekten kendine güvenen olmak zorunludur. Kendine güvenemeyen insan, sade olmaya da çabalamasın boş yere. Akıntıya karşı kürek çekmenin hiç alemi yok bence.

- Sadelik, kişi, kendini, potansiyelini, hırslarını, tutkularını biliyor, kabulleniyor, bunlardan mümkün gördüklerini ehlileştirmeye, terbiye etmeye çalışıyorsa; kişinin elinden geldiğince mümkün olabilir ancak.

- Sade olan insan, sadece kendi sınırlarıyla, kendi doğru ve başarılarıyla yarışır. Başkalarıyla sidik yarıştırmak, sade insanın en nefret ettiği çiğlik, en hoşlanmadığı hazımsızlık türüdür.

- Sade olmayı başarabilmiş bir Ademoğlu, giyim, kuşam, mal, mülk, para, pul derdinden çok; insan olmak, yanlızca kendi olmak derdine düşmüştür. Dünya nimetleri önemli; ama olmazsa olmaz, vazgeçilmez değildir hiçbir zaman onun için.

- Sade olan insan, en çok aklını geliştirmeye, zekasını ışıldatmaya, ruhunu zenginleştirmeye uğraşır. Başkalarıyla aşık atmak, değildir onun harcı...

- Sade olmayı başarmış insan, hayatın anlamını, varlığının sınırlarını bilir. Mümkün olanla, imkansızdan da öte alanı ayırabilir kolayca; sade olan insan...

- Sade insan, bir boyunun ölçüsünü, bir haddinin sınırlarını, bir de kendisi dışında kalan evrenin sonsuz, sınrsız büyüklüğünü bilir. Boş yere durup durup büyüklenmemesi, böbürlenmemesi de, sırf bu yüzdendir. Sadeliğin gücü, en çok da, böbürlenmemekten, büyüklenmemekten gelir çünkü.

Yani senin anlayacağın, benim güzel dostum... Sade olmak için, kişinin, en önce ruhunu olgunlaştırması, ruhen olmuş olması gerekir. Ki, bu ancak ruhu güçlü, aklı gelişmiş, kendisinin ve yaşam gerçeklerinin farkında olanlar için mümkündür.

Yani ancak ruhu güçlü olanlar, sade kalabilir, ancak ruhu olgun olanlar sade olabilir. Bu da öyle, ha! deyince, yapılabilecek bir şey olmayıp, aslında adam olabilmenin de bir başka biçimidir sade olmak.

Bir insan, ne kadar sadeyse, o kadar adam olur. Ne kadar adamsa, o oranda sadeleşebilir; sadeleşmelidir de bence.

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..