Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '09

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Ankara...

Ankara...
 



Ankara...

Ankara...

Ne kadar tuhaf...

Sevilmez, soğuk bulunur, ''ruhsuz'' derler hatta.

Orada yaşayan bir yolunu bulup İstanbul'a, mümkünse İzmir'e gitmeye çalışır.

Giden gider.

Giden farkına varmaz ama bavulunun bir kıyıcığına Ankara' da sıkıştırır kendini.

Ankara tuhaf bir şehir.

Yaşarken tadını almaz bazıları.

Başka diyarları mesken tutar ama habersizdir o bavuldaki muzip Ankara'dan.

Ankara hakikaten tuhaf bir şehir.

Durduk yerde düşer insanın aklına.

Anne reçeli gibi tadını hatırlar.

Soğuğu, ayazı unutulur akılda kalan yine anne çorbasının sıcaklığı olur.

Yalnız da yaşasa, ailesi de olsa illa ki anne deli değmiş sofraların tadı olur damağında o şehir...

Sevgilinin kokusu İstanbul, saçının teli İzmir'dir.

Ankara bunlardan daha başka düşer insanın aklına.

Sevgilinin dudağının kenarındaki yaramaz kırıntıdır sanki. Elini uzatıp almak istersin; aslında yarin tenidir dokunmak istediğin hani. Hatırına düştüğünde gözlerin parlar ya.

Ankara böyledir.

Tuhaf bir şehirdir çünkü.

Mağazaları sokaklarda değil, pasajlarda, çok katlı çarşılardadır. Sokaklarda sergiler yoktur diğer şehirler gibi.

Ankara sermez kendini ortalığa, gizlisini saklısını kendisinden başkasından; o kadar şanslı değilsen yabanda yaban

ellerden duyarsın. İçindeyken gezemediğini başka diyarlardayken gezmeye gelirsin.

Tuhaf şehir olduğundan...

Boğazdaki geminin üst katında Ankara rüzgarı değer saçlarına.

Kordon'daki salaş balıkçı sanki Sakarya caddesinden getirmiş sanırsın balıklarını...

O kadar tuhaftır Ankara.

Çıkmaz aklından.

Özlersin olmadık yerde.

Yediğin simide bile kusur bulur, Ankara'dakilere hiç benzemiyor diye düşünürsün.

İstanbul gibi elini uzatsan değecekmişsin hissi vermez.

İzmir gibi kahkahalarını duyurmaz taaa nerelerden...

Bırakıp gittiğinde içine işler sadece.

Öyle bir şehir işte.

Evleri başka, yolları başka, ağaçları, kuşları başka bir şehir...

Yıldızları bile başka başka.

Hayatı daha bir derinden yaşatır; kaç bucak olduğunu da arkanı dönmeden gittiğinde gösterir adama.

Öyle yani...

Ankara çok tuhaf gerçekten de.

Hayatın kendi de bir tuhaf ama Ankara bambaşka.

Gidenler bilir bunu.

Gelenler de nasılsa gittiklerinde öğrenirler zaten.











.

 
Toplam blog
: 403
: 1023
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Kendi halinde biriyim, ziraat mühendisiyim. Emekli oldum ve kendi işimi kurdum. İzmir'de yaşıyoru..