Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '06

 
Kategori
Sosyoloji
 

Anlamak kırılmaya engel mi?

Anlamak kırılmaya engel mi?
 

Anlamak kırılmaya engel mi? Değil ki. Sessiz bir kabul ediştir verilen her bir "Anlıyorum…" cevabı. Bütün gün patronumuzu, müdürlerimizi anlarız. Eşimizi anlarız. Arkadaşımızı anlarız, annemizi, kardeşimizi ya da çocuğumuzu...

"İnsanlar yanlış yapabilir. Yalnız büyük insanlar yanlışlarını anlarlar." F.Von Kotzebue öyle demiş. Bence de doğru demiş.

Hata yaptığımızda hemen dilimize geliverir ya; "Alt tarafı insanım ben. Hata yaptım. Yaparım." Gerçekten hatamı anladıysam espriyle karışık savunma mekanizmam hep hazırdır mesela: "Gene olsa, gene yaparım…" Ama burada geçen bu büyük söze bakılırsa, büyük insanlar yanlışlarını anlayanlarmış. O zaman ben de galiba büyüyorum.

Bize yapılan yanlışları, ya da yaptığımız yanlışları her ne kadar anlarsak anlayalım, o an yarattığı etkiyi silmek pek mümkün olmuyor. Özellikle ikili ilişkilerde en çok infial yaratan nokta genelde anlaşılamamaktır hani. Ya dinlemiyordur bizi karşımızdaki, ya anlamak işine gelmiyordur. Ya da belki gerçekten anlayamıyordur. Diyelim ki anlıyoruz. Anlıyoruz hatayı da, kabul ediyor mu bunu kalp?

Bazen öylesine alışmış, öyle kabullenmiştir ki yürek, kendisine karşı yapılan en fena hatada bile acımaz artık. İşte bu gibi hallerde insanın içinin acımaması hiç de iyi değil bence. Vazgeçmişliğin işareti. Birinden vazgeçmek ya da sevginden… Emek vermekten…

Vazgeçmiş yılgınlığın etkisi devamlı üzerimizde. Kimse kimseyi anlamıyor. Anlayan da anlasa bile kırılmaktan kendisini alıkoyamıyor. Tüm sosyal ilişkilerde emeğin peşi sıra güven dolaşır. Birinin gitmediği yere, öteki de uğramaz. Bu ikisini birbirinden hiç ayırmamalı. Küstürmemeli onları.

Bari en azından yanlışlarımızı düzeltmek için emek vermeli. Çıplak ve yalın bir güven gerekiyor bizlere. Mümkün mertebe. Hayatımızdaki asıl anlamsızlık güvensiz kaldığımızda ortaya çıkıyor çünkü kanımca. Kırgınlıklar günbegün artıyor. Gerçeklerimiz değişiyor, tatsızlaşıyor. Önce kendine, sonra hayata güvenmeyince emekler de boşa çıkıyor, umutlar da.

 
Toplam blog
: 86
: 3134
Kayıt tarihi
: 09.10.06
 
 

Marmara İng. İşletme mezunuyum. Pazarlama bölümünde uzmanlaştım. Reklamcı olmak istiyordum. Olmad..