Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '07

 
Kategori
Mizah
 

Anlaşılamayan meslekler... Zor valla...

Anlaşılamayan meslekler... Zor valla...
 

Üniversiteyi henüz yeni bitirdiğim bir dönemde çalışmak için özel bir şirkete başvurmuştum. Branşım, Antropoloji , kürsüm ise prehistorya yani tarih öncesi devirleri idi. Türkiye'de çok iyi bilinmemelerine karşın büyük bir keyifle okuduğum bir bilim dalıydı Antropoloji.

İş başvuru formunun - mesleğiniz - hanesine çiçeği burnunda bir mezun olarak gururla , antropoloji yazdım. Şirket, halkla ilişkiler dalında bir eleman arıyordu.Görevli kız formuma şaşkın şaşkın bakıp, daha sonra beni arayacaklarını söyledi. O, elindeki kağıda garip garip bakarken, ben evimin yolunu tuttum.

Böylece hayatımın ilk iş başvurusunun sonucunu sabırsızlıkla beklemeğe başladım. Birkaç gün sonra posta kutusunda, şirketin bana gönderdiği zarfı görünce heyecanla kabimin çarptığını anımsıyorum. Parmaklarım, yırtarcasına zarfı açtı, bir solukda cümleleri geçip sonuç kısmına geldim.

'Başvurunuz için teşekkürler, ancak şirketimizin şu anda ANTRE MEMURU na ihtiyacı olmadığından...vs..vs

??? Başımdan aşağı buz gibi sular dökülüyormuşçasına şok olduğumu anımsıyorum. Antre memurumu??? Nasıll yanii?

Daha sonraları ise benzer durumları yaşaya, yaşaya duruma alışır hale geldim.

Bence bu konuda ilkinden daha gülünç olanı, Isparta Yeşiladaya görevli gittiğimde yaşadığım olaydır. O bölgedeki korunması gerekli sit alanları ve eski evleri saptayan gurupta uzman olarak çalışıyordum ve Turizm bakanlığından uzman arkadaşlara bu görev için orda bulunuyorduk.

Yeşilada' nın o zamanki önde gelen bürokratlarından biri, oraya ayak basar basmaz bizi makamına davet etti ve hemen sıcağı sıcağına, sit alanları hakkında konuşmaya başladık. Bir ara konuşmanın hararetine dalan bürokratımız, heyecanla sesini yükseltmeğe başladı.
-Sittir, sittir hepsi mi sittir kardeşim? Sit olmayan bir alan kalmadıki adada, gelen giden her yere sittir demiş yahu.Hepsimi öyle yani bu adanın?Allah, Allaah!

Anlam farklılıklığından olan gülünçlüğe dudaklarımızı ısısrarak karşı koymağa çalışırken, adamcağız o gece orada yatabilmemiz için bir yer ayarlamak üzere sağa sola telefonlar etmeye başladı.

-Aloo, selamün aleyküm. Bakanlıkdan sitçi arkadaşlar geldi. Onlara Saim' in yerini ayarlayın. Tamammı? bak şimdi sana isimlerini ve mesleklerini okuyorum. Ona göre rahat ettirin haa, misafirim olurlar.

Ahmet Ekinci...Zenaat Tarihçisi (Ahmet'in yüzünün aldığı şekli bugün bile anımsıyorum)
Nermin Çelik... Mimar (şükür herkesin bildiği bir meslek..Nermin çok gururlu..)
Orhan Akay... Şehir Plancı ( ehh bu da barajı aştı)
ve...... ınını nıııııııı....... günün bombası patlamak üzere, adamcağız benim adım ve mesleğimin yazılı olduğu kısma baktı baktı baktı, prehistoryenin ne demek olduğuna karar veremez bir ifadeyle dudağını bükerek okudu.
Sibel Ulusoy... Prestoryen???? Kim bu hanginiz bakiim?

Ben hafifçe elimi kaldırarak gülümsedim. Adam, yüzüme garip bir ifadeyle bakıp konuştu.
-Hiç gerek yoktu ki size yav, yok bizim adamızda pire, mire geçen ay filtre yaptırmıştık zaten..

Yakalandığımız gülme krizini belli etmemek için, herbirimiz ayrı bir evrağı, haritayı yüzlerimize tutarak ve kahkaha larımızı gizlemeğe çalışarak biribirimizi ite kaka odadan çıkmaya çalışırken, o arkamızdan sesleniyordu.
-Geçen yıl da yaptırdıydık ama bir ayda sinek, böcek basmıştı ortalığı yine.Ama onlar eğitimsizdi, aferin aferin, bu kez sizin gelmeniz iyi oldu. Eğitim başka şey doğrusu, medeniyetin gözünü seveyim valla..

 
Toplam blog
: 34
: 1734
Kayıt tarihi
: 15.05.07
 
 

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Antropoloji bölümü mezunuyum. Farklı sektörle..