Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ekim '13

 
Kategori
Güncel
 

Ant'ımız kaldıma yerine, O'na tüm halkımızı kucaklayarak bir anlam yüklenerek devamı sağlanabilir...

Ant'ımız kaldıma yerine, O'na tüm halkımızı kucaklayarak bir anlam yüklenerek devamı sağlanabilir...
 

Biraz düşünülseydi, andımız kaldırılmayabilirdi...


Biraz gecikmiş bir yazı...

Başlarken...

İlkokula başladığım yıllarda, okulun bahçesinde ya da yağışlı havalarda sınıfta gırtlağımızı acıtan bir şekilde Ant'ımızı okurduk...

Bu andımızı okurken, içindeki sözleri Atatürk ile özdeşleştirir ve ona bir başka türlü anlam verirdik...Hatta andımızdaki sözlerin Atatürk tarafından söylendiğini bile düşünürdük...

"Dağ başını duman almış" marşını da öyle sanırdık ve bu marşı, Atatürk'ün, İstanbul'dan   Samsun'a giderken bindiği Bandırma adlı vapurda söylediğini bilirdik. 

Biraz büyüyüp, büyüklerimizin deyişi ile "adam" olduktan sonra, bize öğretilen bazı doğruların yanlış olduğunu anlamaya başladık

Aynen, bugünkü çocuklarımızın, bıyıkları yeni yeni terlemeye başlayan delikanlılarımızın ve tarihimizi okumadan --ondan bundan duydukları ile ahkam kesen-- bazı insanlarımızın doğru bildikleri yanlışlar gibi...

 Konunun özünden uzaklaşmamak için, bu konuda tanık olduğum bazı çarpıcı örnekleri vermek istemiyorum....

 

Benim ilkokulda öğrenip söylediğim Ant aynen şöyleydi :

"Türk'ün, doğruyum, çalışkanım. Yasam; küçüklerimi sevmek, büyüklerimi saymaktır.  Yurdumu milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm; yükselmek iler gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun."

Andın yazarı, eski Milli Eğitim Bakanlarından Dr. Raşit Galip'in kaleminden çıktığı ilk metinde(1933) "millet" yerine "budun" sözcüğü kullanılmış; ama benim zamanımda biz "millet" sözcüğünü kullanıyorduk.

Daha sonraki yıllarda da, "Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda gösterdiğin hedefe yürüyeceğimize ant içerim...Ne mutlu Türk'ün diyene!" şeklinde ilaveler yapılmış...Aynen benim çocukluğumda bu andı Atatürk'le özdeşleştirdiğimiz gibi...

Madem ki bu ant geçen zaman içinde bazı ilaveler yapılarak değiştirilmiş; o zaman bir kez daha değişiklik yapılabilirdi.

Bu konuda benim de bir değişiklik önerim var...Benim önerim, bu andı kaldırmak yerine yapılacak bir değişiklikle devamını sağlamaktır...

Düşündüğüm değişiklik, tüm ülke halkını kucaklayacak, kimsenin kimseyi "öteki" görmeyecek şekilde tüm insanımızı ortak bir paydada birleştirmek amaçlıdır...Aynen şöyle :

"TÜRKİYELİYİM, doğruyum, çalışkanım. Yasam; küçüklerimi sevmek, büyüklerimi saymaktır. Yurdumu, HALKIMI özümden çok sevmektir. Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım TÜRKİYE'MİN varlığına armağan olsun"

Andımızın bu şekilde söylenmesi, kimseyi küstürmez, kimseyi incitmez, kimseyi kırmaz, kimseyi ötekileştirmez...Herkesi kucaklar, birlik ve bütünlüğün sağlar. bu ülkenin içinde yaşadığı herkesin olduğunu belirtir...

Bu ANT'a verilecek böyle bir içerik, bu andı kaldırmak isteyenleri bile bu kararından vazgeçirebilir...

TÜRKİYELİ'yim, demek ne Türk'ü Türklüğünden ne Lazı Lazlığından ne de Kürdü, Kürtlüğünden eder...

 

cdenizkent

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..