Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '09

 
Kategori
Siyaset
 

Anti AB cephesi

Anti AB cephesi
 

1963 yılındaki Ankara Anlaşması’nın mukavele edilmesiyle başlayan ortaklık, geçen çeşitli evrelerden sonra cereyan eden 1987’deki ilk tam üyelik başvurusu Helsinki, Kophenag, Brüksel, gibi zirveler Türkiye’nin Avrupa Birliği macerasından bugüne kadar geride bıraktığı ve bu entegrasyonla maziden günümüze dek süren siyasi münasebetlerinin bir bakıma özetini teşkil eder.

Nerdeyse yarım asra tekabül eden bu münasebetler sırasında bazı mevzularda ilerleme kaydedilmişse de maalesef demokrasi, insan hakları vb. birçok alanda tatbik edilen eksik uygulamalar ve yaşanan bazı talihsiz gelişmeler bu süreci dinamitlemiş fakat yarım asırlık bu medeniyet köprüsünü yıkmaya asla nail olamamıştır.

Ülkemizin bu toplulukla münasebetleri sırasında başlangıçtan bugüne söz konusu sürece dâhil olmak isteyenler kadar bilakis karşı cephede durup kuvvetle mukavemet edenlerde mevcut olmuştur.

Özellikle bu süreçte ülkemizde malum münasebetlerin askıya alınmasını isteyen çevreler umumiyetle Milli Görüş geleneğinin paralelinde faaliyet gösteren taraf ile aynı surette Milliyetçi ve Ulusalcı cenahta yer alan kesim olmuştur.

Bu kesimlerin dün olduğu gibi bugünde söz konusu sürece karşı durmakla beraber istikbalde dahi bu tavırlarından zerre kadar müsamaha göstermeyecekleri aşikârene bir hakikattir.

İşte asıl temas ve dikkat çekici nokta ise burada meydana gelmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde gerek siyasi ve özellikle ideolojik yönden birbiri ile zıt görünen kutup ve taraflar aslında Avrupa Birliği sürecinde birbirilerinin müttefiki olup bu safhada beraber hareket etmektedirler.

Rejim için tehlikeli görülmesi hasebiyle birçok defa kapatılarak cezalandırılan siyasi oluşumlar ve bu oluşumların kesimlerinin ne ilginçtir ki rejimin yılmaz savunucusu olan taraf ile özellikle Avrupa Birliği mevzuunda aynı safta durduğunu gözden kaçırmamak gerekir.

Çeşitli ulusalcı ve milliyetçi parti, sivil toplum örgütleri vb. de Avrupa Birliği konusunda sergilediği tavizsiz tutumunun bahsettiğimiz bu iki kesimle de paralellik arz etmesi aslında karşıt cephenin yelpazesinin ne kadar geniş olduğu hususunda bizlere malumat vermekte.

Peki, saydığımız dört güçlü barikat Avrupa yanlısı siyasi oluşum ve görüşlerin önünde mânia teşkil etmeyi sürdürecek mi?

Yoksa son zamanlarda Kafkaslar ve Ortadoğu’da attığı adımlarla cihet değiştirdiği düşüncelerini tüm taraflara uyandıran iktidarın bu tavrını söz konusu cephe için bir zafer manasında mı değerlendirmek gerekir?

Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz.

 
Toplam blog
: 204
: 673
Kayıt tarihi
: 07.02.08
 
 

Adım Harun ÖZYURT. 11 Şubat 1983 günü Almanya'nın Frankfurt şehrinde doğdum. 1986'da Türkiye'ye dönd..