Aragones' in inadı bitirdi Kanaryayı

Fenerbahçe’den dramatik bir mağlubiyet daha.
Gerek Gaziantep maçı olsun ve gerekse de Bursaspor maçı olsun, Fenerbahçe’nin nasıl bir durumda olduğuna dair birçok ipucu ile doluydu.
İst. Büyükşehir Belediye maçı ise bu durumların somut bir şekilde ortaya dökülmesine neden oldu.

Sezon başından beri Fenerbahçe’ye dair bir güven beslemediğimi yazıyorum.
Az çok futbolu bilen herkes bu gün Fenerbahçe’nin yaşamış olduğu sorunları sezon başında görebilirdi.
Ve gelinen noktada Fenerbahçe, bir maç içerisinde doğru dürüst tek bir organize atak dahi geliştiremeyecek bir duruma düşmüştür.

Neden?

Aslında nedeni gayet açık ve net.
Kadro kalitesi bu duruma en iyi örnektir.
Akordu tutmayan bağlama gibiler.
Golcü diye alınan Guiza (İspanya liginde nasıl gol kralı olmuş, doğrusu merak ediyorum) her dakika bizi isyan ettiren ve saç baş yolduran Kezman’ı aratır oldu.
Öyle bir futbolcu ki Guiza, bırakalım gol atmasını, ayağına aldığı tek bir tane topu dahi olumlu kullanma becerisi gösteremiyor.
Futbolcuların her biri milyon dolar değerlerle ifade ediliyor ama o milyon dolar değerler ölçüsündeki futbolcular on kişi kalmış, alt kademe takımlarından birisine 90 dakika boyunca mahkûm oynuyor.
Ve ilginçtir, tek bir tane dahi gol pozisyonu yok.
Bırakalım gol pozisyonunu, tek bir tane dahi organize atağı yok.
Bu durumu taktiksizlik olarak nitelemekte mümkün değil.
Tümü ile ciddi bir beceri sorunu var takımda.
Ve birde bunların üzerine Teknik Direktör hataları eklenince en basit maçlar bile kâbusa dönüşüyor.

Maç için yorum yapmanın bir anlamı yok.
Sonuç ortada.
2-0 mağlup olmuştur Fenerbahçe.
Goller ofsaytmış!
Doğru.
Goller ofsayttı.
Goller ofsayt olsa ne, olmasa ne.
Hakem kararları tartışmalıymış!
Doğru.
Hakemin kararları tartışmaya açık.
Ofsayttan atılan iki golü geçerli saymış.
Buna karşın faul yaptığı dahi tartışmalı olan Mahmut, yediği ikinci sarı kartla oyun dışı kaldı.

Hakem kararları kuşkusuz kimi zaman çok önemlidir.
Lakin hakemin yanlış karar vermesi Fenerbahçe’nin orta kademe bir lig takımını yenememesi için bir neden olamaz.
Şampiyonluğun en güçlü adaylardan birisinin sakatlıktı, hakem hatalarıydı gibi bir takım mazeretlerin arkasına gizlenme lüksü olamaz.

Fenerbahçe’nin oynadığı maçların geneline baktığımızda, kadro yapısının uyumsuz ve yetersiz oluşu dikkat çekici unsurlardan birisi olarak karşımıza çıkıyor.
Maça ağırlığını koyabilen bir kadro yapısı değil mevcut kadro.
Rakibe üstünlüğünü kabul ettirebilecek donanımda değil futbolcular.
Hırsları ve mücadele azimleri son derece zayıf.
Bir tek Lugano’da gerekli çaba ve hırsı görebiliyoruz.
Diğer futbolcularda inanılmaz bir vurdumduymazlık hakim.
Teknik Direktör hatası ise iyice takımı dibe sürüklüyor.
Elinizde Alex gibi skorer bir futbolcu varsa, bu futbolcuyu oyundan almak hangi aklı ürün olabilir ki?
Her an skoru değiştirebilecek bir futbolcu Alex.
Son Bursaspor maçında bu becerisini alenen ortaya dökmüştü.
Ama Aragones ne yaptı?
Tuttu ve en olmadık bir anda Alex’i alıp, yerine Kâzım’ı soktu.
Kaç maçtır tek bir başarı ve beceri ortaya koyamamış Guiza, direk on birde sahaya çıkıyor, ama her dönemde kendisini ispat etmiş bir Semih yedek kulübesinde oturuyor.
Sanırım bu saatten sonra ne Aragones, ne Guiza bu takımda kalır.

Sonuçta!
İst. Büyükşehir Belediye Spor’u tebrik etmekten öteye söylenecek bir fazlaca şeyde yok.