Oh be!

Uzun bir aradan sonra tertemiz bir diziyi şu ekranlarda görebildim.

Kadın, ilk sahnesinden itibaren beni hikayenin içine aldı ve son sahnesine kadar da bir an olsun bırakmadı.

Ba-yıl-dım!

Herkesin ellerine sağlık.

İzleyin ve izlettirin.

Ha tabi şimdiden söylemeliyim ki, Kadın'ın büyükçe bir sorunu var...

Zengin dünya yok.

Yani villa yok, konak yok.

Hatta yüksek arabalar yok.

Spor arabalar hiç yok.

Evde baloya gider gibi dolaşan full makyaj kötücül kadınlar da yok.

İşi gücü olmayan erkek karakterler de yok.

Yani dizinin eksiği çok (!)

Bir diğer sorunu da fazla dertli ve acılı olması.

İşte tam da bu nedenlerden "Kadın" ile ilgili endişelerim var.

Zira bizim izleyiciler, hem çok üzülmek istemiyor hem de yaşayamadığı zengin hayatı ekranda görmek istiyorlar.

Yani Türk dizilerinde; fakirliği anlatabilirsiniz ama içinde mutlaka zenginlik de olmalı gibi bir durum var.

"Zaten hayat zor, ay sonunu zor denkleştiriyoruz, çilenin dibini görüp, iş yerimde de mobbingin zirvesi ile cebelleşiyorum, bir zahmet evime geldiğimde de acı seyretmek istemiyorum" kafası söz konusu.

Çoğu insanın hayattaki tek eğlencesi haline dönüşen televizyonlardan böyle bir beklenti içinde olmaları, Kadın'ın durumunu biraz zora sokuyor.

Mesela Star TV'yi açıp Ufak Tefek Cinayetler ile akşama başlayanların çoğu, televizyonda dert keder çaresizlik görmek istemeyen kitle.

Herkes kendine göre haklı ama ben yinede Fox TV'ye geçip Kadın'a şöyle bir bakanların, sonra kanal değiştiremediğini düşünüyorum.

Zira Kadın; her sahnesi üzerine düşünülmüş, hemen içine alan, tertemiz yalın bir proje.

Mesela birinci bölümde o kadar az karakter gördük ki, tam da bu nedenle ana kadın karaktere odaklanabildik.

Özge Özpirinçci'nin canlandırdığı Bahar bizi aldı, yolculuğuna dost etti, yoldaş etti.

Hemen söylemeliyim, gözlerimi Özge Özpirinçci'den alamadım.

Gerçek hayatta iki ayaklı çocukları olmayan ama dört ayaklı evlatları olan Özge Özpirinçci, tam anlamıyla muazzam bir anne olmuş.

Çaresizliğini  sonuna kadar hissettik.

Korkularını endişelerine hak verdik.

Yalnızlığını anladık.

Çocuklarına sevgisini gördük, inandık.

Ölen kocasına duyduğu aşk ve özleme üzüldük.

Açıkçası Kadın dizisi üzerine çok da söylenebilecek bir şey yok.

Yani iş iyi olunca, yazılar da ister istemez kısa oluyor.

Dizinin sevmediğim tek bir şeyi var, o da ismi.

Geri kalan her şey şahane.

Hani kızı çantasını kendisi taşıyabilecekken devamlı her iki çocuğunun da çantasını taşıması gibi, otobüste kimsenin ona kucağında çocuk varken yer vermemesi gibi ya da çocuklardan birini oturan bir teyzenin yardımcı olmak için kucağına almaması gibi bazı alanlarda abartılar kullanılmış ama o kadar olur mu, olur.

Dedim ya, ba-yıl-dım diye...

Acılı işlerden kaçıyorsanız bile bi bakın derim.

Senarist Hande Altaylı'nın, yönetmen Merve Girgin'in, Özge Özpirinçci'nin, Caner Cindoruk'un, Bennu Yıldırımlar'ın ve diğer tüm oyuncuların, kamera arkası ekibin, yayıncı kanalın ellerine sağlık.

Ve reytingler...

Kadın, Total'de 5.67 reyting ile 2. sırada, AB'de 5.30 reyting ile 3. sırada yer aldı.

Yani karne iyi geldi.

Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ı geçmesini zaten beklemiyordum.

Lakin öngörüm hem AB'de hem de Total'de EDHO'nun hemen arkasına oturması yönünde.

İçinde barındırdığı tüm acıya ve villasızlığına rağmen Kadın'ın, Ufak Tefek Cinayetler'in üzerine çıkacağını düşünüyorum.

Bekleyip göreceğiz.