Aş sesi Aşk sesi ...

Bu günlerde televizyon kanallarında çok beğendiğim bir reklam var. Sevgili Selçuk Yöntem’in muhteşem sesiyle yorumladığı, bir mutfak ürünleri markasının şiir gibi reklamı. Sizi alıyor bir duygu selinin içine koyuyor. Sıcacık, tazecik, samimi ve tam on ikiden vuran çok başarılı bir reklam.

Güzel bir mutfak. Mutfakta bir anne ve güzel kızı. Kadın tatlı bir telaş içinde. Çocuk neşeli neşeli, meraklı meraklı olan biteni seyrediyor:

‘’

O dakika kadının heyecanı masadaydı,
neşeli fesleğenleri masada,
tavası, tenceresi, tuzu, biberi,
aş sesi aşk sesi
bir çorbanın sıcaklığı vardı masada
bir ekmeğin tazeliği
bir pilavın demlenişi
yani öyle bir masaydı ki o
kadının sabrını, sabırsızlığını,
sanatını ve sırrını bir araya toplamıştı
bir de hayat zor derlerdi, lafı güzaf
kadının masasında koca bir gülümseme vardı… 

‘’

Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer boşuna söylenmiş bir söz değil. Mutfak biz de yemeği, yemek de anneyi çağrıştırır. Bir bebeğin ilk gıdası anne sütüdür. Ona ulaştığı an bebek mutlu ve güvendedir. Doymak çoğumuz için mutluluk ve güveni temsil eder.

Aş sesi aşk sesi. Mutfağa verdiğimiz değerin ölçüsü. Bu yüzden mutfak kültürümüz bu kadar zengin, mutfakta geçirilen vakit bu kadar keyifli. Mutfak yaratıcılığımızın dile geldiği yerdir.  

http://www.youtube.com/watch?v=RhyRIIVB5VQ