Aşk hangi gÖzegende

"Bu gezegende aşk yok ki..." çığlıkları atıyoruz biten her aşktan sonra...
Hiç yeşermeyecek, çürümüş bir tohumun; güneşin ve nemin davetini reddedip yalnızlığa kaçması gibi...Sanki başka bir bahar yok...Hep kışş...Sanki bir buz çağı...

Biz aşkı hep karşıdan vızır vızır gelen otobüslerde, kamyonlarda, taksilerde, dolmuşlarda arıyoruz; oysa aşk bazen arkamızdan yavaş yavaş bize yetişmeye çalışan bir bisikletin üstündedir. Bir kelebek koleksiyoncusu gibi elimizde file, fellik fellik arayarak bulabilir miyiz aşkı?

Aşk hangi gezegende?

Yanlış soru...

Aşk hangi GÖZEGEN'de...Doğru soru...

Yalnız bir kalp, çimlenmeyi bekleyen tohum gibidir...

Yalancı güneşler ve sahte yağmurlardan bıkmışsa hele, hiçbir güneşe, yağmura inanmaz. Kendini çürümeye bırakır; güneşin elleriyle onu çıkarmasını bekler. Güneşin sıcaklığı yetmez ona. Bu yüzden güzel aşklar yaşamaya layık pek çok insan güzellik yarışmasına katılamayan mutaassıp güzeller gibi evde çürümeye bırakır kendini...

Ortalık, cesaretinden dolayı daldan dala konan sahte kelebeklere kalır....

Sonra da bu aşıklar o sahte kelebeklere bakıp hayıflanır, hatta onları kıskanır...

Aşk başka bir gezegende değil bu gözegende..

Aşkı yakalamak için gazetelerin verdiği, internette dolaşan ipuçlarını bırakın...

Aşk bu gözegende.

Oraya gitmek için astronot olmaya gerek yok.

Sadece gözlere bakın...
Gözlerinize bakılmasına izin verin..