Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '12

 
Kategori
Deneme
 

Aşk romanı

Aşk romanı
 

Arkadaşımın kız kardeşi "aşk romanı dönemine girdim gene" dedi, bendeki Jane Eyre'yi isterken. İlginç bir tesadüf, ben de tam o sırada bir blogcu arkadaşıma, "neden aşk romanı okumak istemiyorsun ki?" diye yazıyordum.

Aşk romanlarını küçümser bazı insanlar, oysa ben oldukça önemsiyorum. (blogcu arkadaşımın bu nedenle okumadığını düşünmüyorum, tercihi sanırım, o tam bir kitap kurdudur.)

İnsanların dönemleri oluyor gerçekten, mesela ben bazen sadece aşk romanı okuyabiliyorum, kafamın çok dolu olduğu zamanlar özellikle. Rahatlatıyor, başka bir dünyaya çekiyor beni. Bazen sırf tarih okuyorum, yenileniyor zihnim, bazen de siyaset. Çok ender olarak ise hepsini bir arada götürebiliyorum. Bunu genç kızlığımda çok rahat yapardım, üç dört kitabı aynı anda okuyup bitirebilirdim. sabah ayrı, öğle ve akşam ayrı türleri okuyabilirdim. Şimdi hem zaman yetmiyor hem gerek görmüyorum.

Aşk romanına geri dönelim:)

Aşk, insanın hissettiği en güçlü duygulardan biri. Hayatın temel taşlarından bana göre. Aşık olduğun insan buna değer değmez, o ayrı. Öyle güçlü bir duygu ki bu, insanın gözü hiç bir şey görmez oluyor. Kimisi buna hastalık diyor, geçene kadar insanı allak bullak eden bir hastalık.

Bu kadar güçlü bir duygunun, dolayısıyla hayatın büyük gerçeğinin anlatıldığı, sulandırılmamış gerçek aşk romanlarını neden okumayalım ki? Bu, insanın değerini düşürmez ki. Bilakis duygusal bakımdan daha güçlü yapar.

On üç on dört yaşlarımda diğer kız arkadaşlarım haldır haldır aşk romanı okurken ben siyasi içerikli köy romanları okurdum. Çok da keyif alırdım, bilmediğim coğrafyaları dolaşır, oraların bilmediğim insan profillerini tanırdım. Bir de sanat dergilerinin tiryakiliğine tutulmuştum, o kadar ki bazen ne anlatıldığını anlayacak yaşta olmadığımdan zorlanır, ama inatla okurdum. O zorlanmayı bugün gibi hatırlıyorum, ilginç bir dönemdi. Lise yıllarımda ise ilk kez aşk romanı okumaya başladım. Aslında bunlara aşk romanı denmezdi, bilen bilir Beyaz Dizi vardı bir zamanlar. Okuldan gelir gelmez atardım kendimi yatağa, bitirene kadar okurdum. Zaten hiç bir edebi değeri olmayan, sabun köpüğü gibi şeylerdi. Ben aslında yerli ve yabancı klasikleri okurken bol bol aşk romanı okumuştum, hem de son derece düzeyli, hayatın içinden öyküleri anlatanları.

Bir dönemdi Beyaz Dizi hayatımda, geçti gitti kısa zamanda. Yıllar sonra bir gün bir gazete bayiinde rastlamıştım ikinci eline bu kitapların, sırf aynı heyecanı duyayım diye aldım, hayal kırıklığına uğradım:)

Şimdilerde aşk romanından çok tarih okuyorum. Osmanlı'nın gerileme ve çöküş dönemi ilgimi çekiyor daha çok. E, orada da bolca aşk, entrika var zaten:) İdare edip gidiyorum işte.
Bol kitaplı ve aşklı günler dilerim efendim.
Esen kalın.  

 
Toplam blog
: 314
: 1210
Kayıt tarihi
: 07.08.11
 
 

Üsküdar İstanbul doğumluyum ve halen burada yaşıyorum. Okumak, yazmak ve seyahat etmeyi çok seviyor..