Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '10

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşka gelen ayaklar

Aşka gelen ayaklar
 

Aşkın ilk günleri keyiflidir, insanın kendi rahminden doğması gibi heyecanlıdır. Buluşmalar, karizma yapan bakışlar, ürkek dokunuşlar... Kadın en çok aşkın ilk günlerini sever. Tadını çıkara çıkara uzatmak ister. Kendini aşka hazırlamaktan keyif duyar. Ama kadının tersine erkek genelde hemen yatak odasına geçmek ister. Erkek, “Bir an önce fani tenlerimizi buluşturalım, ruhların buluşması zaten zorunlu olarak ebedi olacak” görüşüyle hareket ederken, kadın romantik anların tatlı heyecanını bıkmadan her gün duyumsamak ister gibi yavaştan alır. Cinsel aşk etme öncesi acelesi olan erkek, arzusu gerçekleştiğinde yaman bir çelişkiye düşer. Erkek bir yandan kadını en hızlı biçimde koynuna almak isterken diğer yandan kendini çabuk teslim eden kadının iffetinden de kuşkuya düşer. 

Bir aşk ilişkisinin ilk günleri hem kadın hem erkek için çok önemlidir. Ama bu önemseme farklı duyum ve hedeflere yöneliktir. Kadın erkeği daha güvenli bir ilişki için doğru tanımak isterken kendini de ona cinsel çekiciliğiyle beğendirmekten keyif alır. Erkekse kadına yönelttiği tüm iltifatlarının altına cinsel sevişmeye hazır olduğunu ima eden bir ipucu saklar. Kadının önceliği erkeğin güvenilir bir aile babası olabileceği kanısını sağlam temele oturtmaktır. Erkeğin önceliği kadının ona cinsel keyifler sunmasıdır. 

Kadın sıcaklığı ve samimiyeti ile erkeğin bu aceleci cinsel sevişme arzusunu iyi niyetli cilvelerle ertelerse onun kendi cinsel kimliğine güven duymasını da sağlar. Kadınsanız erkeği tanıyıncaya kadar her alanda dürüst olmanız gerekse bile çok da açık olmanız gerekmez. Ancak kadın her şeye rağmen sevgili yapacağı erkeğe hemen ilk günden başlayarak yalnızca ne kadar seksi olduğunu değil, aynı zamanda neşeli bir dost, yürekli bir arkadaş, güven veren bir sevgili olabileceğini de göstermeye çalışmalıdır. Böyle yapılırsa o aceleci erkeğin kısa zamanda romantikleştiği ve yatak odasına girmeden önce kadının gönlüne girebilmek için maddi varlığı kadar ruhunu da beğendirmeye çalıştığı görülecektir. 

Erkeklerin üzerindeki toplumsal bilince yüklenen cinsel iktidar baskısını da unutmamak gerek. Çünkü bizim erkek milleti başarılı olmak, her an erkekliğini ispatlamak duygularıyla büyütülmüşlerdir. Bu yüzden de kendilerini bu anlamda ispatlama endişesi taşırlar. Eğer kadın erkeğin bu güçlü iktidar misyonunu sevecenliği ve samimiyetiyle paylaşabilirse onu cinsel sevişmede kendiyle uyumlu bir ortak yapabilir. O zaman da o iş bitirici “beceren” erkek gider, yerine sevgi dolu aheste bir âşık gelir. Bu da demektir ki, aşk ve tutku dolu günler daha uzun süre sizinle beraber kalacaktır... 

Makinisti kadınsa aşk treni yavaş fakat uzun yol alır… Tabi erkek de rayların bakımını iyi yapmalı... Tren yolunu asla ne kadın ne erkek tek başına belirleme inadı tutturmamalı. Galiba en güzeli ve doğrusu kadın ve erkeğin kalplerini aynı nabza bağlama isteğiyle hep el ele, gönül gönüle hayatı paylaşmasıdır. 

Muharrem Soyek 

 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..