Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşkı korumak, bulmaktan daha zor!

Aşkı korumak, bulmaktan daha zor!
 

Kalbiniz çarpıyor, mideniz kasılıyor, heyecanlanıyorsunuz...

İlk belirtilerden de anlaşılıcağı üzere teşhisiniz doğru, siz aşıksınız.

O hummalı arayış bitti artık aşkı da buldunuz. Hazırsınız. Buluşmalar, akşam yemekleri, organizasyonlar, inanılmaz aktif bir hayat sizi bekliyor. Belki bunların hiç birine gerek yok, saatlerce konuşmak hatta konuşmadan ona bakmaya bile razısınız. Peki ya durum O’nun için de aynı mı?

O ne yaşıyor? Sizinle parelel duygular içindemi yoksa O’nun aşk anlayışı farklı mı? Diyeceksiniz ki; “ortak dili konuşmasak aşık olur muydum?” Aşk doktoru değilim ama sanırım olurdunuz. Adına ortak bir dille aşk desekte ne yazık ki her kişide farklı doğar, büyür ve ölür.

“İyi ki aşık oldun ne yazdın be!” demeyin tecrübeyle sabittir.

Uzun soluklu aşk bekleyeşi size yeni bir dünyanın kapısını açar. Artık yeni birini tanımak üzeresinizdir. Ya da benim gibi önce arkadaşlıktan sonra sevgili olma yolunda ilerleyebilirsiniz. Ama unutmayın ki işler arkadaşlıktaki gibi olmuyor. Birine sevgili gözüyle bakmaya başlayınca durumlar değişiyor.

Mesela arkadaşken görmediğiniz pek çok şey gözüne çarpıyor, kimini onaylıyor kimini onaylamıyorsunuz. Diyeceksiniz ki “ aşkın gözü kördür” Değildir.

Aşkın ve heyecanın uzun soluklu olmasını istiyorsanız ilk kural; ilişkinizde nefes almak adına boşluklar bırakın. Çok sık görüşmek bir süre sonra beraberinde rutini getirir ki ilişkiler rutini çok sevmez.
Çok sık dışarıya çıkmak çok doğru değil bence. Hafta içi görüşmelerini haftasonuna kaydırabilirsiniz. Hatta mümkünse şehir dışında yeni yerler keşifedebirisiniz.

“Nasılsa bana aşık her halimi kaldırır” düşüncesi varsa onu bir an önce kafanızdan silin atın. Emin olun artık eskisi gibi güçlü aşklar yok, hatta kimsenin kimseye tahammülü yok. Eğer bulduysanızda çok şanslısınız demektir.

Özel hayatlara çok müdahale etmeyin mesela. Arkadaşlarına çok karışmayın.

Kız ve erkek milletinin huyudur; birini buldularmı önce özel hayatına el koyarlar sonra telefonuna en sonunda da giyim kuşama. Sahiplenme ve aitlik duygularını tatmin etmek isteyenler bu kuralları önceleri onaylamasada “aman ne güzel beni sahiplendi, beni ömensiyor” havalarında izin verirler hayatlarına el konmasına. Sonra bakarlar ki; ellerinde kendi hayatı diye bir şey kalmamış. Birilerini senaryoyu yazıyor o da oynuyor. Onlardan biri olmayın. Unutmamalısınız ki; o sizinle, siz olduğunuz için birlikte. Gereksiz sevimlilikler ilişkileri tahmininizden daha çok zedeleyebilir.

Karamsar olduğumu düşünebilirsiniz ancak ben sadece ilk başlarda yapılan ortak hatalardan bahsettim. Başlama aşamasındaki pek çok ilişkinin kaderi bu sebeblerden ötürü son bulabiliyor.

Keşke bunların hiçbiri doğru olmasa ve ilişkiler hesapsızca yaşanabilse.

Herşey gönlünüzce olsun...
Sevgiler...

 
Toplam blog
: 139
: 3267
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

Ya herşeyim ya hiçim.... Birbirinden güzel fotoğraflarıyla yazılarımı destekleyen canım arkadaşı..