Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Türkiyeyi Etkileyen iç ve dış politika sorunları

http://blog.milliyet.com.tr/sakin02

18 Ocak '13

 
Kategori
Siyaset
 

Aslında ne demek istedi

Aslında ne demek istedi
 

Bu adam ne bekliyor güneşin doğmasınımı yoksa batmasınımı ?


Siyasetçiler, genelde söylediklerini ve hedeflerini, yaptıkları açıklamalarde açıkça söylemezler. İletmeye çalıştıkları mesajı kimi zaman üstünü örterek, kimi zaman da başka bir olayı örnek göstererek anlatırlar. Siyaset tekniği açısından bu fazla yanlış değildir. Hatta bazı olaylar için doğrudur bile denilebilir. Son günlerin flaş konusu olan İmralıdaki zat ile yapılan görüşmelerde bakalım kim ne demiş ve aslında ne demek istemiş;

DTK eş başkanı Aysel Tuğluk a göre; ''Mevcut İmralı sistemiyele ve sınırlı iletişim olanaklarıyla Öcalan dışarıyı takip edemiyor. Müzakere koşullarının değişmesi gerekiyor. Madem iş siyasetle çözülecek, o zaman ben devlet, müzakere koşullarına ben karar veririm dememeli ve koşullar eşitlenmelidir.. Türkiye eline geçen bu fırsatı değerlendirmelidir''. Burada  ne işe yaradığını bilmediğim DTK eş başkanının söylemeye çalıştığı şu; Bu meseleyi siyaseten çözmeyi siz istediniz.Bize göre oldukça başarılı bir sene geçiren gerillanın önünü bu yolla kesmeye çalıştınız, O zaman Öcalan'ın konumunu iyileştirmek zorundasınız. Dünyanın hiç bir yerinde bu kadar ağdalı siyasi bir konuyu çözüpte hapiste yatan lider yok. Öcalan halkın lideridir ve konuyu çözebilecek tek kişidir, kendisi hakkındaki söyleminizi düzeltin. Nasıl Başbakan danışmanlarıyla görüşüp bir karar alıyorsa ve elinin altında her türlü iletişim olanağı varsa aynisi Öcalan a da sağlanmalı ve koşullar eşitlenmelidir.

Başbakan Erdoğan'a göre; ''Tek bir gayemiz var. Israrla söylüyorum. Annelerin gözyaşını dindirmektir. Yasal dairede kalarak, meşru çizgide kalarak hangi yöntemle olursa olsun biz bu gözyaşını mutlaka ama mutlaka dindirmek istiyoruz. Onun için milli birlik ve kardeşlik projesi diyoruz. Milli birlik; bundan daha güzel ne olabilir? Tek çatıda toplanacağız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı''. Siyasi çözüm istiyorsanız ve bunu açıktan deklare ederek Öcalanla görüşmeye başladıysanız, Sayın Başbakan söyleminde haklıdır. BDP nin başlangıçtan beri, çoğu zaman tehdit ederek, öne sürdüğü isteklerin başında kürt ve türk halklarının ortak kurucu olarak Anayasa ya geçmesi ve vatandaşlık tanımının yapılmasıdır. Kim kimle ne zaman ortak olmuş bilinmez ama çözümün ilk adımının vatandaşlığın tanımı olduğuda bir gerçek...

BDP Genel Başkanı Demirtaş; '' Yeni başlatılan sürec geçmişe göre ciddi ve kararlı olduğunu belirtti. Sürece Hewler (Erbil) veya İmralı-Hewler adının verilebileceğini belirten Demirtaş, "Hewler süreci PKK ile devlet arasında belki işleyebilir. Çözüm , Türkiye'de kendi içinde yaratacağı eşitler arası hukukla çözülür. Bizce bu formül halen gerçekçidir. Kürt halkının kültürel, sosyal, siyasal sorunlarının çözümü demokratik bir Cumhuriyet ve demokratik bir anayasa ile mümkündür. BDP ve Kandil işin içerisinde olmadan süreç ilerlemez. İmralı'da görüşmelerin başlamasıyla PKK ve üst düzey yöneticilerini hedefleyen saldırı ve operasyonların gerçekleştiğini ifade ederek, ben şimdi sormak istiyorum Sayın Başbakan'a, şu 15-20 gün içerisinde sizin PKK'ya yapmış olduklarınızı PKK devlete yapmış olsaydı acaba ne yapardınız? Bu süreci yine devam ettirir miydiniz? Soruyorum AKP'nin üst düzey on yöneticisi bu süreçte Allah korusun öldürülseydi, yine bu süreci devam ettirir miydin? Tek taraflı ateşkes olmaz" .Görüşmeler İmralı'da ve Oslo'da olduğu için bu isimler verildi. Eğer olacaksa, devam edecekse ve taraflar bu konuda bu konuda bir trafik başlatacaksa, belki doğru isim Hewler sürecidir. Hewler süreci PKK ile devlet arasında belki işleyebilir. Sayın Öcalan İmralı'da olduğu sürece de, Güney Kürdistan'ın başkentinde bu görüşmeler niye yapılmasın? Diğer tüm grup ve fraksiyonları da bu sürece katmalıyız. Onlarla bu süreçle ilgili bilgileri paylaşmalıyız. Bilgilendirme söz konusu olacak. Herkes şunun farkındadır. Sadece Türkiye'deki Kürtlerin kaderi çizilmiyor, bütün Kürdistan'ın kaderi çiziliyor. Kürtlerin birbiriyle hareket etmeleri, desteklemeleri gerekiyor. Kürt hareketleri halka karşı görevlerini yerine getirmek istiyorlarsa, ulusal taleplerde ortak hareket etmeliler." Bu tipik bir BDP üslubudur. aslında söylemek istenen ve bir sonraki hedef olarak, Türkiyedeki Kürtlerin sorunlarını çözmek yetmez mesele güney kürdistan la beraber ele alınmalıdır. İlerideki hedef tüm kürtlerin birleşmesi ve büyük kürdistandır. Diğer fraksiyonları da dikkate almalıyız. Suriyedeki kürt oluşumunu ihmal edemeyiz dir.

Bir meseleyi, silahlı çatışmadan, siyasi zemine aktarma kararı vermek ciddi bir karardır. Yapılabilir mi? Evet yapılabilir, ancak tek koşul baştan beri söylediğim ve yazdığım gibi, pkk nın silah bırakması ile mümkündür. Başbakan Erdoğanın son zamandaki söylemi bu, hatta silahı bırakıp kuzeye Irak a geçen pkk lılara operasyon yapılmayacağı vadinde bile bulunuyor. Bu uygulanabilir mi? Hayır hiç kimse silahlarını ileride dönüp almak üzere, oraya buraya saklayıp önlerinden geçenlere operasyon yapılmasını durduramaz buna sayın Başbakan da dahildir. Aslında Başbakanın bu söyleminin arkasında yatan pkk nın silahlarını bırakıp teslim olması ve kuzey Irak çekilmesidir. Bunu pkk kabul eder mi? Yönetici kadronun alacağı tavizlere bağlı olarak edebilir. Siyasete aktarılması kararı verilmiş bir konuda sadece taraflardan birinin söylediklerini kabul ettirmesini beklemek sadece hayaciliktir. Bir müzakere alınan ve verilen tavizlerle sonuçlanır ve her iki taraf ta açıklamalarını bu işten biz karlıyız diye yapar...

Neyin doğru neyin yanlış olduğunu, ne verdiğimizi ne aldığımızı  bize sadece zaman gösterecek, doğal olarak  ödenecek siyasi bedelleri de, bekleyeceğiz ve göreceğiz...

 
Toplam blog
: 89
: 321
Kayıt tarihi
: 27.07.09
 
 

ODTÜ 1970 Kimya Bölümü mezunuyum. Çalışma hayatımın bir bölümü kamuda bir bölümü ise özel sektörd..