Atatürk, neden muasır medeniyetler seviyesini hedefledi?

Atatürk ülkenin gelişim düzeyini yükseltmek için neden muasır medeniyetler seviyesini işaret etmiştir dersiniz?

Önce muasır medeniyetler seviyesini kısaca bir tanımlayalım.

Diğer ülkelerden farklı olma durumu. Yani gerek sosyal gerek ekonomik gerekse bilimsel açıdan diğer ülkelerden daha önde olan ülkelerin bulunduğu konum. Örneğin Avrupa ülkeleri.

Peki, neden başka ülkeler değil de Avrupa ülkelerini işaret etti dersiniz Atatürk?

Öyleya tarihte orada da barbarlık yaşandı. Astığım astık, kestiğim kestikti..Üstelik Hristiyan bir toplum.

Atatürk,  'memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve delalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler' şeklinde yüz yıl sonrası için bugünleri öngörerek bu sözleri söylemiş, bi elli yıl sonrası için de muasır medeniyet seviyesini öngörmüş ve Hz. Muhammed'i de büyük bir devrimci olarak tanımlamış dünya liderlerinden ve yüzyılın lideriydi. Zira bugünlerde gaflet ve delalet gibi görünen durumların sadece politika gereği olduğunu düşünenenlerdenim. Oy devşirmenin ötesinde bir durum olduğunu sanmıyorum çünkü Cumhuriyetin ilelebet yaşayacağını ve dünyanın en iyi yönetim biçimi olduğu herkes tarafından bilinmektedir.

Evet, elli yıl içinde ülke yani Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023 yılından sonra adım adım Avrupa Birliği dağılmış olsa bile gerek sosyal gerek ekonomik gerekse bilimsel olarak yerini bulacağına inanıyorum.

Batı ülkelerinin her anlamda gelişmiş ülkeler olduğunu kimse inkar edemez.

İslam ülkelerinden biri olmuş olabiliriz. Zira dinler arasındaki ayırım düşünceleri, ülkeler arasındaki ekonomik bağlar ile kendiliğinden çözülmekte olduğunu görebiliyoruz. Daha da önemlisi ülkelerin sınırları bile sadece kağıt üzerinde işlem olarak kaldığını görmekteyiz..

Amerika Birleşik Devletleri üç büyük dinlerin bir araya getirme formülü üzerinde çalışmalarının olduğunu biliyoruz..

Ortadoğu'daki mezhep çatışmaları bir dinler savaşı değildir. ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) bağlamında geliştirmiş olduğu strateji uygulamasından başka birşey değildir..ABD mezhepler çatışmaları oluşturarak Ortadoğu'nun bütününü değiştirmeye çalışıyor. (ha, bu arada petrol ve diğer yeraltı kaynaklarını ele geçirmiş olacak. onlar ayrı tartışma konularıdır)..

Dönelim tekrar ülkemize..

Yirmibeş otuz yıl önce Hristiyan toplumunu büyük çoğunlukla dışlayan toplum durumundayken  günümüzde ticari ilişkiler arttıkça -din ayrı, ticaret ayrı- noktasına gelindi..

Bu güzel bi gelişme.

Hükümetin toplumu muhafazakarlaştırmaya doğru yönlendirdiği herkes tarafından yorumlandırıldığını  da görüyoruz.

Bu konuda objektif değerlendirme yapıldığında, Hristiyan ülkeleri ile (muasır medeniyet ülkeleri) ticari partnerlik durumları daha da geliştikçe din argumanlarına bakış açılarının da değişebileceğini öngörebiliriz.. Kendiliğinden din düşmanlıkları sıfırlanacaktır.

Bu bir plan ve proje işidir..

Şu anda internet dünyası ile doğup yirmi yaşına gelmiş genç kuşak 2023 yılında otuz yaş cıvarı olacaklardır.

Sorgulayan ve ne istediğini bilen bir gençlik gelişiyor.

İnternet ile herşeyi sorgulayıp öğrenebiliyor. 

Aynı şekilde din ve dinler arası hoşgörüleri de iyi öğrendiklerini düşünuyorum.

2023 sonrasında herkes kendi inançlarını yaşarken Hristiyan-Musevi ve diger dinler ile nasıl içiçe yaşayabileceklerini öğrenmiş olacağını düşünuyorum.

Bütün bunların işleyiş biçimleri Kapitalizm dediğimiz olgularla birlikte gelişen ve gelişecek durumlardır.

Şimdi, 'neden muasır medeniyeti' derseniz?

Bi kere sosyolojik anlamda Avrupa ülkelerinde insanı insan yapan değerler ön planda olduğunu görüyoruz..

İnsan odaklı değerler ön planda ise bir ülkede, orada sevgi var demektir. Orada adalet-vijdan var demektir. Orada insanın yaşam süreleri daha üst düzeyde dir demektir.