Atı alan Çin'i geçecek!!

Herkesin artık bildiği bir konu, Çinliler dünyanın her yerini sarmış durumdalar. Çin şehirleri inanılmaz bir gelişme içerisinde bugün dünyanın en yüksek binasındaydım ve ne diyeyim ağzım açık kaldı. Ekonomik kalkınmalarının sonucu olan bu muhteşem güce biraz daha yakından bakalım.

Çin son yılların mucizesi de denilebilir. Ülkelerine çektikleri sermayenin büyüklüğü 70-80 Milyar dolar. Bu rakam inanılmaz bir rakam ve bizim Türkiye olarak çektiğimiz sermayenin on katını Çin tek başına süpürüyor. Artık medya her gün yeni bir Çin haberi ile bizlere bu ülkeyi tanıtıyor az çok bir şeyler biliyoruz. İnsanın kendi gözleri ile bir takım şeyleri görmesi ise bu işin boyutunu gözler önüne seriyor.

Geçenlerde kitaplara daldım gittim ve oradan oraya atladım durdum uzak doğunun geleceğine Çin’in geleceğine şöyle bir baktım. Sonuç ise çok çarpıcı dünya döviz rezervlerinin çoğu bu bölgede toplanmış durumda adamların merkez bankaları dövizi her şekilde tutuyor her hangi bir ani şokta çok rahat kullanabilecekleri milyonlarca dolar Amerikan dolarları var. Şu anda dünyanın üç büyük döviz rezervine sahip yerleri aynen şöyle sıralanıyor. Çin, Japonya, Tayvan neredeyse bu üçünün döviz toplamı neredeyse 2.5 trilyon dolar. Çin’in geçenlerde 1 trilyon dolar barajını aştığını yazmıştım. Bizden bir örnek verelim bizimde 65-70 Milyar dolar arasında gidip gelen bir döviz rezervimiz var. Ülke yüz ölçümü olarak 36.000 km kare olan Tayvan ise kasasında 250 Milyar dolar bir nakit ile adeta boyundan büyük işler yapmakta. Önümüzdeki birkaç sene içersinde ise dünyanın 4 büyük şehri hariç tüm büyük şehirleri Asya'da olacak bu da Asya’nın ne kadar önemli bir bölge olduğunu ortaya koyuyor. Asya'da ise lokomotif tek kelimeyle Uzakdoğu. (Çin, Tayvan, Kore, Japonya, Malezya, Singapur...)

Buralar sermayenin aktığı ve isterseniz size uzay mekiği bile üretecek teknolojinin olduğu yerler. 1.3 milyarlık Çin'e bakıp ta ağzı sulanmayan şirket sanırım yok gibi. Bizimkiler hariç! Biz Türkler fırsat tepmelerine bayılırız, bu fırsatı da elbet kaçırırız. Gelsek bile hangi marka ile geleceğiz oda başka bir yazı konusu zaten, fazla karıştırıp olayı matematiksel probleme dönüştürmeden bir örnekle açıklayayım.

Bugün dünyanın en yüksek binasını gezdim. İsmi "Taipei 101", muhteşem bir bina hem çağdaş görünümü hem de insanoğlunun yapı tekniğinde gelmiş olduğu noktanın ne kadar inanılmaz olduğunu gösteren muhteşem bir bina. 512 metrelik bu gökdelen bu küçük adaya, Tayvan’a yaklaşık 2 milyar dolara mal olmuş. Yapımında yüzlerce kişi çalışmış, hiçbir masraftan kaçınılmamış ve her türlü deprem fırtına önlemi alınmış bir bina, yeryüzünün en yüksek binası olmasının yanı sıra ilk defa yarım kilometre sınırı da bu bina yapıldıktan sonra geçilmiş. İçerisi muazzam döşenmiş, hem bir iş hem bir alışveriş merkezi zaten Tayvan borsası da bu binanın 7 katını kiralamış ve işlemler burada gerçekleşiyor. İçerisinde dünyanın en hızlı asansörleri de vızır vızır çalışıyor bu asansörlerin tanesi ise tam 2 milyon dolar.

Ben bu binayı görünce şöyle bir düşündüm ve kendi kendime sordum. Bu bina neyin sembolü??? Sizce neyin sembolü?? Cevap çok basit, bu bina gücün, bir meydan okumanın sembolü. Cebinden 2 milyar dolar çıkaracaksın ve şehrin göbeğine bunu konduracaksın. Türkiye olarak biz böyle bir binayı yapmak için ne yazık ki Araplara yalvarıyoruz ve canım İstanbul’a neymiş "Dubai Towers"mış onları yapmaya kalkıyoruz. Bizde meydan okuyalım bakalım dünyaya ama nerde keşke olsa da paramız bizde yapabilsek. Adamlar binayı yaparken her şeyi düşünmüş. Yer altına da 5 kat girmişler. Etrafta bir tek araç yok neden? Çünkü Taipei 101’in altı komple garaj olarak tasarlanmış biz olsak belki de alta yaptığımız yer yetmedi diye bir o kadar alanı da ziyan edip etrafa çirkin görünümlü garajlar yapardık. Ankara’da da İstanbul’da da bunu düşünemeyip alışveriş merkezinin etrafına saçtığımız bir sürü alışveriş merkezimiz var. Burada ise nasıl bina yapılır dersi var. 101’i gezmeye devam edelim bakalım neler çıkacak karşımıza.

Taipei 101’in 89. katı turistik gezi amaçlı düşünülmüş. 12 ytl karşılığında buraya çıkıp şehre tepeden bakabilirsiniz. Ayrıca 4 ytl daha öderseniz, 91. kata çıkıp terasın tadını çıkarabilirsiniz. Bu da hem Tayvan’ın tanıtımı hem da turistlerden para kazanmak açısından çok güzel bir şans Taipei 101 için. Binayı gezerken yine benim içimde fırtınalar kopmaya devam ediyordu tabi şöyle bir düşündüm hatta yanımda da Ömürden vardı, dedik ki "gelecekte hangi ülke bundan daha büyük bir bina yapma cesareti gösterebilir. Bizim girmeye çalıştığımız Avrupa mı? Yoksa Amerika mı? Fransa Eifel den sonra hangi yapıyı yaptı? Almanya da yeni yapılması düşünülen bir bina mı var?" Cevap basit şu anda dünyada bunu yapabilecek güce sahip birkaç ülke var. Araplar tabi ki bunların başında geliyor ama Araplar parayı bol buldukları için genelde nereye süreceklerini pek bilemiyorlar. Diğer güç ise Uzakdoğu Çin, Japonya bu işi daha da öteye götürmeyi düşünüyorlar. Böyle bir bina yapabilecek başka bir ülke varsa lütfen tezimi çürütsün.

Bu ülkelerin ekonomileri ile tamamen doğru orantılı olan bu tür yapılar ülke ekonomisinin gücünü gösteren en görkemli eserlerdir. Uzakdoğu'da ise bunlardan epey bir var. Yenileride elbette gelecek batıda tıpış tıpış gelip paracıkları buraya yatıracak. Batılılar yatıracak bu adamlar üretecek gün gelecek bu seferde kendi markaları ile istila edecekler tüm pazarları, şimdilik bunu en iyi başaran Japonya ama gelecekte Çin, Kore ve Tayvan'da "ben de varım" diyecek. Biz Türklere de bu kafa ile gidersek türban tartışmaları, terör olayları, trafik kazaları ve onlarca saçma sapan tartışma düşecek, ister üzülün ister üzülmeyin akıllı olmaz isek atı alan Çin’i çoktan geçecek.

Benim için çok güzel ve öğretici bir gün oldu, Türk olarak isterdim yerli sermaye ile adını kendimizin koyacağı güzel binalarımız olsun. Uzakdoğu Çin üzerine çalıştığım için öyle bir binanın da Tayvan tarafından dünyaya meydan okurcasına dikilmiş olması beni bu bölgenin üzerinde daha çok çalışmaya yöneltti. Burası paranın toplandığı bir yer, burası dünyada ağırlığı artan bir yer üretiyorlar ve çatır çatır satıyorlar. Kimse de gıkını çıkaramıyor. Adi yapıyorlar diyoruz belki de, hiç te değil onlarca kaliteli markalarda burada üretiliyor ve üretilecek biz istesek de istemesek de Çinli'si de, Tayvanlı'sı da dünyayı sallayacak. Darısı bizim başımıza dilerim sallanan olmaktan bir an önce kurtuluruz. Sevgilerimle.