Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '15

 
Kategori
Deneme
 

Atlantis ya Karadenizdeyse

Atlantis ya Karadenizdeyse
 

Dünya oldukça küçük ve gerçekten tarih tekerrürden ibaret. Aynı şeyler devamlı oluyor bazı insanların neden olayları daha iyi analiz edebildiğini ve olayları daha iyi yorumlayabildiğini anlamak güç değil. Zira okuyorlar. Geçmişi okumak geleceği tahmin etmeyi kolaylaştırıyor zira insanlar hep aynı hataları yapıyorlar.

Bazı tarihçiler insanoğlunun atlantis hikayesi ile ilgili farklı görüşler ileri sürüyorlar ben de onlardan birtanesini size aktaracağım, temel olarak okuduğum kitaplardan etkilenerek yazılarımı yazdığım için okuduğunuz kitaplarla benzerlikler bulursanız beni fazla ayıplamazsınız umarım. 

Bir çok insan istanbul boğazına ingilizce bosphorus dendiğini bilmez. Aslında latince bir kelimedir. Boğa anlamına gelir. İstanbul'un boğa ile ne alakası var diye sormayın. Eskiden karadeniz denizinin bir göl olduğu biliniyor. Zira tahmin etmek zor değil çünkü karadeniz tuz oranı olarak diğer denizlerden çok daha az tuzludur. Size bilmediğiniz başka bir bilgi daha vereyim karadenzin dip kısımlarında tarihi bir şehir ve orta kesimlerinde de bir tepe olabilecek bir çıkıntı bulundu. Alakasını birazdan anlatacağım.

Yunan tarihçilerin ellerindeki parşomenlere göre istanbul boğazının ismi oldukça eskiye dayanıyor. Zira Pompei yanardağının patlamasından kurtulan belgeler arasında ismi geçiyor. Rivayete göre eskiden boğazın olduğu yerde devasa bir şelale varmış ve bu şelaleden akan su karadeniz havzasına gelirmiş. Şelalenin şeklini düşünürseniz su bir boğanın burnunu yüksek kayalar ise boynuzlarını andırırmış. Bu sebeple insanlar bu şelaleye boğa ismini takmışlar yani bosphorus. Fakat havzanın sulama kaynakları dere ve çaylardan karşılanırmış. Bu koskoca ovanın ortasında ise bir medeniyet kuruluymuş. Öyle ki zamanın en bilgin insanları burada faaliyet gösterirmiş. Ancak bir gün bir felaket olmuş ve büyük br deprem bu çağlayanı yıkmış. Çağlayanın arkasında duran devasa deniz hızla karadenize boşalmaya başlamış ve saatlar sonra yada belki 1-2 gün içinde tüm ovayı yutmuş.

Bu hikaye size tanıdık geliyormu bilmiyorum ama bana Atlantis şehrinin hikayesini anımsatıyor.

Bu hikayeyi başka bir hikayeye bağlamak istiyorum benimkisi sadece bir tahmin zira tarihçiler tarihlemenin az çok uyduğunu kabul ediyorlar.

Zamanın birinde bir Peygamber ulusunu zalim bir firavunun elinden kaçırmaya çalışıyor ve zalim firavun ordusuyla kızıldeniz arasına bu mazlum halkı sıkıştırıyor. Ve birden Musa Peygamber asasını yere vuruyor ve sular açılıyor. Tüm halkının geçeceği kadar bir süre sular açık kalıyor sonra tam firavun geçerken kapanıyor ve firavun boğuluyor.

Karadenizi dolduracak kadar suyun nereden gelmiş olacağını ve kızıl denizi belirli bir süre boğazlardan yeterli su geçene kadar ne kadar alçaltacağını düşünün...

Ardından ise boğazlardan yeterli su geçtiğinde suyun tekrar yükseldiğini düşünün.

Aslına bakarsanız oldukça zorlama bir yorum olduğunu ve kabul edilmesinin ayrıca kanıtlanmasının zorluğunuda kabul ediyorum. Ancak fikrin aklıma rus denizaltısının karadenizde battığı zaman kurtarma ve cenazeleri çıkartma çalışmalarının yapılmamasının verdiğinide söylemeliyim. Çünkü o derinliğe inen sadece Amerikan denizaltıları vardı???

Atlantis ya hikaye değilde bir gerçekse ve Karadenizdeyse...

Ya Hz. Musa peygamberin yarattığı mucize ile bir alakası varsa...

Size İyi bir fikir jimnastiği diliyorum.

Bkz. maps.google.com karadenizin haritası ve çıkıntı orada duruyor. Denizaltının battığı yeride google a sorarak öğreneblrsiniz.

Saygılarımla

Saygılarımla 

 
Toplam blog
: 23
: 1421
Kayıt tarihi
: 23.11.08
 
 

1979 Bursa doğumluyum. Kocaeli Makine Mühendisliğinden mezun oldum.Çevre Müh. Yüksek Lisansımı ya..