Atmosfer normale döndü

Nihayet havadaki aşk bulutları dağıldı. Etraftaki yoğun kırmızı renk, obje, kalp, kanat ve benzeri dekorlar normale dönmeye başladı. Hediye faslı, gün boyunca havada uçuşan aşk mesajları, güller, öpücükler derken kazasız belasız bir sevgililer günü daha bitti ve rahat bir nefes aldık. Az kalsın aşk kokulu atmosferden boğuluyorduk, Allah’tan İstanbul’a yağmur yağdı.

Sevgili “Sevgililer Günü”nde şahsım, babamın jesti ile Kenan Doğulu konserine gitti. Konseri bir başıma izleme şansına sahip olduğum için ona buna takılmadan, yanımdaki adam “süper Kenan”ı kıskanır mı riski almadan güzel bir gece geçirdim.

Yurtdışından özel olarak getirilmiş, ısıtmalı, yiyecek ve içecek hizmetinin sınırsız olduğu çadır konser alanı son derece başarılıydı. Üşümeden ve konforlu bir ortamda konseri sorunsuz izleyebildik. Kenan Doğulu’nun kendini ispatlamış müziği, sahne performansı, birlikte çalıştığı müzisyenler, dansçılar, özel ışık efektleri üzerine bir de ben yazacak değilim. Haddime değil, ben dinleyici ve seyredici olarak her şeyden çok keyif aldım hemen bildireyim.

Özellikle belirtmek istediğim tek konu Kenan Doğulu'nun son derece zevkli, kendine has kostümleriydi ki; siyah binici pantolonu ve çizme ile kombin edilmiş, yine siyah payetle işlenmiş kırmızı eşofman üstü günün de anlam ve ehemmiyetiyle kendisine çok yakışmıştı.

Bir ara havadaki yoğun sevgi bulutundan kalbi sıkışan bir arkadaş, filmlerde görmüş olmalı ki, kendi teklifi de o derece romantik olsun istedi ve kendini sahneye atıp, sevgilisine evlenme teklif etti. Umarım bu sabah pişman olmamıştır çünkü dün gece hayal alemindeydi.

Bir de gördüğüm o ki, sevgililer günü kutlamalarında yaş ortalaması düşmüş. Kendi yaşıtlarımla pek karşılaşmadım ama çok da yadırgamadım. Bizim yaşıtların bir kısmı Fenerbahçeli olsa zaten kalplerindeki gerçek on bir sevgiliye olan aşklarını ispat etmişlerdir. Derby maç varken sevgiliden vazgeçmiş ama bu sevdadan asla vazgeçmemişlerdir. Dolayısıyla bu faktör de orta yaş kutlamalara biraz engel olmuş ve kutlamaları hafiften Şükrü Saraçoğlu’na kaydırmıştır diye düşünüyorum. Yine de aferin gençliğe, yarının büyüklerisiniz bu tip günleri yaşatmakta fayda var, arkanızdayım diyorum.

Zaten siz yaşatmasanız gözümüze zorla sokulan reklâmlar, bir ay önceden başlayan mail zincirleri, on kişiye gönderirsen sevgili bulacaksın vaatli cep teli mesajları, basın bültenleri, sevgiliden yeni ayrılmış “o gün ne yapacağım ben şeklinde” ağlamaklı tanıdıklar veya o akşam ne yapsam delisi olan arkadaşlar var. Bu paragrafla alakası yok ama olan var, olmayan var…

Sevgili sevgililer! Senenin ilk özel günü kutlandı bitti. Artık rahatlayın. Gelecek sene ikinci bir emre kadar istediğiniz gibi kavga edebilir, tepişebilir, ayrılıp barışabilir, bunalıma girebilir, değişiklik olsun diye kendinize yeni sevgili edinebilir veya o güne kadar yapmak istediğiniz tüm şeytanlıkları yapabilirsiniz.

Hepimize sevgiyle geçmiş olsun…