Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '08

 
Kategori
Futbol
 

Ay-netekim durmaz!

Ay-netekim durmaz!
 

Fenerbahçe-Denizlispor arasındaki maç başlarken, yıllar öncesine gittim.

Neydi o konfetilerin havada uçuştuğu, yangınların çıktığı, asıl yangının Fenerbahçelilerin yüreğinde olduğu maç!

Koskoca bir yılın emeği, sadece bir doksan dakikaya kalmıştı.

Haydi, bilemediniz, konfetiler nedeniyle 106 dakika oynanan ve şampiyonluğun kaybedildiği o meşhur maç!

Acaba; yine mi ona benzer bir durum olacak? Fenerbahçe kötü başladığı bir sezonda, yine arkasını getiremeyecek mi? Diğer Anadolu takımlarının hep yaptığı gibi! Denizli de Fenerbahçe’ye her zaman olduğu gibi kafa tutacak mı? Böylesine sorularla dopdolu bir maç!

Koskoca bir 45 dakika geçiyor. Dişe dokunur bir top oynanmadığı gibi, elle tutulur bir gol pozisyonu da yok!

Sıkıcı, sıkıcı olduğu kadar da mücadeleden yoksun geçen bir ilk yarı…

Derken ikinci yarı başlıyor…

Yine fazla değişen bir hareketlenme yok!

İkinci yarının ilk on dakikasından sonra, Ara_gones, değişik aramalara giriyor!

Oyuna iki yeni oyuncu sokup, varlığı ile yokluğu belli olmayan, sahada gezinen ve görevi sadece Roberto Carlos’un önüne gelip, onu zor duruma sokacak pozisyonlarda, ona yardım etmek olan Gökçek(!) Vederson ve kendisine ceza sahasının ön çizgisi ile orta yuvarlağının Fenerbahçe kalesine bakan yayı arasını arşınlama görevi verilen Josico kenara alınıp, Deivid ve Emre oyuna alınıyor.

A… O da ne? Fenerbahçe kıpırdamaya başlıyor!

Guiza’ya atılan bir uzun top ve filelere giden meşin yuvarlak. Ancak, yan hakem(Pardon Yardımcı Hakem)çekiyor ofsayt bayrağını, Guiza; Bayrak ve düdükten(!) sonra topa vurduğu için Sarı kartla cezalandırılıyor!

Arkasından Ceza sahası içinde Alex’e yapılan ve herkesçe Penaltı olduğu konuşulan, ancak Ay-Netekim Durmaz tarafından oyun durdurulmuyor!

İlahi adalet o anda tecelli ediyor ve Emre Belezoğlu’nun Fenerbahçe’ye geldiğinden beri yaptığı en olumlu hareketin neticesinde Gol…

Arkasından al gülüm ver gülüm ile geçen bir maça, Deivid damgasını vurmaya başlıyor!

Ve 40 metreye yakın bir mesafeden nefis bir şut!..

Herkes ayakta! Enfes bir gol! Hatta öylesine bir gol ki! Kale arkasındaki top toplayan çocuk tam kalenin arkasında! Top kalenin içinden ona çarpıyor(!) çocuk yere düşüyor(!) Kaleci çocuğa çarparak(!) kendisine gelen topu alıp oyuna devam ediyor!

Tam o anda Ay-Netekim Durmaz devreye girip, topunda durmamasını istiyor ve lig tarihine güzelliği ile geçmesi gereken, o harika gol sayılmayıp, tarihin öbür yanına kayıt ediliyor(!)

Tabi, Ay-Netekim Durmaz da tarihin o tozlu sayfalarında yerini alıyor!

Ay-Netekim Durmaz, kendi durmuyor; ancak Fenerbahçe’yi durdurmak için elinden geleni yapıyor!

Maçın son düdüğü ile skora bakıyorum. Fenerbahçe 1- Denizli 0…

Oysa normal şartlarda maçın atılan gollerle (verilmeyen penaltıyı kast etmiyorum) Fenerbahçe’nin 3-0 maçı alması gerekiyor. Yani atılan iki gol verilmiyor.

Bu hakem triyosunu görünce, geçen hafta sonu oynanan ve Galatasaray’ın 3-1(!) galip geldiği Hacettepe maçının hakemi gözümün önüne geliyor! Emre’nin attığı o muhteşem golü saydığı için hakeme teşekkür edesim geliyor(!)

Belli mi olur, bakarsınız niye gol atıyorsunuz diye Fenerbahçeli oyuncuları, oyundan da atabilirdi!

Buna da şükür diyerek, oynanacak Dinoma Kiev maçına odaklanıyorum!

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..