Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '08

 
Kategori
Yemek - Mutfak
 

Ayıptır yahu…

Ayıptır yahu…
 

Ört kız eteğini. Ayıp dedik ya...


Kadınız şurada ve bir tek bile yemek tarifimiz yok. Gerçi var bir tane de o sayılmaz. Müstehcen. Baktım bi yemek tarifi verip tıkları götürüyorlar ben de katılayım dedim bu furyaya. Tamam. Maskülen yanımız ağır basıyor ama bakmayın siz. Feminen yanlarımızı ağır bastıracak şartlar oluşmadığındandır. Bu kadar giriş yeter değil mi?

Ben size yemek tarifi değil de... çok kolay yapabileceğiniz, ekonomik ve tadı harika mı harika olan bir kek tarifi vereyim. Bizim bir enişte var Almanya da. Adımı üzümlü kek koydu zaten. O bizim iyi niyetimizden enişte. Suiistimal etme.

Bak ben hala giremedim kek tarifine. Ne çene var bende de ya. Kek’i bile muhabbete boğdum. Her neyse bu kadar muhabbet yeter. Geçelim kekimize.

Fakat baştan söylemiş olayım. Bu mizahi bir kek tarifidir ama gülünmez.

Maestro:
Önce malzemeler gelsin.

4 yumurta

125 gr margarin

3 Su bardağı un

1 su bardağı yoğurt

2 su bardağı şeker ama iki çok geliyor ben bir buçuk kullanıyorum. Zevkinize kalmış.

1 paket vanilya

1 paket paking Powder (kabartma tozu)

Bir tutam susam.

1 Limon veya portakal kabuğu rendesi. İkisi de güzel oluyor. Hangisini tercih ederseniz.

Gelelim yapılışına.

Tüm bu malzemeleri sağladıktan sonra geniş bir kaba dört yumurtayı kırın. Üstüne iki bardağa yakın şekeri boşaltın. Diğer malzemeleri önceden hazırlamış olun ha bu arada. Hazır olsun. "Portakal ve limon kabuğu rendesini özellikle." Bir taraftan da teflon tavada yağınız eriyor olsun. Her neyse yumurtayı ve şekeri biraz çırpın ama fazla çırpmayın kabarmaz. (Size beceriksiz hatun derler sonra, ben karışmam:) Ondan sonra yok Aynur hanım verdiydi de bize bu tarifi, onun suçu suçlamalarına gelemem. Haberiniz ola. Her neyse… Çırptığınız ama fazla çırpmadığınız şeker ve yumurtanın üstüne tavada ılıyan margarini, (arzu eden sıvı yağla yarı yarıya karıştırabilir, tek başına sıvı yağ kullanmayın aman yine kabarmaz) çırpılmış bir bardak yoğurdu koyun ve bir iki daha karıştırdıktan sonra bir tarafta kabartma tozu ile harmanladığınız unu yavaş yavaş dökerek karıştırmaya devam edin. Ha bu arada. Fırının fişini de takmayı unutmayın. Soğuk fırına koyacağınız kek de kabarmaz çünkü. Babaannemin pörsüyen etleri gibi yayılır kalır. Rahmetli babaannemi de kattım ya bu işin içine, bravo bana. Özür dilerim babaanne. Sen rahat uyu. Bu ne biçim kadın demesinler diye kek tarifi veriyoruz şurada hepsi bu. Her neyse nerde kalmıştık. Kabartma tozu koyup karıştırdığımız unu yavaşça yediriyorduk değil mi? Karışıma...

Yedirdik mi?

Tamam. Şimdi karışımın üstüne bir paket vanilya ve portakal kabuğunu rendesini de ilave edip son bir ki diyerek karıştırdıktan sonra, önceden hazırlamış olduğunuz yağlanmış, unlanmış kek kalıbına veya tepsiye döküyoruz. Şöööyle bir sağa sola yukarı aşağı sallayıp karışımın tepsinin her yerine eşit yayılmasını sağlıyoruz. Sağladık mı?

Sağladık mııııı dedim? Delirtmeyin beni söyleyin. Hah! Sağladıysanız üstüne istediğiniz kadar susamı eşit biçimde dağıtın. Adaletli olsun. Adalet mülkün temeli olduğu gibi, kekin de temelidir. "Unutmayın!" Bu adaleti sağlamayacak olan da hiç almasın benim tarifimi. Hakkımı helal etmem sonra.

Duydum… Duydum… Duymadım sanmayın. Senin de tarifinin de diyorsunuz. İyi be tamam.

Baştan hızlı çekim bi daha alırız ne olacak yani. Sizi mi kırcam. Sizi kıracağıma annemin camını kırarım aşk olsun. Benim arkadaşlar camcı da... Meteliğe kurşun atıyorlar bu ara ne yapayım.:) Annemi bilem harcarım yani arkadaş uğruna. Gordün mü Şerife.

Ya yine olmadı. Bir türlü geçemedim hızlı çekime. Keki yapmam bile bu kadar sürmüyor oysa.

Hadi bu sefer aldım baştan.

Yumurtayı ve şekeri koydunuz geniş bir kaba. Elinize aldınız çatalı, fazla değil en fazla 7-8 kere karıştırdınız. Üstüne çırpılmış yoğurdu ve erimiş yağı koydunuz. Bir iki daha karıştırdınız ve arkasından kabartma tozu ile harmanladığız unu yavaş yavaş yedirdiniz. En son limon veya portakal kabuğu rendesini ve vanilyayı koyup, hazırladığınız bu karışımı önceden yağlayıp, unladığınız tepsiye eşit şekilde yaydınız. Bunu yaparken “ister çiftetelli oynayarak, ister misket” salladınız. Üstüne istediğiniz kadar susamı da eklediniz, attınız 180 derce ısıtılmış fırına ve yaklaşık kırk-kırkbeş dakika pişirdiniz. Kek pişene kadar sakın fırına elinizi sürmeyin, kapağını açamayın cızzz olursunuz sonra. Bir de kekin kabarma-ma olayı tekrar zuhur edebilir ki; pişince kokusundan ve renginden anlarsınız zaten. Pişti mi? Pişti. Sinekte olabilir:) Oyun oyun. Sinek, pişti oynayabilirsiniz bu arada. Kötü niyetim varsa ne olayım. Her neyse mis gibi kokular geldi zaten burnunuza. Hımmmm. Dayanılmaz değil mi? O zaman tavşankanı çaylarda hazırsa, Neeee. Çay yapmadınız mı? Ne yapayım ben şimdi sizi. Siz var ya siz… Hıııı. Neyse yapanlar. Koysunlar çaylarını bardağa ve ister küp küp, ister baklava dilimi şeklinde kestikleri kekleri de koyarak tabağın yan tarafına afiyetle yesinler.

***Üfff noktası: Baklava dilimi gibi kesmenin en kolay yolu, kare kare kestiğiniz parçaları çaprazlamasına kesmektir. Belirtmiş olayım. Ben sonradan keşfettim de..:) Meğer ne kolaymış baklava dilimi yapmak dedim kendi kendime. Yıllarca eza çekmiştim oysa:)

Bakın her yönüyle nasıl da kolaylaştırıyorum işinizi değil mi?

Yalnız bu bloğu Dilek Ç’ ye söylemeyin hiç birimize kek bırakmaz Alimallah:)

Afiyet olsun.

Ohhh be. Ben de kadın oldum:))

Yuppiiii….

Şimdi gülebilirsiniz...

Hahahahaha...

***Arkadaşlar... Unutmuşum tez canlılığımdan. Son bi not. Hani o hazırladığız karışım var ya; daha pişmeden de çok güzel oluyor. Neyi mi? Tabii ki parmaklaması. Demedi demeyin, beni dinleyin. Yiyin ama bitirmeyin! Pişince de güzel oluyor..:))

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..