Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '15

 
Kategori
Güncel
 

Ayranı yoktur içmeye, tahta........!!!

Ayranı yoktur içmeye, tahta........!!!
 

Alıntı


Daha önceleri de, eğitim olmazsa olmazlarımızdan diye ne yazılar yazmıştım, elimden geldiğinde. Ne düşünüyorum biliyor musunuz? Avrupa ülkelerinde, aç kalma diye bir mefhum yok, az veya çok, bir bireyin aylık giderleri hesaplanır, kaç çocuğu var, evli veya bekar, ya da ihtiyacına göre aylığı verilir. Mecazen, herkesin karnı burnu tok.
 
Türkiye, kendi sisteminde değişikliğe gitmeli, bizde biliyorsunuz, bir Atasözümüz var; Ayranı yoktur içmeye tahtırevanla gider ....... gerisini siz getirin! Demem o ki; Ülkem insanı, Avrupalılardan fazla kredi kartları kullanılıyormuş, sonucu ise, malum, her taraflarının da borç ve harç içinde yüzmeleri. Bunca maddi problem sorunların yanı sıra, işsizlik ve kahve köşeler de malumunuz. Değer yargılarımız ise hak getire! Kahvehane köşelerini, Avrupa ülkelerine dahi taşımışız ya, ben daha ne diyeyim! Türkiye de ki, işsizlik oranı düşmeli, her bireyin işi olmalı, karnı burnu doyan, toplum olarak hem okur hem de yazar.
 
Trafik derseniz, ayrı olay! Ehliyetim olduğu halde, İstanbul trafiğine çıkamadım, cesaret edemedim açıkçası, kardeşim arabasını kullanırken; Çevre trafiğini adeta gözlerimle, hayır yanlış, öyle değil böyle dedim, dedim de kimseler duymadı! Velhasıl usanç verici bir durum. Ön yargılı davranışlarımız, kişilerin birbirlerine lakayt tavırları, vurdum duymazlıklarımız derseniz bu da ayrı problemlerimiz. Ne yazık ki ne saygı kaldı ne de sevgi, Son bir haftadır gazete de okuduğum olumsuzluklardan, özellikle de kadınlara olan vahşet saldırılarından, canım hiç ama hiç şiir yazmak istemiyor desem inanın ki yeri var!
 
Parayı bastığında erkek, parası ile kadını satın almıyor mu? Azgın teke 50 yaşın üzerindeki adamların hem evli hem de yandan tutma genç kadın metresleriyle beraberlikleri ise başka terane! Hadi bunu yapan kart zamparalar, parasının gücünü kullanıyor, peki babası yaşında ki adamlarla beraber olan, anasının kızları! Kadınlarımız? Nerede yazdığım şiirlerimde ki gurur, ahlak çerçeveli sitemindeki sevgiliye nağmesinde, yaren için yanıp ölmeler? Acaba diyorum, bizim yaştakilerin yaşadıkları mıydı o gerçek aşklar?
 
Para ile beraberliklere rağbet edenlere yazıklar olsun. Medya bu olayları gazete, ve TV de genç kızların, yaşını başını almış, evladı yaşındakilerle cinsellik yaşamalarını, ballandırarak gösterirse, İşte böyle kıyı ve köşe başı sinsileri, kendilerine pay çıkararak! içlerinden ( Hep onlara mı deyip, sokakta yürüyen kızlara tebelleş olmaları değil midir? Nasıl bir Cezai müeyyidede uygulanmalı ki, bu tür bağnaz ilkel düşüncelerden vazgeçilip, kadınlara fevri davranılıp öldürülmesin. İdam, belki çözüm değil, ama caydırıcı niteliği çok fazla, müebbet hapis derseniz defalarca gelen af, cezai uygulamayı kuşa çevirip 10 yılın altına düşürebilir. Böylelerini hadım etmeli ki, neymiş bakalım el alemin yavrusuna tecavüz etmek! 
 
Öyle şeytana uydum, pişmanım demekle de kurtuluşu olmamalı. Eğitim eksikliğimiz o kadar çok ki! Bu yazımın başlığını ne koysam ki, diye düşünüyorken! Farkında olmadan, meğerse bulmuşum. Aklıma gelmişken, birde okula gitmeyen, gidemeyen nice sokak çocuklarımız var. İstanbul, Aksaray da köprü altlarında yatanı mı ararsınız, yoksa bir simit parası isteyeni mi! Peki bunların sonu ne olacak? Devlet baba, ağırlığını mutlaka, ve mutlaka bu yönde de koymalı diyorum, selam ve sevgilerimle..
 
Toplam blog
: 425
: 412
Kayıt tarihi
: 24.02.13
 
 

37 Yıldır  yurtdışında yaşıyorum , 1000 den fazla şiirim var,  çeşitli edebiyat sitelerinde, derg..