Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '08

 
Kategori
Siyaset
 

Azınlık hakları konusunda yapılması yararlı olacak tutumlar

Azınlık hakları konusunda yapılması yararlı olacak tutumlar
 

Azınlık Politikası

• Türkiye derhal, çağdaş uluslararası standartları yakalamak için Lozan Antlaşması’nın ötesine geçen kapsamlı bir azınlık politikası geliştirmeli ve benimsemelidir.

Tüm etnik, dilsel ve dinsel gruplar uluslararası standartlar uyarınca azınlık olarak tanınmalıdır.

• Bunu yaparken, yetkili makamlar çeşitli azınlık gruplarının kadın ve erkek temsilcilerine danışarak demokratik ve katılımcı bir süreç yürütmelidir.

• Eylül 2007’de yeni AKP hükümeti tarafından başlatılan yeni bir anayasa hazırlama süreci şeffaf, katılımcı ve demokratik olmalıdır. Hükümet azınlıkların ve temsilcilerinin bu sürece dahil olmasını sağlamalı ve anayasa taslağını incelerken onların sorun ve taleplerini de dikkate almalıdır.

• 3. ve 42. madde gibi, uluslararası standartlarla uyumlu olmayan ve azınlıkların korunmasına yönelik yasal reformların gerçekleştirilmesini engelleyen tüm anayasal hükümler değiştirilmelidir. Farklı etnik, dilsel ve dinsel grupların ekonomik, sosyal ve siyasi haklarının korunmasına ve gerektiğinde pozitif tedbirler alınmasına ilişkin ilkeler de Anayasa’ya eklenmelidir.

• Türkiye Çerçeve Sözleşme’yi, Bölgesel veya Azınlık Dillerine ilişkin Avrupa Şartı’nı vb. onaylamalıdır.

• Başta ulusal hükümet olmak üzere, Türk kamu makamları resmî beyanlarında tüm azınlıklara yönelik olumlu bir yaklaşım benimsemelidir.

Eğitim Politikası

• Gayrimüslim okullarında müdür başyardımcısının ve Türk kültürü öğretmenlerinin Müslüman olması şartı kaldırılmalıdır. Hükümet Lozan kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmeli ve bu okulların içişlerine müdahale etmemelidir.

• Özel okullarda ve kurslarda azınlık dillerinde eğitim yapılmasına ve bu dillerin öğretilmesine ilişkin tüm yasal ve fiili sınırlamalar kaldırılmalıdır. Yürürlükteki yasa ve yönetmelikler bu dillerden herhangi birinin kullanımına yönelik olarak ayrımcılık içermemelidir.

• Yeterli talep olduğunda, hükümet, azınlık çocuklarının anadillerini devlet okullarında ikinci dil olarak öğrenmelerini sağlamak üzere bütçe ayırmalıdır.

• Hükümet, Türkçe konuşmayan azınlık çocuklarını çoğunlukla eşit düzeye getirmek için, ihtiyaçlar doğrultusunda, azınlık dillerinde okul öncesi eğitim sunmalıdır.

• Azınlıklara ilişkin ayrımcı ifadeler, uzmanlara ve azınlık temsilcilerine danışılarak tüm ders kitaplarından çıkartılmalıdır.

• İlk ve orta dereceli okulların müfredatı, uzmanlara ve azınlık temsilcilerine danışılarak, öğrencilere Türkiye’nin çokkültürlü tarihini ve yapısını öğretecek ve onları azınlık kültürlerine aşina kılacak şekilde gözden geçirilerek değiştirilmelidir.

• Başta kızlar ve yerlerinden edilenler olmak üzere, azınlık çocuklarının okula devamını artırmak için önlemler alınmalıdır. Gerektiğinde özel önlemler alınmalıdır.

• Hiç kimse azınlık dillerinde eğitim talep ettiği için kovuşturmaya veya zulme uğramamalıdır.

Medya

• Azınlık dillerinin kullanımına veya azınlık meselelerinin medya organlarında ele alınmasına ilişkin yasa ve yönetmelikler ayrımcı bir nitelik taşımamalıdır. Azınlık dillerini kullanan medya organlarına Türkçeyi kullananlardan daha olumsuz bir muamele yapılmamalıdır.

• Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun istasyonları kapatma veya azınlıklara dair benzer tedbirler alma yetkisi kesin bir şekilde sınırlandırılmalıdır.

• Azınlık dillerinde yayın konusunda getirilen, adil nitelikte olmayan konu ve zaman kısıtlamaları gibi kısıtlamalar ve ayrıca, azınlık dillerinde yayın konusunda uygulanan tercüme ve bildirim şartları gevşetilmelidir. Bu yayınlara Türkçe yayınlarla eşit muamele gösterilmelidir.

• Azınlık dillerinde devlet yayını diğer azınlık dillerini de kapsayacak şekilde genişletilmelidir. Programların kalitesi artırılmalıdır ve tüm programlar azınlık mensuplarına danışılarak planlanmalıdır.

• Gazete, internet, radyo ve televizyon yayıncılarını içeren tüm medya organları, nefret söylemi, ırkçılık ve antisemitizmle etkili bir şekilde mücadele edecek şekilde düzenlenmelidir.

• Tüm medya organları, toplum içerisinde hoşgörüyü güçlendirmek amacıyla azınlıkların tarihi ve kültürü hakkında programlar yayımlama konusunda teşvik edilmelidir.

İfade Özgürlüğü

• Ceza hukuku hükümleri, mevcut şiddet ve ırkçı nefret olaylarının kovuşturulması için, ırk ayrımcılığına karşı uluslararası hukuk ve ifade özgürlüğüne uygun bir şekilde kullanılmalıdır. Bu hükümler ifade özgürlüğünü, azınlık dillerinin kullanımını veya azınlıkların barışçıl aktivizmini sınırlamak için kullanılmamalıdır.

• Tüm kolluk kuvvetleri, savcı ve hâkimlerin ifade özgürlüğüne ve ırk ayrımcılığına ilişkin uluslar arası hukuk konusunda eğitim alması şart koşulmalıdır.

• Ceza Kanunu’nun 220., 301. ve 305. maddeleri ilga edilmeli ve yasa koyucu bu hükümleri benzerleriyle ikame etmemelidir.

• 216. madde, demokratik bir toplumda amaçlanan niyeti –nefret söyleminin, antisemitizmin ve ırkçılığın kovuşturulması– doğrultusunda kullanılmalıdır.

• Türk hükümeti ifade özgürlüğü konusunda anayasal ve yasal mevzuatını uluslar arası standartlarla tam uyumlu hale getirmelidir.

• Terörle mücadele yasası, Avrupa standartlarıyla bağdaşır hale getirilecek şekilde değiştirilmelidir.

• Sürekli olarak azınlık haklarını ihlal eder nitelikte –ifade özgürlüğüne saldırı da dahil olmak üzere– soruşturma ve kovuşturmalar yürüten savcılara veya diğer kolluk yetkililerine karşı idari yaptırımlar uygulanmalıdır.

• Uluslararası hukuka aykırı, tekrarlanan kovuşturmaların mağdurlarının Adalet Bakanlığı’ndan tazminat alma hakkı bulunmalıdır.

• En üst düzey hükümet yetkilileri ifade özgürlüğü ilkesine sıkı bir bağlılık sergilemelidir.

• Hakim ve savcılara AİHM standartları konusunda verilen eğitimler yoğunlaştırılmalıdır. Bu eğitimler, başka ülkelerde ifade özgürlüğüne sağlanan yargısal korunma konusundaki eğitimlerle desteklenmelidir.

Din Özgürlüğü

• Zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır. Azınlık ve çoğunluk dinlerine ve mezheplerine mensup tüm vatandaşların, çocuklarına, isterlerse, eğitim sistemi dışında dini eğitim (resmî olmayan eğitim) verilmesi konusundaki taleplerini karşılamak için katılımcı, demokratik ve ayrımcılık içermeyen bir çözüme ulaşılmalıdır.

• Hükümet Lozan kapsamındaki yükümlülüklerine uymalı ve gayrimüslimlerin dini kurumlarının içişlerine karışmamalıdır. Din adamlarının eğitimi, teolojik kurumların açılması ve dini sıfatların kullanılması konularındaki yasaklar kaldırılmalıdır.

• Dini azınlıklara ait ibadethanelerin tescili konusundaki tüm keyfi ve hukuka aykırı sınırlamalar kaldırılmalıdır.

• Tüm dini ve mezhepsel azınlıklara, tüzel kişiliği bulunan dini kurumlar kurma, yönetme ve denetleme ve bu hakkı keyfi sınırlamalar olmaksızın kullanma hakkı tanınmalıdır.

• Diyanet, Sünni ve Hanefi olmayan Müslümanların da temsiline imkân verecek ve tüm Müslümanlara dini uygulamalara yönelik olarak devlet bütçesinden destek sunacak şekilde reformdan geçirilmelidir. Gayrimüslim grupların ve dini vecibeleri yerine getirmeyen ve ateist vatandaşların hakları Sünni Müslümanların haklarıyla eşit biçimde korunmalıdır.

• Nüfus cüzdanlarındaki din hanesi kaldırılmalıdır.

Toplanma ve Örgütlenme Özgürlüğü

• Dernekler Kanunu’nun ve Vakıflar Kanunu’nun uygulanması AİHM standartlarıyla uyumlu hale getirilmelidir.

• Dernekler Kanunu, derneklerin azınlık haklarını savunmasını sağlayacak şekilde değiştirilmelidir.

• Derneklere, faaliyetlerinde herhangi bir dili tam olarak kullanma güvencesi sağlanmalıdır.

• Hâkim ve savcılar, derneklerin kapatılma nedenlerini aşırı sınırlayıcı şekilde yorumlamamak için Avrupa standartları konusunda eğitilmelidir.

• Hükümet, derneklere keyfi bürokratik kısıtlamaların dayatılmasını önlemek için bir mekanizma geliştirmelidir

Mülkiyet Hakları

• Vakıflar Kanunu AİHM kararlarına uygun hale getirilmelidir.

• Vakıflar Kanunu, gayrimüslim vakıflarının mallarının iadesini sağlamalıdır. Üçüncü şahıslara devredilmiş mallar bakımından, bu üçüncü şahısların iyi niyetle hareket ettiklerinden emin olmak için gayret sarf edilmelidir. İyi niyet bulunmuyorsa, söz konusu mallar kendilerinden geri alınmalıdır. İyi niyet bulunuyorsa, vakıflara adil tazminat ödenmelidir.

• Azınlık vakıflarının mallarının iadesine yönelik iddialarını değerlendirmek üzere merkezden koordine edilen, yeterli bütçeye ve insan kaynağına sahip tümüyle bağımsız bir idari organ tesis edilmelidir.

• Romanların zorla tahliyesi durdurulmalıdır. Tahliye edilmiş olanların acil insani ihtiyaçları derhal sağlanmalıdır. Ulusal hükümet ve yerel yönetimler, kentsel dönüşüm projelerinin tasarlanması ve uygulanmasında ulusal ve uluslararası hukuka uygun hareket etmelidir.

• Hükümet, ilgili kişilerin Tazminat Yasası hakkında bilgilendirilmesini sağlayacak bir kamuoyu bilgilendirme kampanyası başlatmalıdır. Bu kampanya Türkiye dışındaki, yerlerinden edilmiş kişilere de ulaşmalıdır.

• Hükümet Tazminat Yasası’nın uygulamasında derhal birlik sağlamalıdır ve komisyonların keyfi ve haksız kararlar almamasını sağlamalıdır.

• Komisyonların ret kararlarını inceleyecek bir idari organ oluşturulmalıdır.

• Köy korucusu sistemi ortadan kaldırılmalıdır.

• ÜYEK’lerin İnsan Haklarına dair BM Genel Sekreteri Özel Temsilcisinin tavsiyelerine uygun olarak, ÜYEK’lere ve insan hakları örgütlerine danışılarak ulusal bir strateji geliştirilmelidir ve bu stratejiyi uygulamak üzere bir merkezi organ tesis edilmelidir ve bu kuruma yeterli bütçe tahsis edilmelidir.

Ayrımcılık Yasağı

• Andrea Santoro ve Hrant Dink cinayetlerinin ve ayrıca Zirve Yayınevi çalışanlarının katlinin ardındaki tüm failler teşhis edilmeli ve yargılanmalıdır. Savcılar bu üç olay arasındaki muhtemel bağlantıları derinlemesine soruşturmalıdır.

• Yaşamın her alanında hem devlet, hem de özel şahıslar tarafından uygulanan doğrudan ve dolaylı ayrımcılığı yasaklayan ve ayrımcılığa uğrayan kişilere etkili hukuk yolları sunan kapsamlı bir ayrımcılıkla mücadele yasası çıkartılmalıdır. Burada sayılan ayrımcılık temelleri sınırlı olmamalıdır.

• Yeni İçişleri Bakanı, güvenlik ve istihbarat yetkilileri de dahil olmak üzere, Hrant Dink’i öldürme planına ilişkin güvenilir ve ayrıntılı istihbarat edinmiş olmalarına rağmen Dink’i korumayı başaramayan kamu görevlilerinin ihmalini derinlemesine soruşturmalıdır.

• Ayrımcılık yasağına ilişkin olarak bağımsız bir ulusal kurum oluşturulmalı ve bu kuruma yeterli bütçe ve yetki sağlanmalıdır.

• Tüm ders kitapları, sosyologlar, psikologlar, insan hakları savunucuları ve tarihçiler tarafından incelenmelidir. Azınlıklar hakkındaki ayrımcı ifadeler ve Türkiye’nin tarihine ilişkin yanlı kayıtlar kitaplardan çıkartılmalıdır. Ders kitapları, çocukları azınlık kültürlerine aşina kılmak amacıyla, Türkiye’deki tüm azınlık grupları hakkında nesnel bilgiler içerecek şekilde yeniden yazılmalıdır.

• Hükümet, azınlıklara ve azınlık hakları savunucularına yönelik nefret uyandıran ırkçı ifadeleri tespit etmek üzere, başta internet olmak üzere tüm medyayı yakından izlemelidir.

• Hükümet, güvenlik kuvvetlerinin azınlıklara yönelik fiziksel saldırıları ve linçleri önlemesini sağlamak ve bu tür saldırılar gerçekleştiğinde mağdurları korumak ve failleri cezalandırmak için tüm tedbirleri almalıdır.

• Hükümet derhal, eğitimin her seviyesinde müfredatı yeniden tasarlayarak, azınlıklara yönelik nefret uyandırıcı yazılı, sesli ve görsel medya programlarını cezalandırarak ve her seviyedeki tüm kamu görevlilerini evrensel insan hakları değerleri konusunda eğiterek, hoşgörü, eşitlik ve çeşitlilik konusunda ulusal çapta bir kampanya başlatmalıdır.

 
Toplam blog
: 18
: 1562
Kayıt tarihi
: 22.07.08
 
 

Uluslararası İlişkiler Mezunuyum. Yüksek Lisans çalışmaları yapmaktayım. Uluslararası İlişkilerde ak..