Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mart '12

 
Kategori
Öykü
 

Baba olunca anlarsın!

Baba olunca anlarsın!
 

Babaların hep elinin darda olduğu ve en güçlü esnafın mahalle bakkalı olduğu yıllar.
Ama bu darlıkta her akşam kafa çekmezlerse ayıp sayılırdı nedense!
Hele hovardalık yoksa hamurunda arkadaşları tarafından aşağılanırlardı hemde!
Hep gözü dışarıda olmaları modaydı sanki!
Babasının kopyası övgüleriyle büyütüldüklerinden belki de öyle olmak zorunda hissederlerdi kendilerini!
Analarının ak sütü gibi helal bu haklardan mahrum kalmak olur mu hiç?
Hani mahalle pazarı kurulduğu gün fileler iyi kötü dolardı neyse de!
Kazançlarından arta kalanları bu uğurda harcanırdı acımasızca!
Çocuklarının çocukça isteklerine kulak tıkamak derecesinde hatta!
Oysa miniminnacık bir bedenin ne masrafı olacak ki?
Oyuncak falan istemek ne haddine?
Olsa olsa kos helva, hadi bilemedin horozlu şeker!
Ama nerdeee!
Öğretmenim bu gün yanağımı sıktı yakama kırmızı kurdele taktı!
Ama sen hep bağırıyorsun baba!
Sınıfımı geçersem üç tekerlekli bisiklet kaç paradır ki?
Öbür bayramdaki harçlıklarımı da sana veririm söz valla!
Daha ablanın 23 Nisan folklör kıyafetini alamadık ki oğlum!
Yattı balık yan gidiyor işte!
Yok işte, para mara yok!

Baba durumumuz ne zaman düzelecek?
Annem hep dua ediyor da!
Etsin tabi, akşama kadar işi ne?
Bende ediyorum derslerim bitince!
Aferin akıllı oğlum benim!
Hele işler bir açılsında..
Zor bu işler oğlum, zooor!
Baba olunca anlarsın!

Peki baba, olsun varsın, bunların hepsi eksik kalsın!
İşlerin yolunda değilmiş ya hani!
Gülmezmiş ya kader senin yüzüne hiç!
Hep ondan içermişsin ya!
İşte ondan bir şey diyemem sana!

Koççum benim beee!
Bu akşam kafayı evde çekmeyi çekti canım!
Hazırlayın sofrayı!

Hemen fırla bakkala git ve de ki;
Bi ufak rakı, bir dilimde beyaz peynir verecekmişsin…
Babam en yakın zamanda veresiye defterinin hepsini kapatacakmış demeyide unutma.
Dikkatli ol yollarda, yine düşüp şişeyi kırma ha!
Haa bi de sarı filtreli samsun kapta gel.
Kendine de Özcan sakızı alırsın!
 
Rakı da, sigara da kocaman kağıt paralarla alınırdı!
Sakız bir demir kuruşcuktu oysa!

Akıllar ermeye başladığında da durum eskisinden çok farklı değildi!
 Hani az kalmıştı baba?
Hani biraz daha sabredecektik, hani çok yakında çok paramız olacaktı?
Hani yaz tatillerinde bizleri denize götürecektin?
Alacağın koldan vitesli arabayı ben kucağındayken sürecektin?
Omuzuna binecektim hani dalgalara karşı koyacaktık?

Hani, hani, hani!

Sonuç;
Sürekli ertelenen mutluluklar....
Ve günümüzdeki fotoğrafı!

"Ben yaşayamadım, çocuğum yaşasın şımartmaları!"
"Cep telefonumun bir üst modeli çıkmış babaaa"
 


 

 
Toplam blog
: 1021
: 1607
Kayıt tarihi
: 19.10.07
 
 

Çok eski olmayan bir tarihte tıpkı sizler gibi Melek'lere gülümsermişim uykulu hallerimde!  ..