Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '07

 
Kategori
Babalar Günü
 

Babooooğğğ!!

Babooooğğğ!!
 

Bizim oranın pomak köylerinden biri olan ÇAL KÖY' de Babamın ''Aretlik''(Ahiretlik) dediği, kardeş bildiği bir memet amcamız vardı... biz ona POMAK amca derdik. Pomak amca, kısa boylu zayıf çelimsiz, durduğu yerde duramayan pire gibi adamdı .Et tutmazdı bu yüzden vücudu.Hayvanları vardı bir yığın, küçük baş,büyükbaş.. ve daha ne ararsan. Babam sık sık aretliğinin köyüne gider gelirdi.Gelirken de aretliğinin kendisine sunduğu bir yığın erzak getirirdi.. sütünden tut da,peynirine yogurduna sebzesine kadar. Biz de bayıla bayıla yerdik onları.

Pomak amcanın kızı vardı bir de Hasibe.. o da benim kardeşliğim olmuştu Aynı yaştaydık,aynı boydaydık .Tam bir köy kızı,yanakları al,al kıpkırmızı.. mahçup,saf,tertemiz bir köy kızı işte Hasibe.. Ve Babasının en büyük yardımcısı.Pomakların kendilerine özgü dilleri vardır.. ''Pomakça'' dedikleri..sohbet ederken, birdenbire kendi dillerinden konuşmaya başlayıverirlerdi biz susar kalırdık ilgi ile dinlerdik onların konuşmalarını.

Bundan yaklaşık yirmi sene öncesini anlatıyorum..

Pomak amcaların dağda kaldıkları, hayvanlarının bulunduğu eve gittik bir hafta sonu Babamla beraber.Sen de gel dedi,gittik. Dağ başında bir ev işte.. elektrik yok,su yok..başka evler yok.. karanlık bastı mı,kopkoyu bir karanlık.. sessizlik alabildiğine. Duyabileceğiniz bütün sesleri duyabilirsiniz o sessizlikte, görmediğimiz bütün hayvanların sesleri sessizlikte ortaya çıktı. Sesleri dinlemekten uyu uyuyabilirsen..

Benim için yere serdikleri ince bir yorganın üzerinde yatıyorum,üzerimde ise ince bir çul. Babam ise benden daha şanslı. O, somya dediğimiz üzeri telli yatakta yatıyor. İçerisi buz.. aydınlık yok. Küçücük bir mum koymuş girişe pomak amca bize aydınlık olsun diye. ''Korkmazsınız di mi?'' diye sordu bir de gülerek. Korkmak ne demek?? ''Höt'' desen ne yapacağım belli değil.

Tam uyumuşum, ya da öyle sandım.. ''Baabooooğğğ !!! diye bir bağırtıyla ve korkuyla açtım gözlerimi.Pürdikkat dinledim öylece. Derinlerden bir yerden Pomak amcanın sesini duydum.. ''Aooooooğğğ '' Babama seslendim hemen yavaşça ''Babaa.. ne oldu?'' kıs kıs güldü Babam gece yarısı.. ''korktun mu'' dedi. Korkma hayvanları salıyorlar Hasibe ile Pomak amcan. Yattığım yerde gülümsedim baba kızın bu iletişim kurma yoluna.Çok hoşuma gitmişti birbirlerine sesleniş şekilleri.

O günden sonra Kardeşliğim Hasibe'nin Babasına seslendiği gibi seslenmeye başladım ben de Babama.. Babamla aramızda bir oyun gibi oldu bu durum. Evin içinde bile Babama seslenirken '' Baboooğğğ'' diyorum, onun karşılığını biliyorum artık ''Aoooooğğğ''.. çok güzel,çok anlamlı sadece ikimize ait bir sesleniş ve cevap verme durumu olmuştu.


Cep telefonumda -Babamın adı ''Baboğ'' diye kayıtlı.

Evde, çarşıda alışveriş yaparken, cep telefonum çaldığında bakarım ''Baboğ '' arıyor.. açarım telefonu ''Alooooğğ'' der bana.. Ben de ''Baboooğğğ'' derim peşinden. ''Aoooooğğğğ'' der gülerek. Bir oyun oynar gibiyiz.. çocuk gibi.. Seslenişime ''Efendim kızım'' dediği zamanlarda ise anlarım ki, Baba'cıgım keyifsiz. Artık çok yaşlandı, seksen bir yaşında.. Annemin ölümünden sonra da sanki inzivaya çekildi.. ''Mutsuzum'' diyor sürekli. Nasıl mutlu edebilirim ki, ne yapabilirim ki, kaybettiklerini geri getiremem.. yıllarını, Annem'i.. ve özlemini duyduğu daha bir çok şeyi..

Annem'i kaybetmeden önce de aynı koltukta otururdu, hala aynı koltukta oturur.. koltuğun yerini asla değişttirmez. Yatağının yanındaki komidinin üzerinde kendisine ait birçok ıvır zıvırı vardır. Ona göre hepsi gerekli şeylerdir. Eski tip traş makinasısından tut da, uyuyuncaya kadar ve sabah uyandığı gibi açtığı eski küçük radyosu.Anne'min resmi.. hele tırnak makasının ve bıyık makasının yeri değişti mi vay halimize.. komidinin tozunu bile aldırmaz '' bırakın ellemeyin aradıklarımı bulamıyorum sonra''der.

Huysuz.. ve çok asabi bir adamdı Babam aslında. Hani derler ya, insanlar yaşlandıkça huysuzlaşırmış, geçimsiz biri olurmuş falan.. hikaye... Babamda tam tersi bir etki yaptı yıllar işte. Öyle mülayim,öyle sessiz.. uyumlu.. nerde bize gençliğinde kök söktüren Babam??..Disiplinli,kuralcı.. dediğim dedik bir insandı... Daha da ötesi benim öğretmenimdi kendisi. Okulda çektiğim yetmiyormuş gibi evde de çekiyordum, az mı sopa yemedim kendisinden? okula ilk başladıgımda, sopası elinde beni eve kadar koşturmasının, Annemin eteklerinde son buldugunu unuttum sanmasın.Neymiş.. bir satır atlamadan yazmışım yazıyı. Şimdi gülüyoruz o günü hatırlayıp da o başka.

Şimdilerde ise torunlarına tek bir kötü söz söyletmez. ''Benim yanımda sesinizi yükseltmeyin çocuklara'' der. Artık durgun.. sakinleşmiş bir deniz gibi.. Apayrı iki insan gibi oldu..geç de olsa bir frekansta buluştuk ya.. Artık yanyana yürümeye başladık geç de olsa.. benden önde değil,ya da arkamda değil,Yanyana yürüyoruz elini tutamadan yürüdüğüm yollarda.Geç yakalanmış, geç bulunmuş sevdalar üzerine yazılmış şarkıları dinliyoruz beraber..

Buna da şükür Allah'tan..

Allah başımızdan eksik etmesin, kaybettiğim ana kucağından sonra, Babama sımsıkı sarıldım.. hemen hemen her gün telefonlaşarak.. oyunumuza devam ediyoruz.

-Baboooooğğğ!!!'' diyorum o da bana,

-Aoooooooğğğ!!!...'' diyor.

Korkuyorum, ya bu sesi de duyamazsam bir gün??

Hayat bu,olacaktır günün birinde elbette.. ama ben onu olabildiğince yaşamak istiyorum.

Hükmünü yitirmemiş


Geç kalmış sözlerdir şimdi yakaladığım..


Mis gibi kokan hanımeli kadar taptaze kokar mı?


Ana kucağı gibi sıcak,güvenli Baba kucağına..


Bu yaş,bu beden.. ve, kaybettiğim onca yıl sığar mı?.


Y.Z


Bütün Babaların ve baba olacak arkadaşlarımın babalar gününü kutluyorum.


Resim: Babam


Babama Not: Bu yazıyı okuyacağını biliyorum Babacım,babalar günün kutlu olsun:)

 
Toplam blog
: 319
: 1390
Kayıt tarihi
: 29.10.06
 
 

"Ben; hiç yalnız kalmadım... Kalabalık bi ailede yere atılan yataklarda Yan yana, baş başa, el el..