Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '11

 
Kategori
Güncel
 

Balyoz

Balyoz
 


Biraz öğrenmeye çabaladım. Çünkü bölük börçük, şurdan burdan okuduğum ve dinlediğim haber bombardımanlarıyla, sadece görmemiz istenilen kısmı gözümüze sokulan BALYOZ iddialarının ne olduğunu tam da algılayamamıştım.

Geçenlerde gördüm ki BALYOZ adlı bir kitap yayımlanmış. Önce onunla başlayarak nedir ne değildir anlamaya çalışayım sonra da yeniden gazetelere bakarım dedim.

İddia edilen olay var idiyse öncelikle ve tek sorumlusu olarak sadece kendisinin muhatap alınması gerektiğini kameralara söyleme iradesini gösterebilen, bir zamanların 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan'ın kızı ve damadı, BALYOZ kitabın'nın yazarları.

Pınar Doğan ve Dani Rodrik 'in bilimsel bakış açısını özümlemiş kişiler olduğunu en baş sayfalarda kavramasaydım, kitabı bir kenara bırakacaktım, ne de olsa aralarında akrabalık var diye...

Derviş sabrıyla, titiz bir araştırmacı dikkati ve bir de BALYOZ iddiasında baş aktörü yapılan kişinin de kendilerinin en yakını olmasının verdiği özenle birleşince, oldukça aydınlatıcı ve net bir metin çıkmış ortaya.

Kitabın yazarları televizyona da çıktılar ama izleyememiştim. Açıkça söylemeliyim ki belki önyargıdan, belki de çok acılar çektirildikleri 12 Eylül 'lerin cezasını bulduğu yanılgısına düştüğü için, belki de menfaat ya da özensiz inceleme vs. gibi türlü nedenlerle taraf olmayı seçenlerin bilinçli ya da bilinçsiz yaptıkları dezenformasyonlardan epeyce etkilenip, iddaları gerçek diye kısmen yutmuşum.

Yani bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma yolunda epeyce mesafe kat etmişim, farkında olmadan. Kitabı okuyunca anladım. Saptırılarak atılan gazete manşetleri de bu yanılgımda en büyük etmen...

Burada kitabı özetleyecek değilim. Yazımı okurken bu satırlara gelebilme sabrını gösteren okurlara, DESTEK Yayınları 'ndan çıkan, BALYOZ adlı inceleme kitabını okumalarını öneriyorum.

Yazarların açıklamalarını son derece dikkatle okudum. İleri sürdükleri ve ortaya koydukları onca kanıta rağmen, kimler tarafından hazırlandığı şimdilik bilinmeyen Balyoz Güvenlik Harekat Planı adı verilen o korkunç iddiayı, darbe kurgusunu okurken ayaklarımın altından yerin kaydığını hissettim.

O derece maharetle hazırlanmış ama sanki bilinçli olarak bırakılan koskoca gedikler, delikler ve yamalar, detayda boğulmayan dikkatli ve deneyimli hukukçularımızın gözünden kaçmayacaktır sanırım.

Kitabın sonunda Ek olarak verilen ve iddianamenin bel kemiğini teşkil eden Balyoz planı iddiasını , kitabı tamamen bitirdikten sonra okumakla ne kadar isabetli davranmışım.

Olay şu ki İnternet'e de düşürülen bu belgeyi okuyan kişi, ne kadar demokrat da olsa, ne kadar tarafsız da olsa yazılanlara inanır. Bana sorarsanız halkı kin ve nefrete sürükleyen bu belgenin ta kendisidir. Yani yazanı da belli olmadığına göre aslında bu belgeleri düzenleyenler her kim ise halkı, kin ve nefret batağına düşür müyorlar mı?

Belgede yazılanlar öylesine irkiltici ki, okuyan kişi , bir gazetecinin kapısına konan ( mı verilen mi?) ve bavuldan çıkan belgeleri, kim niye koydu, nasıl verildi ve neden verildi sorularını dahi atlayarak, o belgeye inanır. Neden o belgelerin bir kısım basında tefrika edildiğini de sorgulamaz. Çünkü korkuyu öğrendik. Yani toplum bazı şeyleri kabul edecek kıvama korkularla getirildi.

Kenesinden, gripli kuşuna , ebola virüsünden, deli danalı ineğine, AIDS'inden şarbonuna kadar bir sürü bela ile güzide ve aydınlatmayı pek seven medyamızın attığı korkunç manşetler yoluyla tanıştırıldık. Bu arada mecliste kıran kırana geçen oturumlar , çıkarılan AB uyum yasalarına eklenen tuhaf kuyruklar , yani memleketin ana ve öz meseleleri de kenarda kaldı ve unutturuldu. Korku salındı ya yüreklere, korkuya koşullandıldı insanlar.

Hani nerede keneler, deli danalar ve şarbonlu postalar ve benzerleri?  Bu yıl insaları yatağa mıhlayan korkunç grip salgınından ne haber? Yoook olmaz. O haber yapılırsa Balyoz ve kadim Ergenekon gündemden düşer. İstatistiklerden en güvenilen kurum olarak çıkan ordu da bir şekilde tahtından indirilmeden virüslere yeniden manşetlerde sıra mıra gelmez... Zaten belli bir kesimde 12 eylülün acıları kanamaktayken. Vurun balyozla vurun....

Kitabı okuyun. Destek yayınlarından çıkan BALYOZ adlı kitabı mutlaka okuyun. O zaman bir çok haberdeki yanlışları ve saptırmaları rahatlıkla göreceksiniz.

Medyada şurda burda , askerlerin, devletin onlara verdiği asli görevleri nedeniyle eleştirilmesi de olayın ayrı bir trajik boyutudur. Sanırsınız ki ikinci çuval ellerinde, hep uygun anı beklemişler.

Kitabı okuyacak olanlar, hayalet plandaki gedikleri delikleri görecektir. Dalga geçercesine bırakılan boşluklardan da söz etmiştim. Hazırlayanlar bile kraldan fazla kralcı olan medyanın bu kurguya bu kriz ve seçim döneminde dört elle sarılacağını hesaplamış olmalılar değil mi?

Olacağı iddia edilen Darbe sırasında .....Tv üzerinden bant yazıyla haberleşmek için askerler sırtlarında 51 ekran televizyonları mı taşıyacaklardı acaba? Onca teknolojiye rağmen, sanki dalga geçer gibi...

İddianame evrakları arasına, iddia zamanının Milli Güvenlik Kurulu'nun tutanaklarının da girmiş olması da epeyce ilginç doğrusu ve düşündürücü...

Bir şey okudum internet'te . Üzülerek paylaşacağım.

Değer verdiğim bir yazarın, kelimenin tam anlamıyla özensiz ve incelemeden yazdığı yazısı. Çok şaşırdım. BALYOZ Kitabını okumasaydım, gazetedeki yazarın olayı hiç incelemediğini anlayamazdım. Hani güya balyozun doğru olmadığını savunurken aslında tam tersini yapıyordu, bilgisizliği ve samimiyetsizliği yüzünden. İşte o nedenle BALYOZ kitabını okumanızı öneriyorum.

Anlaşılan o ki korku dağları sarmış. Yazarımız daha en baştan "plan semineri" ile "harp oyununun" farklı icraatlar olduğundan habersiz. Hani ne şiş yansın ne kebap derler ya öylesi bir tutumla ele almış olayı.

Pes, dedim. Pes vallahi pes. Gel de rahmetli Uğur Mumcu'nun araştırmacı gazeteciliğini arama.

ezgiumut 15 Şubat 2011

NOT:

Bu vesile ile sevgili Uğur Mumcu'yu rahmetle andıktan sonra Uğur Mumcu Vakfı'nın kurslarına İstanbul'da da Kadir Has Üniversitesi'nde Mart ayında başlayacağını duyuralım..

http://www.khas.edu.tr/news/233/455/Ugur-Mumcu-Vakfi-Kurslari-Kadir-Has-ueniversitesi-nde-Basliyor.html

 

 

 
Toplam blog
: 566
: 1338
Kayıt tarihi
: 11.07.06
 
 

Edebiyatla ilgileniyorum. Ayrıca amatörce belgesel film çalışmaları yapıyorum ve kültürel etkinlikle..