Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mayıs '11

 
Kategori
Siyaset
 

Başbakanın üslubu

Başbakanın üslubu
 

Özellikle ulusal kanallarımızda her vesileyle üslup tartışması ortaya atılır ve nedense, çoğunlukla muhalefet liderlerinin üslubu eleştirilir. Sayın Başbakan bu eleştirilerden teğet geçirilir ya da bazen dil ucuyla eleştirilir gibi yapılır. Ben kendi payıma Başbakanımızın üslubunu olması gerekenden daha sert, aşağılayıcı ve zaman zaman da argo olarak değerlendiriyorum. Son birkaç günden bazı örnekler paylaşmak istiyorum. 

Bilindiği gibi, muhalefet partilerinin liderleri zaman zaman Başbakan’la televizyon kanallarında karşı karşıya gelip ülke sorunlarını tartışmak istiyorlar. Bundan daha makul ve mantıklı bir teklif olabilir mi? Demokrasiyle yönetilen bütün ülkelerde gayet normal ve hatta olması gerekli bir durumdur bu. Liderler kendi yandaşı gazetecilerin çanak sorularıyla millete kendi anlatmak istediklerini anlatacaklarına karşıt düşüncenin eleştirilerine cevap vererek kendilerini seçmenlere daha doğru ifade etmiş olmazlar mı? Bilgisine, birikimine, kadrosuna, planlarına ve hedeflerine güvenen bir lider, eğer icraatlarının da arkasında duruyorsa bundan niye kaçınsın ki? Ama bakınız, Sayın Başbakan Ana Muhalefet Partisi Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun teklifine nasıl cevap veriyor: 

“Amatör küme takımıyla Süper Lig takımını aynı ligde oynatmazlar. Ben televizyonda senin reklamını yaptırmam…” 

Sevgili okuyucu, siz hiç tek bir takımla oynanan lig gördünüz mü? Böyle bir lig dünyada yok. Bir ülkenin ana muhalefet partisine böyle bir benzetme yapmak hoş bir üslup mudur? Sayın Başbakan ülke sorunlarını televizyonda ana muhalefet partisi lideriyle tartışmayı içine sindiremiyorsa kiminle tartışacaktır? Kendilerinin her vesileyle ifade ettikleri “milli birlik ve kardeşlik projesi” ile acaba neyi kastediyorlar? Eğer ülkede iktidar olanlar muhalefetle karşılıklı konuşup tartışmaya bile tahammül edemiyorlarsa nasıl bir birlik ve beraberlik ümit ediliyor? 

Acaba üslubun giderek sertleşmesi bu diyalogdan kaçan davranışların bir sonucu olamaz mı? 

Televizyonda reklamını yaptırmak ya da yaptırmamak ne demektir, onu da anlamadım. Televizyonlar az ya da çok zaten muhalefet sözcülerinin beyanatlarını veriyorlar. Yani bu bir reklamsa o konuda bir sıkıntı yok. Acaba Kemal Bey’in daha önce bazı AKP’lilerle yaptığı televizyon tartışmaları mı bir çekince yaratıyor? 

*** 

Başbakanımız bu ülkede Cumhurbaşkanlığı yapmış, hem de siyasetten gelmesine rağmen oldukça tarafsız bir Cumhurbaşkanlığı yapmış olan Süleyman Demirel için de bazı açıklamalar yapmış. 

“80 yaşında bir Hoca var, ayakta zor duruyor. CHP’nin akıl hocalığına soyunmuş, CHP’ye akıldanelik yapıyor…” 

İnanın bu sözleri duymak beni inanılmaz derecede üzdü ve kırdı. Hayatımda bir kez bile Sayın Demirel’e ve onun düşüncelerini sahiplenen partilere oy vermedim. Ama bu ülkede yıllarca başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yapmış, sayısız eserler kazandırmış, “Barajlar Kralı” diye anılmış bir eski devlet adamına bu sözler söylenmemeliydi. 

Başbakan önümüzdeki yıl dünyada sınır aşan sularla ilgili yeni düzenlemelerin uygulamaya konacağını söylüyor. O sınır aşan sularımıza ilk kelepçeyi vurup adeta mülkiyetini sağlayanların başında Süleyman Bey gelir. 

*** 

Son söz; bu konuda gerçekten de söylenecek çok söz var, ama bizler gerçekten de birlik ve beraberlik istiyoruz. Süleyman Bey ömrünü bu ülke yönetimine adamıştır. Hatalarıyla ve sevaplarıyla orta yerdedir ve bu yaşında dahi tecrübelerini paylaşma çabasındadır. Halbuki ömründe bir gün bile devlet sorumluluğu almadıkları halde, kalkıp devleti yönetenlere akıldanelik yapanları görüyoruz. 

 
Toplam blog
: 114
: 548
Kayıt tarihi
: 18.11.09
 
 

Emekli öğretmenim. Üç yıldır Söke Ekspres gazetesinde günlük yazılar yazıyorum. 2008 Yılında röpo..