Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '11

 
Kategori
Öykü
 

Bayan Mey'in Kaprisleri

Bayan Mey'in Kaprisleri
 

Mey bizim babanne’nin kedisi… Aslında onun değil ama hikayesi uzun. Yeğenim onu İstanbul’da sahiplenmiş ama arkadaşı mı hediye etmiş, yoksa, çok muhtemeldir ki, o pet-shop’lardan birinden dolarla mı alınmış…? Bu pek belli değil. Ama tipik bir İran kedisi. Tabii alındığında el kadar bir yavruymuş… Şimdi 7-8 yaşında bayağı olgun bir bayan…  

Mey’i size biraz anlatmak gerekir. Mey niye Mey ? Tüyleri alacalı şarap renginde , biraz da alabros olduğundan Mey adını koymuşlar… Herhalde bu adın konulmasında biraz da Hayyam’a ithaf var sanırım…  

Mey, tipik bir İran kedisi , dedik.. Nasıldır İran kedileri? Bir kere burunları fena halde basıktır… Bu onlara peşin peşin bir abus çehre verir. Suratına bakan , bu kedi acı çekiyor veya bir şeye fena kızmış, der.. Oysa alakası yok… Çok halim selim kediler… hiç sinirlenmezler, el kaldırmazlar… Tırnak çıkarmak diye bir şey bilmezler… Çok çok terbiyelidirler… Kendilerinden istenmeyen hiçbir şeyi yapmazlar. En büyük özellikleri de çok çok uslu olmaları… Adeta biblo gibi konuldukları yerde saatlerce kalabilmeleri… Bir özelliği de gündüz uyuyup, gece gezmeleri…  

Mey İstanbul günlerinde oldukça hareketliymiş, ama bir apartmanın onuncu katında ne yapsın? Nerelere kaçsın… Ne gibi yaramazlıklar yapılabilir ki… Yeğenip, “Hayvanların da doğal hakları var …” deyip , onu bir arkadaşının Siyam kedisi ile çiftleştirmiş… Dört yavrusu olmuş; biri ölü doğmuş, biri karnında kalmış… Onu da veteriner ameliyatla alarak anneyi kurtarmış…Tabii yeğenim bu sayede.. Hanya’yı Konya’yı… Anne olmanın o kadar kolay bir şey olmadığını anlamış… (Bunlar hep ders… Çevremize biraz baksak.. Orada neler oluyor biraz görsek… Dünya böyle mi olur?)  

Tabii apartman katında böyle geniş bir aileye bakmanın, hem de üniversiteye devam etmenin kolay olmadığı görüldü… Mey ailesi alelacele Bandırma’ya getirilip, Babanneye kakalandı… Onun eti ne, budu neye… Nasıl baksın onlara… 85 yaşındaki yaşlı bir kadın geniş bir İran kedi ailesinin nazıyla, yaramazlıklarıyla nasıl uğraşsın…? Bu pek fazla düşünülmedi…  

Mey ve iki yavrusu Alis ve Melis babannenin evine yerleştiler… O zamanlar her üçü de genç, evde alt alta üst üste boğuşurlar… Envai türlü yaramazlıklar yaparlar…
Anne tipik bir İran kedisi fakat yavrular tersine, çok iri gözleri, baykuş gibi bakışları, ince suratlarıyla tipik Siyam kedileriydiler… Kimse onları annesine benzetemezdi, kürkleri hariç…  

Küçük Melis çok küçük yaşta Antalya’ya gelin oldu gitti … anne onu çok fazla aramadı… bir kızı ona yetiyordu…  

Ama ne zaman ki, ikinci yavrusu da daha sonra bir başka eve verilince çok bağırdı, çok ağladı … Ama Alis gittiği evden geri geldi… Galiba, o evde mevcut bir diğer kediyle hiç anlaşamamışlar ve adam mecburen, Alis’e , “Hadi baba evine, demiş…  

Alis geldi ama bu kez annesi Mey onu tanımadı, sanki eve bir düşman gelmiş gibi , o yanına yaklaştıkça hırladı, kızdı… Onu kovdu… Babannenin nice tembihlerinden sona, nice çabalardan sonra yine eskisi gibi bir yakınlık için girdiler… Evin içinde koşuşmalar başladı.. Yine mutlu, mesut anne kız manzarası vermeye başladılar…  

Eve geldikten sonra ana kız balkona çok alıştılar.. Balkonu çok sevmelerinin bir nedeni de balkona sık sık kumruların konması, onların da bu kuşlar üzerinde avcılık antremanları yapmak istemeleriydi… Bu iş babanne tarafından hiç de ciddiye alınmamıştı… Ama bir gün
Balkondan bağırış çağırış acaip sesler gelince…Anne bir bakmış, balkonda ağızlarında bir kuşla bu iki edepsiz poz veriyorlar… Babanne çok kızınca, kuşu bırakıp içeri kaçmışlar ve birer köşeye sığınmışlar… Ve iki gün sığındıkları köşeden çıkmaz olmuşlar…  

Kedilerin bu olaydan sonra fena halde huy değiştirdikleri görüldüğünden, her ikisi de veterinere götürülmüş; kedilerin “Depresyon “ içinde oldukları söylenmiş… meğer bizimkiler, kuşu yakaladıklarından dolayı büyük bir günahkarlık duygusu içinde, aşağılık duygusuna kapılmışlar… “Biz ne yaptık…” diye yas tutuyorlarmış… Bu yas uzunca süre gitti…  

Ondan sonra Alis’e de hayırlı bir kapı bulundu : Bir Doktorun çocuğu onu kucaklayıp götürdü de onu “inferiority complex”den kurtardı…  

Anne ise bir süre sonra affedildi… Hatta babanne onun balkona çıkmasına izin bile verdi… Ama huylu huyundan vazgeçer mi, yine kuş tutmak hevesi sonucunda, bu kez, Mey balkon demirlerinden, hop diye ikinci kattan aşağı düşmüş… Mey’i duvar dibine sinmiş bir halde apartman çocukları bulmuş, onu yakalayıp annenin evine getirmişler…  

Tabii uzun bir süre ona balkon yasaklandı…  

Mey’cik şimdi acaip huylar peyledi….Mesela , bir zeytin kokusu almasın, “orgazm” olmuş gibi acaip tavırlar içine girip, yerlerde sürünüp, yuvarlanıyor ; ellerini ayaklarını temizliyor… Olmayacak acaip hareketlerde bulunuyor… Aynı zamanda , Kerevize de çok tepki gösteriyor…Onun kokusunu duyunca adeta trans haline geçiyor, kereviz poşetini yalamaya başlıyor… Ve son zamanlarda da naylon torba yemeğe başladı…  

Aman kedilerin delisi de deli oluyor… Ne yapalım… Bu böyle… Değiştiremezsiniz ki…  

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..