Bayram coşkusu

Hep bir klişe vardır ya nerde o eski bayramlar diye. Aslında o eski bayramlar çok uzakta değil. Henüz kaybetmedik o bayramlarımızı fakat seneler geçtikçe biraz daha azalıyor bayram coşkusu, örflerimiz, adetlerimiz...

 

Bayram namazıyla başlayan gün, ailecek kahvaltıyla devam eder. En güzel kıyafetlerimizi giyeriz, küçükler büyüklere ziyarete gider, tatlılar yenir, çaylar kahveler içilir, uzun zamandır görmediğin dostlarını akrabalarını görürsün, yüzyüze konuşmanın samimiyetini bulamazsın internette, dokunmak, hissetmek başkadır, çocuklar koşuştururur sağa sola tablette oyun oynamaz, büyüklerin elleri öpülür, harçlıklar dağıtılır, komşu çocukları gelir kapıya şeker yada para verirsin ufaktan sevindirirsin onları, erkekler ülkeyi kurtarırlar sohbette, kadınlar biraz dedikodu yapar gülüp eğlenirler, topluca yemekler yenir, küslükler kalmaz bayramda..

 

Bayramlar böyledir. Aile ve akraba ilişkilerini güçlendirir, samimiyeti arttırır. Herzaman söyledim şimdi tekrar ediyorum: "Sevgi, kandan daha güçlü bir bağdır." Bu bağları kuvvetlendirmekte bizim elimizde, kestirip atmakta. Ben bu yüzden bayramları çok önemsiyorum. Birlik ve beraberlik duygusunu yaşarız, yakınlarınla birlikte olmanın hazzı başkadır. O bayram coşkusu yansır yüzlere, sokakta bayramlaşırsın tanımadığın insanlarla bile, çocuklar daha fazla mutlu olur, o hengame koşuşturma hoşlarına gider, şekerler, tatlılar, yemekler, harçlıklar mutlu eder onları. Çocukların ve kadınların mutlu olduğu toplumlar gelişmiş medeniyetlerdir. Bu özel günlerin kıymetini bilmek lazım diye düşünüyorum...

 

Yazar: Uğur Büyük