Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bayram günü Hazine bulma macerası

Bayram günü Hazine bulma macerası
 

Öncelikle Ramazan Bayramınızı tebrik eder sonra da hayatın gariplikleri ile yaşamaya çalıştığımız şu günlerde başımıza gelen hikayelerden bir kesiti sizinle paylaşmak isterim. Mübarek bayram günü yakın akrabalarımdan bir tanesi daha önce de üzerinde birçok kez konuştuğumuz ama bir türlü beni inandırmayı başaramadığı konuyu yani gömü bulma meselesini tekrar dile getirmişti.

Sözde görülen bir ruyanın ardından gösterilen gömünün yeri vardı ve bizim uyanık bir an önce gösterilen yeri kazma kürekle deşip adı gömü olan ancak içerisinde ne olduğu belli olmayan bu şeyi bulup ortaya çıkarmak istiyordu. Ya da kısa yoldan köşe olmak istiyordu diyebiliriz...

Neyse gel zaman git zaman derken mübarek bayram sabahı elinde nerden bulduysa bulduğu bir metal dedektörü ile namaz sonrası kahvaltı arkası aynı konuyu tekrar açtı bana yürü dedi bu sefer aklımda soru işareti kalmayacak bakmaya gideceğiz. Şöyleydi böyleydi saçmalama derken bende mübarek bayram günü nasılsa tatiliz diye gittim ve gittim ama amacım tamamen macera olsun bide artık çenesi sussun. Al gittik de bi halt bulamadık diyelim diye gittim...

Neyse köy yeri zaten dağ tepe terken çıktık dağın eteğine ben tabi doğanın tadını çıkarma derdindeyim elimde su şişem doğa yürüyüşü gibi birşey oldu ter attık toksinlerden kurtulduk derken bizimki tabi giderken de boş durmuyor. Elinde dedektör varya belki giderken de birşeyler buluruz derdinde. "Oğlum" diyorum "sen hastasın, kafayı yemişsin, doğanın tadını çıkarmak varken boşver" diyorum "altını inciyi." "Gökten kasnak yağsa bizim kafamıza geçmez" diyorum yürüyoruz bir yandan. Tabi bir süre sonra alet bikaç öttü bizimki panik oldu "abi burda bişey var dur kazalım" diye başladı. "Oğlum yürü bişey değildir" dedim yok dinlemedi başladı sıcağın altında küllenmeye. Bizim köyde öyle derler, tozla toprakla uğraşmaya başlayınca kedi gibi küllenmeye başlamışsındır. Neyse aradan 10 dak geçti bizimki çıkara çıkara eski paslanmış bir kaşık çıkardı Allah’ın yayla yolunda. Tabi beni aldı bir gülmek ama olumlu bakıyorum en azından alet çalışıyor. Doğru iz üstündeyiz... :)

Neyse topladık pılı pırtıyı yine devam ettik yola aradan 1 saat kadar geçti ben huysuzlanmaya başladım hadi dedim ne zaman varacağız yeter dönelim yandık güneşin anlında bir yandan sıcak arada da hava kapanıyor dağ havası her an yağmur gelebilir. Tabi bizimki dinlermi yürüyoruz bende peşinden hangi akla hizmetse...

Aradan bir süre daha geçti hadi hadi derken  aradan 4 saat geçmiş ve benim ayaklarıma kara sular inmiş bir haldeyken geldik dedi ve bizim mübarek vatandaş. İyi dedim biraz dinlenelim valla gerisi umrumda değil, nasıl geri döneceğiz onu düşünüyorum. Dedim biraz sıcak geçsin hızlıca dönelim yoksa karanlığa kalacağız. Neyse biraz dinlendik bizimki eline aldı dedektörü sözde gösterilen yere doğru giderken bir çığlık, bir küfür deryası patlattı gidiyor ama nası dümdüz gidiyor anlatamam. Olum ne oldu dedim manyak mısın sen ne küfür ediyosun durduk yere dedim. Abi dedi dedektörün şarjı bitti dedi... 3 saniye kadar durdum ve koptum artıkk ama nasıl gülüyorum. O küfrediyor ben gülüyorum, karnıma ağrılar girdi. Garibimin yüz ifadesini de görseniz içiniz parçalanır. Kara düzen şöyle bir iki yeri eşelediyse de nafile eliboş gönlü hoş, düştük dönüş yoluna. Tabi ben dururmuyum beni oraya kadar çıkarmış, gelene kadar dalga geçtim. Evde de herkese anlattım millette yıkıldı.

Aha bu da ders olsun dedim. Benim için güzel bir dağ havası, köy havası, spor oldu. Güzel bir bayram günü böylece bitti. Ama bizimki bu bayramı hiç unutmayacak sanırım. Hiç değilse adam gibi bir dedektör alsaydın. Bu konuyu sana hazırladım, umarım okuyorsundur... :)

 

 
Toplam blog
: 5
: 656
Kayıt tarihi
: 29.05.09
 
 

1989 yılında Manisa' nın Demirci ilçesinde doğmuşum. Babam memur olunca güzel ülkemin bikaç ilini..