Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '13

 
Kategori
Kültürler
 

Beddua beddua Anadolu

Yurdum insanı sevişgen genlere sahiptir. Yani sıcak insanlardır; böyle birbirini gördüler mi sarılırlar, sağ ve sol cenaplarına doğru ritmik bir şekilde sallanır, şapur şupur birbirini öper ,birbirinin sırtını şaplaklarlar, yüksek volümle önce birbirinin sonra tüm sülalelerinin hatırını sorarlar. Sevinirler işte birbirini görünce ve sevgilerini gösterirler. Hele eş, dost, akraba, hemşeri birbirini görmesin, o vuslat sahnesin gözyaşları içinde izlersiniz.

Ama aynı millet sinirlenmeye görsün, tanıyamazsın, tersleri çok pistir. Ne bileyim top oynayan çocukları kavga etsin, evdeki oğlan anasının onaylamadığı bir kıza abayı yaksın, eve gelin gelsin, nişan bozulsun, mal mülk paylaşılsın ya da boşanma hadisesi vuku bulsun ve buna benzer herhangi bir arızalı durum söz konusu olsun. Dahili ve harici tüm bireyler, tüm klikler, tüm gruplar birbirine düşman kesilebilir. Ana-oğul, gelin-kaynana, komşular, aileler ve hatta sülaleler.

Tabi bu olayların neticesinde tartışmalar, küfürleşmeler, tartaklamalar, kavgalar ve hatta kan davaları ve benzeri sosyal etkinlikler can bulur. Ama ben bunların içinden en çok beddualara kafa yorarım hele ki yöreselse kendimden geçer, büyülenirim. Aman Allahım o nasıl bir ince fikir silsilesi, nasıl bir edebi sanatlar geçişidir, karşılarında saygı duruşunda durulur vallahi de tillahi de. Bundan ötürü bugünkü konumuz yöresel beddualar ve hemen araştırmaya başladım.

Blog için çok gerekli bu araştırmam sonucunda edebiyat dünyasını kıskandıracak, yaratıcılıkta ve de kötülükte sınır tanımayan beddualardan bir demet yapıp beğeninize sunayım istedim. Hadi bakalım efil efil, ılgıt ılgıt beddualar sizleri bekliyor.

İlk sırada Uşak yöresinden beddualar var: Gözü çıkasıca cavır, gözünün yaşı ekmeğinin gatığı olsun/İnşallah elini ayağını köpekle ormandan getisin/İnşallah sabaha suyun vurulsun./Naha inşallah ciğerin başına pelit közü yapışsın./ Naha inşallah, bi gizin köçek, bi olun çiçek ossun./Yedi yıl sağına yedi yıl soluna yatasıca. Doktor bu ne? Yedi yıl sağına yedi yıl soluna yat, deve kini bu olsa gerek…

Şimdi sıra Konya yöresinden seçkin beddualarda: Cehennem kütüğü olasıca/ Ekmeğini it, yakasını bitler yiyesice/ Örs gibi yara çıkarsın, körük gibi solusun/ Seydi vakkasına uğrayasıca. İyi hoşta “Kim olursan ol/Gel yine gel”e ne olacak şimdi?

Sivaslılar geri kalır mı efem: Allah cızırtını vere /Oyunun ola koyunun olmaya /İyi nimetlere perhiz tutasın /Yavrunu bağrına bastığın zaman kuçağında taş göresin/ Allah tavuğumu çalının çırnağı gözüne batsın, tüyü yüzünde bitsin. Tavuğunun tırmığı gözünü çıkarsın, tüyü yüzünde çıksın diyor yahu korku filmi gibi.

Ve Diyarbakır atağa kalkıyor: Rebbi heyr görmeyesen/ Toprah başan ola/Ezrail seni seve, deliğe tepe/Peppig olasan/Ezilesen dökülesen hıtmi haşek olasan! Azrail seni hem sevsin hem de deliğe tepsin, bildiğiniz Elm sokağında kabus fantezisi…

Sıra dadaşlarda; Erzurum’dayız: Akşam ıssı yatasan soyuh gahasan./ Bağırsakların bacaklaran dolana/Kiliseye direk olasan/Gözlerin avucan gele/Duvarların altında galasan/ Ağzan su tökenin bulunmiya/ Ellerin yana uzana/Etlerin yere töküle /Alın yeşilin üsten töküle /Dokkuz parmağın olmaya biri de dolama ola/Allah uyuz vedre tırnah vermiye/Vurucun vura. Allahım sana geliyorum!

Gaziantep sadece yemekleri meşhur değil bir de beddualarının tadına bakın: Kanın içine aka. /Kara yerin dibine giresice./Ciğerin ağzından gele./Ağzı yumulu kalasıca./Kepeğin kesile./Aklının bardağı gırıla./Yağlı kurşunlara gidesin.

Bitlis’e uğramasak olmaz, hatırı kalır: Gıdık gıdık olasan./ Pörkün kala baban evinde./Sesin sallar altından gele/Sukumun bata./Ölenler seni apara./Ömrün moz ömri ola. Ben bildiğiniz tırsmaya başladım…

Kahramanmaraş’ın da gönlü kalmasın: Yanın yatakta, gözün kapıda ola./ Tokluğun bayramdan bayrama ola/Paran pul ola, karın dul ola/ Kanın kuş, etin it, kemiğin kurt yemi ola/ İmam kayığına binesin.Yahu tabutu kayığa benzetmek ne ola?

Artvin küsmesin: Boyun çam gibi devrula/ Derelara çekilasin/Eyla yerdan uçasin ki parça-pillik olasin/Kara tahtaya çıhasin/ Ağo yeyip, güna karşi tikilasin.Oldu da tuttu ne yapıyorlar acaba?

Rizesiz olmaz, hem siyasi önemi de var: Allah yedi yorgan yıpratasun/ Ander kalasun başun kesile /Kisacunli olasun/ O keseyim seni aleme/Oğa çok eğriluk etti ecrini çekecek/ Pakliya seni /Peşuk sallamiyasun /Sincile enesun/ Tamdan tuma çidesun.

Ve son olarak Trakya: Allah Belacini Kaldirsin/İçmeden geberesin bea/Allah Tepeciğinden vurmasin emi/Allah Bacaklarini ters döndüreverir insallah/Ramazan'da geberesin/Damadi kör olasica/Kemiciklerin sızım sızım sızlasin. Trakyalılarda bu kadar sinir var mı be ya?

Bakın aklıma ne geldi. Hepimizin malumu siyasiler birbirini çok sever ve düzeyli konuşur. Ama nadiren de olsa birbirlerine sinirlendiklerinde ya da birbirlerini eleştirmek istediklerinde; meclis kürsüsüne çıkıp, kendi yörelerinin beddualarıyla atışsalar ne folklorik bir sunum olurdu. Belki benim başarılı sunumumu okuyup, etkilenip, gaza gelip, birer kültür elçisi gibi davranırlar belli mi olur? Bak yine klavye başında rüya görmeye başladım.

Herkese bedduasız günler dileyerek huzurlarınızdan çekiliyorum. 

 
Toplam blog
: 28
: 562
Kayıt tarihi
: 22.01.13
 
 

Eğitimim felsefe alanında, en sevdiğim söz  'Hayata gülümsemiyorsan espiriyi anlamadın demektir.'..