Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '13

 
Kategori
Güncel
 

Ben bilmem, Başbakan bilir..!

Ben bilmem, Başbakan bilir..!
 

Birkaç gündür gündemde olan,  kızlı-erkekli kalınan ya da kalınması muhtemel öğrenci evlerine yönelik yapılacağı söylenen anti demokratik uygulamalar ve düzenlemeler, bir çok insanın tepkisine neden oldu…

Bu denetimlerin, ailelerin talebi doğrultusunda yapılacağının altını çizen başbakan, kendisinin bu yetkiyi onu başbakan olarak seçenlerden aldığını özellikle vurguluyor…

Her fırsatta özel yaşama müdahale etmediğini dile getirmesine rağmen, ne yazık ki uygulamalar söylemlerin tam tersini gösteriyor.

Tam da kişisel hak ve özgürlükler kapsamında başörtüsü yasağının kaldırılışının akabinde böyle bir antidemokratik uygulama ile ortaya çıkması nasıl bir çelişkidir insanın tahayyül gücünü zorluyor doğrusu…

Her zamanki gibi bir adım ileri, iki adım geri … Fakat Başbakan'ın bu söylemlerini değerlendirirken toplum yapısına da biraz bakmak gerekiyor aslında. Çünkü getirdiği yasaklar ya da yapmış olduğu farklı düzenlemeler konusunda hükümet destekçilerinden asla bir tenkit gelmiyor. Hatta son günlerde bazı televizyon kanallarının yapmış olduğu sokak röportajlarında kadın ya da erkek bir çok insanın bu düzenlemeyi desteklediği görülüyor. Kısacası, başbakan ne dese doğrudur, ne yaparsa doğru yapar zihniyeti.

Toplum gerçekten bu kadar muhafazakar mı ?  

Muhafazakarlık, genel anlamda var olan durumu koruma amacını güden düşünce tarzıdır. Bir başka deyişle toplumun değişmesine karşı direnç gösteren, toplumsal-kültürel değerlerin korunmasını savunan siyasi  ideolojidir.

Muhafazakarlık  toplumun tümünü etkileyecek planların, çoğunluğun isteğine aykırı olmalarına karşın rasyonalizm yani akılcılık  kullanılarak meşrulaştırılmasına karşıdır. Muhafazakar ideoloji, İngiltere ve ABD gibi sanayileşmiş ülkelerde bile dönemsel olarak etkili olmuş ve özelliklede Çin ve Osmanlı İmparatorluğu gibi gelenekçi ülkelerde varlığını sürdürebilmiştir.

Osmanlı İmparatorluğundan günümüze dek özellikle de cumhuriyetin kuruluşundan sonra çağdaşlaşma yolunda önemli adımlar atılmasına rağmen, toplumun az gelişmiş kesimlerinde gelenekçi yapının korunduğu görülüyor.

Ece Temelkuran’ın dünkü yazısı aslında toplumun yapısını bir nevi özetler nitelikte idi. Yazının bir cümle ile özeti şu; Sizin kızlı-erkekli “şeyi “ (malum onların nazarında kızlı-erkekli tek bir “şey” yapılabiliyor) yapmanızı istemiyor değiller, bunu saklamanızı istiyorlar.

“ne yaparsanız yapın ama gizli yapın ve itaatkar olun”

İçinde bulunduğumuz toplum aşikar yapılan hiçbir şeyi onaylamıyor.

Geçtiğimiz günlerde bir işadamı oğlunun sevgilisi ile öpüşürken gazeteciler tarafından fotoğraflanmasına karşı yapmış olduğu açıklamada yine toplumun bir kısmının dini ve ahlaki değerleri nasıl gördüğünün bir göstergesi aslında. Yaptığı açıklama şöyle; Benim annem hacı, bize böyle şeyler ters. Ben öpüşmeyin demiyorum ama öyle uluorta yapmayın gidin gizli bir yerde yapın…

Gelenekçi yapıya bir de toplumun dini ritüelleri eklendiğinde ortaya bu ve bunun gibi tabloların çıkması kaçınılmaz oluyor.

Toplum, bunların yanı sıra cinsiyetçi tutumundan asla vazgeçmiyor. Kadın ve erkeği ateş ve barut olmanın dışında tanımlayamıyor.

Akılları sıra bu düzenlemeleri kadınları korumak maksatlı yaptıklarını söyleyenler, bu ülkedeki tecavüz vakalarından mağdur olan kadınlarımızı neredeyse neden kendine tecavüz edilmesine izin verdin diye suçlu çıkaracak davalara konu olmaya mahkum edebiliyor.

Toplumun genel değerleri üzerinden bunun gibi bir çok örnek vermek mümkün…

Dolayısı ile bu değerler kullanılarak siyaset yapmak da mümkün...

Bugün yaşanan kızlı-erkekli ev meselesi de yine toplumun  gelenekçi yapısı üzerinden yürütülmeye çalışılan siyasi bir oyun aslında. Başbakan almış olduğu oyların kimlerden ya da hangi değerlere mensup yapılardan geldiğini çok iyi biliyor. O nedenle bunu yine bir seçim yatırımı olarak değerlendiriyor.

Başbakanın bu uygulamasını destekleyen insanlar, bunu kendilerine yapılmış bir hakaret olduğunu bile düşünemiyor. Bu açıkça “sen namusunu korumaktan bile acizsin, bana bırak ben korurum” demektir.

Yazımın başında da belirttiğim gibi önemli olan toplumun genel yapısını değerlendirmek. Çünkü toplumun yapısını değerlendirmeden seçilmişi değerlendirmek çok doğru bir yaklaşım olmaz diye düşünüyorum.

Bir söz vardır “Konuşana değil, konuşturana bak”

Ama şunu da göz ardı etmemek lazım. Toplum gelenekçi “Ben bilmem eşim bilir” zihniyetinden, şimdilerde “Ben bilmem başbakan bilir” zihniyetine kadar ilerledi…

Eee nede olsa demokratikleşme ve çağdaşlaşma yolunda ciddi adımlar atıyoruz ülke olarak..!

 

Keriman KESER

 

 
Toplam blog
: 26
: 4022
Kayıt tarihi
: 11.05.13
 
 

Aile Danışmanı- Bireysel Danışman- Çift Terapisti- Cinsel Terapist ..