Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Aralık '15

 
Kategori
Halkla İlişkiler
 

Ben de bir vergi kaçakçısıyım

Ben de bir vergi kaçakçısıyım
 

aslında bu kim


Evet, hepimiz gibi ben de bir vergi kaçakçısıyım. Kendi işletmem yok, bireysel serbest meslek sahibi değilim, ancak gelirim olan emekli maaşımı harcarken yaptığım alışverişlerin büyük bir bölümünü kayıt dışı olarak kullanmakta, kendi adıma KDV indirimi aldığımı sanmakla mal ve hizmet satın aldığım kişinin, işletmenin daha büyük oranda vergi kaçağına aracılık yapmaktayım.

Çok küçük miktarda elde ettiğimi sandığım çıkar için tüm toplumun çıkarını ziyan etmekte ve bu davranışım ile tüm yurttaşların ortak kasası olan devletin vergi gelirini azaltıcı kaçağa bilerek hizmet ediyorum. Aylık harcamam sırasında belki hesaba bile alınmayacak bu çok küçük menfaat davranışı sonucu özellikle alt gelir grubu yurttaşların ekonomik desteklenmesi için oluşturulacak sosyal hizmetlerin de alt düzeyde kalmasının en önemli nedeni olduğunu da bilerek.

Günümüzde, en çok konuşulan alt gelir grubuna dahil kitlenin açlık sınırına yakın bir gelirle geçinmek zorunda kalmalarına çare aranırken, bulunamayan cevap kamu kaynaklarının yetersizliğinde yatmaktadır.

Oysa, 0n Milyon kayıt dışı çalışan ve temin ettiği gelirin tek kuruşunu dahi vergi olarak ödemeyenler yanı sıra kayıt altında olmalarına rağmen gelirlerini belgelemeyen serbest meslek erbabı kayıplarının vergilendirilerek gelire dönüştürülmesi, asgari ücretten alınmak zorunda kalınan vergiyi de emeklilere yapılacak iyileştirme zamlarını da kat kat telafi eder miktarlardadır.

Kamu çalışanı iki buçuk milyonu hariç, yirmi milyon çalışanın özel sektördeki ücret ödemelerinde gösterilen düşük bordro miktarları ile gerçek ücret arasındaki farktan doğan vergi ve SGK prim kaçakları da çok büyük miktar kamu kaynağı zararına neden olmaktadır.

Tüm bu kayıp, kaçak durumlarını bilen İlgililerin bu kayıpları neden önlemediği siyasi çıkar hesapları için olarak yorumlanmalıdır.  Toplumun tamamının bir davranış biçimine dönüşmesiyle neredeyse kamu bordro mahkumları dışında hemen herkesin bulaştığı bu durumu düzeltmek için esastan bir düzenlemeyi siyasi çıkarları zarar görür gerekçesiyle göze alamayan,  gelmiş geçmiş ve halen görevde olanların bu adaletsiz duruma göz yummaları, ülkemizde az miktarda çok varlıklı, büyük bir çoğunluğunda yoksul, dar gelirli olmasına yol açmaktadır.

Hükümet olma iradesinin, öncelikle herkese, her bireye, her sınıfa karşı adil, eşit davranmasını  emreden toplum sözleşmesi olan Anayasayı sadece yazılmış, işlevsiz bir metin olarak bırakmak, belli bir kesimin çıkarlarına göz yummak ve ya farklı hesaplarla desteklemek çağdaş insanlık toplumlarında kabul edilemez bir durumken, bizimki gibi her yanı aksayan, sözde, adaletli, demokratik hukuk devleti olan ülkelerin kaderidir sanki.

Mevcut hükümet de uzun iktidar dönemi sonunda geldiği noktada zengin sınıfın daha da zenginleşmesine karşın, 800 TL asgari ücretin iyi para olduğuna dair ilgili Bakan nasihatı ile dar gelirlilere sadece manevi destek olmayı tercih ettiği görülüyor.

Ortak kasanın* Kamu maliyesinin* hepimizin olduğuna inanmadığımız, oraya katmaktansa paranın cebimizde kalmasını tercih ettiğimiz sürece bu adaletsiz gelir dağılımının da süregideceğini bilmemiz gerekir.

Hep gördüğümüz gibi azınlık varlıklıların çıkarlarını geniş bir halkın çıkarlarından aha öncelikli gören hükümetlerden bu güne kadar beklentilerimizin boş olduğunu ve aslında sayısal üstünlüğümüzü harekete geçirerek, sadece kendimizi düzeltmekle tüm toplumu düzeltebilecek potansiyelimiz olduğuna inanmalıyız.

Dava sonunda ödediğimiz vekalet ve karşı taraf ücreti, Cerrahi müdahalede bıçak parası ödemesi, dişçimizden, fizyoterapistimiz, psikiyatristimiz, çocuğumuzun özel öğretmeni, bakkalımız, kasabımız, pazarcımız, evin tadilatına gelen boyacımız, kişisel danışmanınız, dairemizi satın aldığınız müteahhidimiz ve saymakla bitmeyecek hizmet ve mal alımlarımızdan maliye belgesi talep etmekle ya da bu belgeyi zorunlu kılacak kart ödemesi ile yapmamız halinde, toplumda sol adalet devrimine en insancıl ölçüde katkıda bulunacağımızın bilincinde olmalıyız.

Toplamda sayıları otuz Milyonu bulan maaşlı, ücretli, emekli geliri olan insanın tüm harcamaları kayıtlı ekonomi içinde yapıldığı takdire, kamu maliyesine katılacak meblağ, gene kendileri için çok daha iyi bir yaşamın kaynağı olur, iddiasındayım.

VERMEDEN ALMAK KİMSENİN HADDİNDE DEĞİLDİR.

 
Toplam blog
: 88
: 265
Kayıt tarihi
: 14.10.11
 
 

İstanbul 1946 doğumlu, gazetecilik yüksek okulu eğitimliyim. Müzik ve her türlü spor aktivitesi y..