Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '10

 
Kategori
Blog
 

Ben de şikayetçiyim: Son yazım beş gündür "gözaltında" tutuluyor!

Ben de şikayetçiyim: Son yazım beş gündür "gözaltında" tutuluyor!
 

Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarında savcıların zanlıları sorgulama usullerini ve hakimlerin verdikleri tutuklama kararlarını yoğun bir şekilde tartışıyoruz.

Bülbülün bile altın kafeste "ah vatanım, vah vatanım" dediği düşünülürse, özgürlüğün ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz. Başımıza gelse daha da iyi anlarız ama inşallah başımıza gelmez... Bu, temel bir insan hakkıdır...

Suçları engelleme, masum insanların suçtan zarar görmemeleri ve suçluların islah edilmeleri adına özgürlüklerin kısıtlanması da kaçınılmaz olarak karşımızda durmaktadır. Özellikle de soruşturma aşamasında özgürlüğün kısıtlanması çok önemli bir sorundur. Çünkü yakalanan kişi henüz şüphelidir. Mahküm oluncaya kadar herkes masumdur, genel ilkesi de göz ardı edilmemelidir.

İşte bunun için çağdaş demokrasiler özgürlüklere olabildiğince az hasarla soruşturma sürecini atlatmak için usul hükümlerinde başkaca tedbirler getirmektedirler. Zaman olarak da bu sürecin yine olabildiğince kısa tutulması bir başka çıkış yoludur.

Teşbihte hata olmaz. Güvenilmez bir üye olarak benim yazılarım da kafadan "şüpheli" pozisyonunda bulunduklarından gözaltına alınıyorlar, sorgulanıyorlar; şüpheler doğruysa reddedilerek cezalandırılıyorlar, doğru değilse MB sayfalarında özgürce dolaşmalarına izin veriliyor.

Yazılarımın gözaltı sürelerinin uzatılması, tıpkı zanlılarda olduğu gibi mağduriyete sebeb olmaktadır.

Yazma amaçlarımız farklı olabilir. Ama her yazımıza belli bir emek harcadığımız da ortadadır. Üstelik Sayın Çulduz gibi yazı başına 50 Avro da almıyoruz, istemiyoruz da :)) Yani tamamen amatörce çaba gösteriyoruz.

Neredeyse saat başı ortaya çıkan flaş olaylarla gündemin bu kadar hızlı değiştiği bir ülkede güncel ve siyasi yazıların zamanında yayına girmemesi demek o yazının kalpa vurması demektir.

Keşke yazmasaydım noktasına gelmemeliyiz diye düşünüyorum...

Balyoz Operasyonu ile ilgili bir yazı yazdım. Bugün beş gün oluyor. Balyoz'un ikinci dalgası da yapıldı. Ve ben her gün acaba neresi sakıncalı görüldü diye durmadan yazının orasindan burasından kesip biçiyorum...

Yazım belirsiz bir süre daha bekletildikten sonra, ya genel ifadeli red sebepleri bildirilerek reddedilecek, ya da büyük bir ihtimalle anasayfaya girmeden doğrudan sayfamda yayıma verilecek...

Anasayfada gözükmeyen, MB linklerine verilmeyen yazıların kesinlikle okunmadıklarını düşünürsek, aslında iki ihtimal de aynı kapıya çıkmaktadır.

Özellikle siyaset yazılarının denetlenmesini savunan biri olarak, hiç değilse sakıncalı görülen parağrafın, başlığın, ya da cümlenin zaman geçirmeden bildirilmesinin doğru olacağını düşünüyorum.

Bir tarafta hoş olmayan bir durumun ortaya çıkma ihtimali, diğer tarafta yazının kalpa vurması...

Tıpkı girişte dikkat çektiğim gibi; bir tarafta suçtan korunma, diğer tarafta özgürlüklerin zarar görmesi...

Umarım bir şeyler yapılır ve "gözaltı" süreleri olabildiğince kısaltılır...

Bir an evvel ya tutuklama, ya da özgürlük...

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..