Ben yazmazsam... sen yazmazsan...o yazmazsa...

Mimlenmek, malum olumsuz bir anlam taşıyor, ister istemez huylandırıyor insanı. Yok, bu öyle değil, fişlenmekle
ilgisi yok, oyun sadece bir oyun. Sanal dünyanın oyunlarında işte. Ben de mimlenmişim sonunda, konu belli, "neden yazıyoruz burada?"

Milliyet Blog'da mimlenmedik kimse kalmasın, dercesine hızla yayılıyor mimli-virütik oyun. Birkaç kez yakalananlar da olmuştur kesin. Mimli yazıların birçoğunu okuyamadığım için, mimlenip mimlenmediğimi bilmiyordum, bugün tesadüfen Celal Çelik Bey'in yazısında gördüm adımı. Gerçi katılıp katılmayacağımızdan ümitli değilmiş ama onu da kırmayız herhalde. nasıl olsa yazıyoruz, elimize mi yapışacak?

Aslında her 50 blogda bir yinelenen kutlama bloglarımda MB. ile ilk tanışmamı ve burada bulunma amacımı defalarca
yazmışımdır, okuyana sıkıcı gelebilir ve kendimi tekrar olabilir. Bu nedenle kısa yazmaya gayret edeceğim, söz!

***Önce neden yazıyorum?

Öyle çocuk yaşlarımda başlamadım yazmaya, hatta öğrenciliğimde aileme yazdığım mektuplar ve yazılı soruları dışında yazdığım da yoktu.

Yolun ilk yarısı bol bol konuşmakla geçti, dinleyen de oldu dinlemeyen de. Yolun diğer yarısına yaklaşırken içsel duygular ağır bastı, yoğun düşünme ve okuma eylemlerim başladı, belki enerji tasarrufu amacıyla.

Düşün, düşün, bitmiyor işin, dünya problemle dolu; oku oku bitmiyor kitaplar, kütüphaneler kitapla dolu. Bir süre sonra doyuma ulaşıyor insan, sıkıyor hobi bile olsa.

İşte tam böyle bir zamanda bilgisayar çıktı karşıma. Mesleğimin son yılında okullara internet bağlantısı hizmeti sunulmuştu, ama tek bilgisayar ve kadro kalabalık olunca, öğrenme merakım da olmadı. 2006 yılında tek parmakla başladı serüvenim, dantel-örgü modelleri ararken. Blogcu.com'a üye oldum. İlk başlarda tek cümlelik , hatta " Günaydın!, İyi akşamlar!" gibi kısacık bloglar yazdım, resim eklemek filan yok. Epeyce uğraştım yol almak için ama kendi kendime. başkası gösterse öğrenemem, öyle bir huyum var.

***Neden burada yazıyorum?

Blocu.com'dan tanıdığım arkadaşım Sevgili Halide aracılığıyla MB.'a üye oldum. İlk başlarda zorluk çeksem de buradaki ortam daha güzel ve daha elit geldi bana. Yazdıkça yazdım, bu süre içinde yazmak konusunda kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum. Üstelik tek parmaklı dönemi de geçtim, artık iki parmakla yazıyorum.


Yazmak hobi olmaktan çıktı sanki, alışkanlık belki biraz bağımlılık gibi oldu. İstemesem de yazacağım, sanırım...çünkü ellerim istiyor! Sigara tiryakisi gibi...

Neden mi yazıyorum?

Bazen ödev gibi: İşte örneği; Celal Öğretmenim "yaz!" dedi ben de yazdım.

Bazen görev gibi: Fenerbahçem maçları oynadıkça yazacağım, iyi günde kötü günde takıma destek lazım! Görev kutsaldır, değil mi?

Bazen hobi gibi: kitabı okuyup, filmi izleyip önermek adına.

Günü, haftayı ya da yılı yorumlamak amacıyla bir Kağnı dolusu bilgi, bazen sorgulamak amacıyla, bazen korumak.

Sonuçta iyi bir iş yapıyorum, birçoğunuz gibi...

Selamlar-sevgiler!



İşte benim MİM'li yazarlarım:

****Mine Sevinçoğlu, (Bu yıl Ankarasporlu)

***Yekruseha, (En şirin Cimbomlu),

***Ahmet Çeliksüngü (Fedakar- Cefakar Kanarya kardeş),

***Erol Aslan (Kartal Kanadına şiir yazarmış),


Arkadaşlarımı farklı renklere gönül verenlerden seçtim, hak geçmesin! Ayrıca henüz sayfalarında mimli yazı yok!