Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Eylül '08

 
Kategori
Futbol
 

Beşiktaş ümit veriyor

Beşiktaş ümit veriyor
 

İki haftası geride kalan ligde Beşiktaş en hazır takımlardan biri.


Ligde 2.hafta Beşiktaş'ın sahasında Konyaspor ile oynadığı karşılaşmayla kapandı. Bir yanda nokta transferler yapmaya çalışan ancak yaptığı transferlerin yeterliği tartışılan Beşiktaş, diğer yanda 20 milyon YTL harcamayla kadrosuna 15 yeni futbolcu katan Konyaspor. Bu tip takımların lige tam anlamıyla uyum gösterebilmek için yaklaşık 6 haftalık bir süreye ihtiyaç duydukları sıkça dillendirilen bir gerçektir. Ancak Beşiktaş-Konyaspor karşılaşması bu genel kanının aksine bireysel hataların az olduğu taraflar adına organizasyon sıkıntısının fazla gözlenmediği kıran kırana bir maç oldu.

Analizimize siyah-beyazlı cepheden başlayalım ve başlar başlamaz şu saptamayı ortaya koyalım; Beşiktaş takımı tek santrforla oynamaz diyenlere inanmayın. Futbolda taktik varyasyonların ve sistemlerin ifade edildiği ardışık rakamlar grubuna en fazla inananlardan biriyim. Fakat bu inancın, rakamların sihrine kapılmak anlamına gelmediğini bilecek kadar da iyi bir futbol seyircisiyim. Taktik tahtasında 4-2-3-1 ya da 4-3-2-1 rakam grubunu okuyup bunu hücum gücünde peşin bir zayıflığa yormak, bugün spor basınımızın parlak kalemlerinin dahi içine düştüğü yanılgılardan bir tanesi. Bununla bağlantılı olarak bir de spor sohbetlerinde bahsi geçen “Holosko sağ kulvarda oynamaz” fermanları var ki, peşinen hükümsüz addediyorum. Aksini ispat için günümüz futbolunda “flaş transfer” kavramının neden ve ne şekilde Robinho ismi etrafında kümelendiğini, Cristiano Ronaldo'nun nasıl paylaşılamayan adam haline geldiğini, Mourinho'nun Quaresma ısrarındaki gizemi, Ribery'nin kısa sürede yaptığı patlamayı ve Porto'nun Rodriguez transferinden memnuniyetini görmezden gelmek gerekir. Keza yabancıların Tuncay ve Gökdeniz'e ilgisini ya da Arda'nın dev kulüpleri peşine takışını tesadüfi olarak değerlendirebilir miyiz? 80'li ve 90'lı yıllarda açıklardan beklenen sıfıra inerek orta yapmalarıydı. 2000'li yıllarda ise sıfırdan kesilen topları giderek daha az izlemeye başladık. Çünkü o bölgelerde hızlı, adam eksiltebilen, içe kat edip gol becerisiyle takımın skor yüküne omuz veren aynı zamanda da takım savunmasında etkin kanat forvetleri var artık. İşte Beşiktaş da bu yeni jenerasyon kanat adamlarından birini kadrosunda barındıran şanslı bir takım ama basınımız ve futbol düşünürlerimiz henüz Avrupa futboluyla aynı frekansta değil.

Ligde 2 haftayı geride bıraktık. 4 büyükler içinde takım yapılanmasını ve bilhassa orta sahasını orantılı biçimde organize etmeyi başarabilmiş ekiplerin Beşiktaş ve Trabzonspor olduğunu görüyoruz. Orta alanın defans-ofans konusundaki paylaşımı ve saha parselasyonu siyah-beyazlı ekipte gayet başarılı. Konyaspor önünde Cisse biraz aksamış olsa da kulübede Tomas Sivok'un oturuyor oluşu bu durumu potansiyel bir sorun olmaktan çıkarıyor. Uğur'un hücumlara katılması o bölgede Delgado'nun sırtındaki yükü hafifletti. Ayrıca geçen yıl kangren semptomları gösteren defansa Zapotocny'nin gelişi ciddi bir iyileşme sağladı. Sol kanatta Tello'nun gösterdiği defansif zaaflar Schildenfeld'in Duisburg'a kiralanarak kadroda Seric'e yer açılmasıyla düzelir mi bilinmez. Bu tespiti yapmak için beklemek ve izlemek gerek. Ancak Konyaspor önünde izlediğim Zapotocny, geçen yıl Beşiktaş taraftarına saç baş yolduran kişisel hatalardan sonra inanın Puyol gibi geldi. İleri uçta Bobo mevcut formuyla çok iyi işler çıkarıyor. Keza Nobre de görev aldığı maçlarda iyi gözüktü. Tüm bu verilerin ışığında rahatlıkla söyleyebiliriz ki 2008-2009 sezonunda izleyeceğimiz Beşiktaş, geçen sezondan çok daha iyi bir takım olacak. Tabii bir takım idari fiyaskolar yaşanmaz, futbolculara ödemeler konusu sulandırılmazsa.

Konyaspor'a gelirsek, başkan Mehmet Ali Kuntoğlu takımın geçen yıl yaşadığı sıkıntıları iyi bildiğinden bu sezon için yeni bir yapılanmaya gitme gereği hissetti. Transfer dönemine ciddi bir maddi kaynakla giren ve 15 futbolcuyla sözleşme imzalayan Konyaspor nedense oyunu yönlendirecek, final pasları atabilecek bir oyuncuyu kadrosuna katamamış. Belki de kadroda bu işi yapabilecek tek oyuncu olan Fahri, Beşiktaş'tan gönderilişini şahsi bir mesele yapıp maçı bu zemine çekince ne kendisine ne de takımına faydalı olabildi. Yeşil-beyazlılarda mücadele yönünden bir eksik yok fakat görüldüğü kadarıyla takıma bir de general gerekiyor.
 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..