Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '07

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Beynimizdeki elektromanyetik depremler

Beynimizdeki elektromanyetik depremler
 

Beynimizde meydana gelen elektromanyetik depremlerin farkında mıyız? Hepimizin, beynimizde "elektromanyetik deprem" riski taşıdığını biliyor muyuz?

Bu yazıda anlatılanlar, bilimsel açıdan tam olarak kanıtlanmadıkça, şahsi bir beyin fırtınası olarak görülmesinde fayda vardır.

Elektromanyetik dalgaların beynimize nasıl bir hasar verebileceği ile ilgili kapsamlı bir çalışma yapmaya karar verdikten sonra, konuyu tam da gerektiği gibi çarpıcı ve akılda kalıcı şekilde ifade edecek terimin "elektromanyetik deprem" ifadesi olduğu gördüm ve bu konuda daha önceden çalışma yapılmış mı diye internet taraması yaptım. Bu ifade, elektronik cihazların insana verdiği zarar anlamında bundan altı yıl önce birkaç kez kullanılmış. Ancak doğrudan beyinle ilgili kullanılmamış.

Elektromanyetik deprem nedir?:

Elektromanyetik deprem ile kastedilen, başta cep telefonları ve baz istasyonları olmak üzere, televizyon, telsiz, mikro dalga fırınlar ve benzeri cihazların yaydığı elektromanyetik dalgaların insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileridir.

Konuya beyin açısından yaklaşmak istediğimden dolayı, ben işin sadece öğrenme ile ilgili kısmına değinmek ve aksonlar açısından konuyu açıklamak istiyorum. Beyinde öğrenme ve hatırlama olayı aksonlar ile oluyor. Aksonlar, bilgilerin üzerine kaydedildiği manyetik plakalar gibi düşünülebilir. Bu plakalar etraftaki manyetik ve elektromanyetik alanlardan doğrudan etkilenmektedirler çünkü kafatasımız manyetik alanlara karşı direnç gösteremez. Elektrik alanlara karşı gösterilen direnç ise süreye ve şiddete bağlı olarak yetersiz kalabilmektedir.

Bugün etrafımızı saran ve elektromanyetik dalga yayan pek çok cihazla birlikte yaşıyoruz ve bu cihazlardan yayılan elektromanyetik dalgalar adeta beynimizde sürekli depremlere sebep oluyor.

Şu anda insanların en çok şikayet ettiği konulardan bir tanesi unutma olayıdır. Unutkanlık artık neredeyse kronik bir hal almıştır. Cep telefonları ile çok fazla konuşmak, bu cihazların beyne çok yakın kullanılmak zorunda olması ve yaydıkları dalgaların boyutlarının artık neredeyse mikro dalga boyutunda olması tehlikenin büyüklüğünü göstermektedir. Beyinde yaşanan öğrenme ve hatırlama süreci, bu cihazların kullanılması ile ortaya çıkan elektromanyetik depremlerle sürekli kesintiye uğramaktadır.

Telafisi zor hasarlar:

Elektromanyetik cihazlar kullanılmasına bağlı olarak beyinde meydana gelen depremlerin resimleri çekilebilmekte ve hasar açıkca görülebilmektedir. Vücudumuz bu hasarları kısmen telafi edebilse dahi, sarsıntıların yani bu tip etkilerin sürekli devam etmesi zamanla beynimizde depremler yaşattığımız bölgelerde kalıcı hasarlara sebep olabilecektir.

Günümüz şartlarında, dünya üzerinde meydana gelen depremlere bir tedbir olarak belki binaları güçlendirebiliriz, yer seçimine dikkat edebiliriz. Ancak, beynimiz için aynı şey söz konusu değil. Beyin hücreleri yerine konulamaz hücrelerdir ve ölen yada hasara uğrayan hücreler için yapılacak bir şey yoktur. Beyinden meydana gelen "elektromanyetik depremler" sonrasında hasarın bir ölçüde giderilmesi, o bölgeye uygulanan elektromanyetik sinyal kalktıktan sonra, bölgedeki ısının uzun sürede normale dönmesi (çünkü beyni soğutacak çok güçlü bir kan dolaşım ağı yoktur) ve hasara uğrayan yada ölen hücrelerin bölgeden uzaklaştırılması şeklinde olabilmektedir. Bu hücrelerin yerine yenisi konulamadığı için de, her elektromanyetik deprem, oluştuğu bölgedeki beyin hücre sayısını azaltmaktadır.

Alınması gereken tedbirler:

1. Cep telefonu ile konuşmadan önce telefonunuzun sinyal göstergesine bakınız. Sinyal alınmakta zorlanan yerlerde cep telefonları ile baz istasyonlarının haberleşmesi daha güçlü elektromanyetik dalgalarla olur ve bu da oluşacak zararı yani elektromanyetik depremin gücünü arttırır.

2. Telefonun şarz durumunu kontrol edin. Pilin gücünün düşük olduğu zamanlarda sinyal alma problemi yaşanabilir ve sorunu gidermek için baz istasyonu cep telefonuna daha güçlü sinyaller göndermek durumunda kalabilir. Daha güçlü sinyal, daha güçlü elektromanyetik deprem demektir.

3. Konuştuğunuz bölgede sinyallerin yansımasını çoğaltacak metal unsurlar var ise, bu durumda elektromanyetik dalgalar bu cisimlere çarpıp yansıyarak tekrar tekrar vücudun bu sinyallere maruz kalmasına sebep olabilir. Ayrıca günümüz evleri demir ve çelik iskeletlerden meydana gelmektedir ve bu da yaşanan elektromanyetik depremin hasarını tekrarlar vasıtası ile arttırmaktadır. Açık havada konuşmak bir nevi önlem olabilir.

4. Elektromanyetik sinyaller polar yapıdaki su moleküllerini titreştirerek ısınmaya sebep olur. Etraftaki ortamın fazla nemli olması durumunda ortam ısısı da hissedilmeyecek derecede bile olsa artabilir. Burada esas sakıncalı olan ise nemli ortamda terleme güçlüğünden dolayı vücut ısısının düşmesinin zor olacağıdır. Bilindiği gibi elektromanyetik dalgalar vücut ısısını da arttırmaktadır ve artan ısıyı dağıtmakta zorlanan özellikle göz ve beyin gibi vücut kısımlarında meydana gelecek zararlar daha da fazla olmaktadır.

5. Cep telefonu ile konuşulan ortam sıcaklığı 18 santigrat derecenin altında ise damarlarda büzüşme olacağı için vücut kan dolaşımı daha da zayıflar ve bu nedenle de cep telefonu dalgalarından meydana gelen ısınmanın kan dolaşımı yoluyla azaltılması daha da zor olur. Bu durum özellikle beyin bölgesi için ilave sıkıntı yaratabilir.

Hazırlayan:
Ertuğrul Şahin
Turizm Araştırmacısı ve Yazar

 
Toplam blog
: 73
: 614
Kayıt tarihi
: 07.02.07
 
 

Ertuğrul Şahin, 1968 Mersin doğumlu. Karadenizli. Çukurova Üniversitesi, İktisadi ve İdari Biliml..