Bir bilgeden inciler...

Belki siz de rastlamışsınızdır, Anadolu'muzda  yaşını başını almış, görmüş geçirmiş  yüzleri kırışık  elleri nasırlı nice yaşlılarımız vardır.  Konuşurlar gençlere yönelik, tecrübelerinden yaşadıkları acı olayların kendilerinde bıraktığı "ders"lerden bahsederler.  Öyle içten anlatırlar ki sanki ağızlarından bal damlıyor.

"Bak, dinle oğul" diye başlayınca  oluşan imaj: sanki  Dede Korkut'un günümüz versiyonu...

"Çok yaşadık, yaşadık  ama neler neler yaşadık...Şimdiki aklım olsaydı bazı yanlışlıkları yapmazdım...

İnsanlar iyilikleri  unuturlar  lakin kötülükleri unutmazlar onun için  kötülük yapmamaya bakın. Ha, iyiliği de kadir kıymet bilen kişiye yapın...

Geçimimiz topraktan, ektik, biçtik, aha bu nasırlı eller şahit. Toprak dosttur, toprağın verdiğini ağalar paşalar vermez...

Bir de hayvanlar, dilsiz ağızsız. onlara cefa etmeyin, Allah'ın emaneti onlar da can. Kendi kudreti içinde  faydalı olurlar, size ağır gelen yükleri taşırlar at, eşek gibi. İnek, koyun, keçi  sütüyle yardımcı olur. 

Hesabını iyi yap  bugünü de yarını da düşün. Düşün ki kimseye muhtaç olup elini açma.  Belki sana el uzatan olacaktır ama sonrasında ne olacağını bilemezsin. Acı soğan-kuru yavan ye ama dışardan yardım alma..."

Bastonunu düzelten bu yaşlı kişinin hangi okuldan eğitim aldığını merak ediyoruz:

"-Mektep medrese görmemişiz ama ille de soruyorsanız hayat mektebinden diyelim, hayat okuttu bizi...

Bak, dinle evlat diye devam ediyor.

Büyük lokma ye yutabilirsen, ama büyük söz söyleme.Söylediğin o büyük söz aynısı başına gelecektir.

Yine insanları yaptıkları şeyler için ayıplayıp kınama. İniş gelir, yokuş gelir insanın başına her iş gelir. Ayıplarsan senin de başına gelir evlat, sakın ola ayıplama insanları...

Haram yeme, eğer ki yersen, ya üst delik (boğaz ve mide) ya da alt delikten (kalın barsaklar ve makat) hastalanırsın, bu bir bir daha iki...

Çok konuşana bakma, yarısı yalandır ve o insanın içi boştur...

Arkadaşınla, dostunla aranıza para girmesin hem paradan olursun hem de dostundan, arkadaşından. Çünkü para gülerek gider ama ağlayarak gelir bazen hiç gelemez.

Allah'tan başka hiç bir şeyden hiç bir kimseden korkma lakin  kaybedecek hiç bir şeyi olmayandan korkmalısın. Yani evi yeri, ailesi, işi aşı olmayandan kork evlat,  çünkü ondan her kötülük beklenir.  

Kafanda kurup vesvese yapma,  tatlı aşını acıtma. Köpekler ve fareler beşer- sekizer ürerler. Ama bir sürüleri yoktur. Koyunlar bir veya iki yavru yaparlar ama sürüler halinde yaşarlar.

Oğul, bu saçlar değirmende ağarmadı,  her bir telinin dili olsa da şahitlik etse...

Neyse, çok söyledim, kafanı şişirdim ama bu dediklerimi akşam başını yastığa koyunca bir düşün.

Belki tekrar görüşürüz, haydi selametle..."

Diyor bizim bilge,

Ben de eklemek istiyorum,

İnsanlar yaşlanıyor ama yapıcı düşünce, güzel mantık, pozitif enerji yaşlanmıyor.

Selam ve sevgilerle,

Yurdagül Alkan.