Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir fotoğrafın anatomisi

Bir fotoğrafın anatomisi
 

Ne farkın var o aslan gibi askerden. İkiniz de aynı duyguları taşıyorsunuz.


Bir Fotoğrafın Anatomisi

Muş’ta görev yapıyordum. Her akşam karşı yoldan geçen ilkokul öğrencisi…
Bir kız çocuğu, siyah önlüğü, beyaz kurdelesiyle.
Sol omzunda asılı çantası… Sağ kol altına yaslandığı ağaçtan kol değneğiyle.
Aksaya aksaya gidiyor. Sadece sakat olan ayağından değil…
Kendi büyüdüğü için kısa kalan koltuk değneğinin kalan kısalığını da ayağının aksaklığına ilave ettiğinden.
Yüzünde çocuksu masumiyetin verdiği gülümseme.
Umurunda bile değil dünya…

Yüreğim burkuluyor. Bir parça buluyorum onda, kendimden.
Sorumlu hissediyorum kendimi… Hatta suçluluk hissediyorum, sağlam bacaklı olmaktan…
Çağırıyorum. Geliyor. Dik dur diyorum.
Dikeliyor bir karış kısa kalan koltuk değneğinin yanında, özürlü ayağı da yarım havada...
Ölçü alıyorum. Yarın akşam geçerken bana uğra diyorum. Uğrarım diyor gülerek.

Okul atelyesinde ölçüsüne uygun bir koltuk değneği yapıyorum.
Muş’un karında buzunda kaymasın diye ucuna kauçuk ve çivi çakarak.
Siyah vernikle de parlatıyorum, yeni bir şey kullanmanın hazzını yaşayacağını umarak.

Geliyor, at onu diyorum, eski değneğini göstererek… Şaşırıyor, ben onsuz ne yaparım diyerek…
Bekletmeden yenisini veriyorum kolunun altına, sezdirmeden ölçüsünü kontrol ederek.
Yürü diyorum, arkasından aksama olup olmadığına bakarak.
Seviniyor, yüzünde gülücükler açarak. Teşekkür ediyor.

Akşamları geçerken onu izliyorum, yürümesini gözleyerek.
Çocuklar hızlı büyüyorlar, değneğin kısa kalmasına aldırmayarak. Ara sıra gel diyorum…
Ya boyunu ayarlıyorum değneğin, ya da bir yenisini yapıyorum.
Hep o çocuksu mutluluğunu görerek...

Şimdi büyümüştür. Orta yaştadır. Kim bilir nerede, nasıl, ne yapıyor.
Artık boyu ayarlanabilen değnekler var. Hatta protezler. Umarım mutludur.

Bu resmi görünce o aklıma geldi. Hala gitsem sanki o çocuğu okul yolunda göreceğimi düşleyerek…
Belki de çoktan yenilerine nöbeti devretti.

Resme iyi bakın. İşte Mehmetçiğin tüfeğiyle özdeşleşmiş koltuk değneği. İşte esas duruş
Ayağının çıkardığı her türlü engele rağmen…
Yavrum günahın neydi… Neyin bedelini ödüyorsun. Suçun neydi…
Sorma bana... İnan ben de bilmiyorum... Suçlu ben değilim... yoksa....?
Sadece seni anlamaya, anlatmaya çalışıyorum.
Yeni bir koltuk değneği yapma misali….

...ve de soruyorum, kendime ve beni anlayanlara...

Sen nereden bileceksin içinde kopan fırtınayı?
Hiç değneğe mahkûm olmadın ki.
Farkında mısın, seni taşıyan ayakların seni dik de tuttuğunun.
Yürümenin, koşmanın aczini yaşadın mı hiç.
Hiç özendin mi çakı gibi duran o askerin heybetli duruşuna…
“Keşke ben de!… bir de ayaklarım tutaydı” dedin mi hiç.
Top peşinde koşamamanın,
arkadaşlarınla aşık atamamanın eksikliğini,
Asker olamamanın, o elbiseyi giyememenin,
Tüfek tutamamanın, selam verememenin ezikliğini…yaşadın mı hiç..

Şu koltuk değneği… seni ayakta tutan, seni taşıyan…
Dostun mu düşmanın mı bilemediğin, karar veremediğin.
Keşke o heybetli askerin tüfeği olaydı… diye düşündün mü hiç.

Anlamak istiyorsan gerçekten onu? Bürünüver onun kimliğine, onun gibi düşün…
Kaybedersin kendini gerçekle hayal arasında, dalarsın, farkında olmadan aşarsın her şeyi, koşarsın, atlarsın, hatta gol bile atarsın…
Dimdik de yürürsün hem de aksamadan…

Atlarsın gerçekle hayal arasındaki çizgiyi, özlemler unutturur acizliği, çaresizliği…
Özrünü de kaybolur, atlet sanırsın kendini...
Diğerlerinin ne diyeceğini umursamazsın.
Dikiliverdin mi, değneğinle…
O heybetli duruşu sergilercesine…
Görsünler… Aslında ben neymişim dercesine…

Keşke hayal ettiğin gibi olsa… yada hayallerin gerçek olsa…
Hiç uyanmasan, uyanıkken gördüğün rüyadan.
Neden ben… diye anlamsızca sormasan kendine…
Sanki cevabı vermesi gereken sen mişin gibi…

Ne mi istiyorsun...
Anlayışlı olsunlar, biraz saygı göstersinler, yardım etsinler, azıcık kolaylaştırsınlar.

Kimler mi? Sorunun cevabını vermesi gerekenler.
Kimler mi? Ben insanım diyenler.
Kimler mi? Ben de olabilirdim diyenler.
Kimler mi? Günah çıkarmak isteyenler.
Kimler mi? Yeni bir değnek yapmak isteyenler

 
Toplam blog
: 193
: 1045
Kayıt tarihi
: 01.08.07
 
 

Bilecik doğumluyum. Emekli Eğitimciyim. Ankara'da ve yazları Kuşadası'nda yaşıyorum Günlük uğraşl..