Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '19

 
Kategori
Kitap
 

Bir Öğretmen Yetişiyor

 

“Dünyanın her tarafında öğretmenler,

 insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır.”

Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk

 

“Anılar, kimsenin bizden alamayacağı tek mülkümüzdür.”

Jean Paul Sartre

 

Anılar mı, bizi mutlu ya da mutsuz eden,

Anılar değil mi kimilerini terk edip giden,

Gerimizde güzel anıların kalması beklenen…

Sevgiye dönüş ile mutluluk yel olur hemen...

 

MD

 

‘Gökçe Çiçek’ adıyla anılan eğitimci ‘Şehriban Tuğrul’u yıllar öncesinden tanıdım. Bu adlandırma, doğrusu ona yakışıyor da… Onu uğraştaşım Hüseyin Erkan’ın kaleminden okudum…

Kimi zaman yazıştığımız da telefonla konuştuğumuz da oldu. Ne ki bir toprağımın insanı ile bir türlü yüz yüze gelemedik. Yakınındaki kitap fuarlarına katıldığını internet ortamında gördüm, sevindim ve kutladım! Adresimi istedi ve sonrasında ad koylayıp imzaladığı “Bir Öğretmen Yetişiyor” yapıtı bana ulaştı.

Özenle kaleme alınan anı-roman türü ‘Bir Öğretmen Yetişiyor’ kitabının arka kapak yazısını içselleştirerek okudum. Dilerseniz birlikte de okuyalım:

“Masal ülkesi, Hasanoğlan Köy Enstitüsü ve Yüksek Köy Enstitüleri… Masal ülkelerini inşa edip hizmete sunan kahramanlar; diğer masal ülkelerindeki köy enstitüleri…1942–1943 yıllarında Hasanoğlan’da yeni bir okul kurmaya gelen kardeş köy enstitüleri…

Bu enstitüler, okullarından sırasıyla gelip Hasanoğlan bozkırında aydınlanma meşalesini yakmak için aylarca inşaat yaptılar. İnşaat işçisi olmayan ama azimli, hevesli, disiplinli çalışan her grup birbirleriyle yarışarak yirmi gün gibi kısa sürede bir binayı, usta belletici ve birkaç öğretmenle hırsla çalışıp bitiren gençler…”

***

Bir ‘Lirik Yayını’ olan yapıt; 350 sayfada, karton kapak içerisinde, kimi sayfalarının fotoğraflarla desteklendiği gözlere yansımaktadır.

İçeriğe değgin düşüncelerime gelince: Bir öğretmenin Hasanoğlan gibi örnek ve imrenilen ve bir okulundan mezun olması, 200 metrelik koşuya 100 m ölçüsünde önden başlaması demektir. Öğretmen yazarımızın anılarını değerlendirmesi, övgüye değer niteliktedir!

Sayfaları çevirdikçe neler neler okunmaktadır. Kitabını babasına adadığını, öğretmeni Hüseyin Erkan’ın övgü yüklü yazısını, kaleme aldığı önsözü, 1967-1974 yıllarını içeren anılarını, masal ülkesi kahramanlarını ve coşku coşku duygu yüklü okul yılları anılarını okumak, okuyanı mutlandırmaktadır…

Anlatımda çoğunlukla köy ve okul folklorü(halk bilimi) olduğunu, duygu ve düşüncelerini aktardığını, abartıya kaçmayıp tam 44 yıllık gerçekleri yansıttığını ve yapıtın apayrı öykü-roman tadında olduğunu saptadım.

Öncesindeki köy enstitülerini övgüyle andığını, 7 yıl öğrencisi olduğu Hasanoğlan Atatürk İlköğretmen okulu günlerinden özlemle ve coşkuyla söz edilmekte… Bir bakıma o yıllara haklı ve onurlu bir dönüş yapmaktadır.

Dahası mı? Neleri anlatmıyor ki… Hepsini burada anlatıma olanağım olmadığı için üzgünüm! Şunu diyebilirim: Anlatılmaz okunur!

***

Gözlemlerim ya da değerlendirmem:

 

--Şehriban Tuğrul, Hasanoğlan İlköğretmen Okulunda görev yapan eğitimci yazar Hüseyin Erkan’ın takdirini kazanmışsa, gerisini siz düşününüz!

--O, babasını çok seviyor, “Canım Babam!” demesinde haklı da… Benim köşe yazısı yazdığım yıllarda Cumhuriyet’i okuyan bir baba… Gezen ve okuyan bir insan… Kimi zaman kızını okula bırakıp dönmesi, trajik ve duygusal… Bunu yaşayan bir baba olarak bilenlerdenim.

--Şehriban da bencileyin ebesini seviyor! Hayatta Ben En Çok Ninemi Sevdim! Nedenini anlatsam sayfalar tutar. Ruhları şad olsun!

--Tüm anlatılanları empatik buldum. Ne de olsa ortak Anadolu geleneği ve yatılı öğretmen okulu yılları… Köyden gelen bir öğrencinin kavuştuğu ortam, apayrı bir dünya… Yeme, içme, kutlamalar, derin izler bırakmakta haklı… O kadar arkadaş ve öğretmen adları nasıl bellekte tutulmuş, ayrıntılı anlatım günlüklerde mi toplanmış, şaştım doğrusu!

--Tatil zamanlarında Şefaatli ilçesinde ve özellikle Çapraşık köyündeki görkemli yaşantısı ve yakınlarının ona verdiği değer, okurlarında bile imrenme yaratmıştır. Öylesi ortam, kimseye nasıp olmaz.

--Okulunda kazandığı kaliteli kitapları okuma alışkanlığı, yeteneklerini ortaya çıkarmasına koşut kaliteli ve başarılı yazmasına da yansımıştır. Satırlardaki yer yer şiirsellik okurun beğenisini toplamıştır.

--Sayfalarda okulundan ve ailesinden ayrılığını ve özlemlerini duygusal düzlemde başarıyla işlemiştir.

--15 yaş sonrasında gençliğinin yüreğinde zaman zaman aşk şimşekleri çaktırması bir gerçektir. Ne ki yazarımız, babasına verdiği sözü tutması ve ona mahcup olmaması uğruna bu yolda çizgisini değiştirmemiştir. Oysa kimi arkadaşlarının okul yaşamları davranışlarıyla bitmiştir. O güzelim okullardaki disiplin uygulaması, öğrencileri amaçlanan başarıya taşımıştır.

---Onlarca çocuk yapmayı beceren bir ananın, yazarımızın 7 yıl özenle tuttuğu defteri yakması ve belleğini silmesi, hoş görülür olamaz!

--Okuldaki mezuniyet töreni ve sonrasında duygusal veda ile anılarla yüklü okul günleri noktalanmıştır. Ben de yatılı okuduğum Kırşehir Erkek İlköğretmen okulumu bitirip ayrıldığım gün süzülen gözyaşlarıma engel olamadığımı anımsıyorum!

Önerilerim:

 

--Kapak renginin eflatun olması gönülleri okşardı. Kapaktaki matematik imleri olmasa daha uygun olurdu.

--Kimi paragrafların sayfalar sonra kopya-yapıştır yapılması yerine; kitap sayfası azaltılıp harf puntosu 12 olarak büyütebilirdi.

--İç sayfadaki siyah-beyaz fotoğraflar, seçimli bir düzenlemeyle son bölümde 16 sayfa renkli olarak verilebilirdi.

***

Böylesi uzun soluklu çalışmanın usta kalemi olan Şehriban Tuğrul (Gökçeçiçek) öğretmeni kutluyorum. İnsanoğlunun geçmişindeki kimi beklentileri, mutsuzluk getirse bile bundan sonraki yaşamında esenlikler diliyorum. Çünkü o buna layıktır.

                                                                                 ***

              Çileli öğretmenlik yıllarımda kaleme aldığım şiirimle yazımızı noktalamak isterim:

 

 Ayçiçeklerim

 

Ey benim ilkyazla açan ayçiçeklerim

Dikeniyle koklarken irkildiğim güllerim.

 

İlkgençlik çağınızda sizi anlamak güçtür
Öğretmenlik mesleği gerçekten çetin iştir.

 

Öğüdüm oluyorsa yine sizin içindir
Yıllar sonra neler düşünürsünüz kim bilir.

 

Yolumuz Ata yolu, ilkeleri ışığımız
Ata yenilikleriyle her zaman baş tacımız.

 

Uğraşımızdır güçlükleri sevgiyle yenmek
Öztürkçemizi, güzel dilimizi sevdirmek.

 

Derslerde sözcük sözcük, tümce tümce bir olduk
Bir yeni güne günaydınlarla kavuştuk.

 

Ahmet gelmemiş yine onu arar gözlerim
Gözler aydınlık, parmak kalkınca sevinirim.

 

Sizi güzel günlere götürmektir ereğim
Canım gençler, benim sevgili öğrencilerim.

 

Mutluluğunuz sevincimdir, acınız acım
Başarınızı görünce daha mutlanırım.

 

Sizi dizelerle anlatmak yetersiz
Tümünüzü çok sever şair öğretmeniniz.

 

Güllerden söz ederken gül kokulu gülgün de
Kırmızı gül uzattı: 'Öğretmenim al! ' diye.

 

Ey benim ilkyazla açan ayçiçeklerim
Dikeniyle koklarken irkildiğim güllerim.

 

Muhsin DURUCAN               

 

                                                                        * 

 

 

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..