Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '07

 
Kategori
Müzik
 

Bir serap öyküsü: "Ab-ı Tarab"

Bir serap öyküsü: "Ab-ı Tarab"
 

Müziği meydana getirenin; sıralanmış notalar arasındaki boşluklar olduğunu düşünüyorum. Müzik ritim ve melodi birlikteliğinin yanısıra bu iki olmazsa olmazın beraberliğindeki harmoninin de bileşkesidir.

Beş duyu ile algılanan tüm uyarılar beyne elektirik dalgaları olarak gelir ve burada beyin hücrelerimiz (nöronlar) onları frekanslarına ayırarak algılarlar. Her bir hücrenin yaptığı bu eylem, ayrı ayrı dalga boyları oluşturur. Yani iyi ve kötü, güzel ve çirkin, hoş veya nahoş olarak algılanan ve adlandırılan tüm uyaranlar aslında beş duyunun beynimizde yapılan analizi neticesinde bizde oluşturduğu dalga boyundan ibarettir.

Ne tür müzikten hoşlandığımız farklı parametrelere bağlı da olsa; frekans olarak neyin bize iyi geldiği bilimsel olarak ispatlanmış durumdadır. Yapılan bir çok deneysel çalışmanın sonunda bulunanaların parelelelliği bir ispat niteliği taşır diye düşünecek olursak; klasik müzüiğin titreşim olarak bizi çok daha huzurlu kıldığı tespit edilmiştir.

Bunun nedenide yetişkin bir insanın vücudunun ağırlığının yaklaşıl olarak % 60 nın sudan oluşuyor olmasıdır. Ve bunun sonucu olarakta titreşimin nedenli önemli olduğu ortaya çıkıyor. Şimdi, müziğin ve seslerin, büyük çoğunluğu sudan oluşan hücrelerimiz ve organlarımız üzerinde nasıl bir etki yaratabileceğini düşünebiliyor musunuz? Titreşen sesler çevremizdeki hava içerisinde gözümüzle göremediğimiz titreşimsel desenler oluşturur ve bu titreşimler harekete bağlı enerji alanları yaratır. Biz de bu enerjileri emeriz ve onlar da bizim nefes alış verişimizi, nabzımızı, kan basıncımızı, kas gerginliğimizi, vücut sıcaklığımızı ve diğer içsel ritmlerimizi yavaş yavaş değiştirir. Bir süre sonra ne dinliyorsanız onun frekansında titreşiyorsunuz...

Bunun yanısıra dinlemekte olduğunuz müziğin dalga boyu, ritmi, frekansına ve diğer bazı özelliklerine de bağlı olarak beyn dalgalarında ki değiim sonucunda müzüşk bize pozitif veya negatif bir elektirik yükleyebilir. En basit anlamad kullanılan bu (+) ve (-) yüklü elektirik yağmuruna tabi olma durumu; bizleri farlı ruhsal hal ve boyutlara da kolaylıkla taşıyabilir.

Bir çoğumuz dinlediğiminiz müzik parçası eşliğinde gözlerinizi kapattığınızda frekansınızın değiştiğine şahit olmuşsunuzdur. Ben bunun bir benzerine dün açık gözle deneyimledim ve bu yazıya da kaynaklık eden bu deneyimim oldu. Mercan Dede'nin Su albümünde Ab-ı Tarab isimli, parçayı dinlerken açık gözle deneyimlediğim bir vizyonu sizinle paylaşmakta bir sakınca görmüyorum...

Sıkı bir hayal gücünün beslediği oldukça relaks bir beden ve alfa mooduna çok yakın bir beyin frekansının beraberliğinde, üstelik otomobil kullandığım bir zaman diliminde teypte çalmakta olan cd yi dinlerken aniden beliren vizyonun eşliğinde Nişantaşı trafiğinde ilerleyen ben...

Gözlerimin önüde çölde kurulu olan büyük otağa belirdi..
Dans eden bedevi rakkasenin çalan parçanın ritmi ile uyumlu savrulan siyah saçları, öteyandan batmakta olan günün daha ilk dakikalarında sabırsızlığına hakim olamayarak esmeye başlayan çöl rüzgarının savurduğu kum tanecikleri hala sanki parmaklarımın arasında...

Dörtbiryanı beyaz beyaz tüllerle çevrili olan otağanın kapısı olarak tasarlanmış tülün nazik kıvrımları, arasından içerideki bir gözlemciyi seçebilmeme yardımcı olacak kadar şefaftı...

Aranızda "Cennetin krallığı" filmini izleyeneriniz varsa Sybilla karakterinin tüm o cazibe ve gizeminin yanısıra benzerine az rastlanır asaletini bilir. Bu arada yeri gelmişken; filmde Eva Green'in Prenses Sybilla rolün için gerçekten son derece başarılı bir seçim olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim...

Dans eden rakkaseye bakan bu kadının dudaklarının ucunda asılıkalmış olan gülümsemedeki karmaşayı ise, şu anda hala son derece canlı olarak anımsamama şaşmayın: Bu ifade öylesine netti ki; basit bir kadının (bir prensesin statüsüne göre söz konusu olan bir rakkase...) bu denli pervasızca ve bir o kadar da büyüleyici ve cinsel anlamda budenli çekim gücü yaratan bir dans göstersinde bulunması ve bunu seyretmekten, için için en az dans eden kadın kadar zevk alan prensesin, kendinle düştüğü çelişki dudak ucunda kibir olup asılı kalmıştı...

Ateşten sıçrayan kıvılcımlardan yanmamak için bir adım geri durmanın iyi bir fikir olacağına kanaat getirebilecek denli canlı yaşadığım bu sahneye sebeb olanlar arasında en büyük etkense dediğim gibi; müzikti...

Mercan Dede'nin Su isimli albumunde ki "Ab-ı Tarab" adlı parcanın frekanası ile "Kingdom of heaven" isimli filmden esintiler taşıyan görüntülerin beni taşıdığı boyutta yaşanan bu gerçekliğin etkisini uzun süre taşıyacağıma eminim. Ve eklemek istediğim bir şey daha var ki; bu filmin orjinal soundtrack ini de mutlaka edinmeniz de fayda var.
En az Su'da yer alan Ab-ı Tarab kadar muhteşem bir çok parçayı burada da dinleme imkaanına sahip olacaksınız. Özellikle Natacha Atlas'ın sesinden Light of Life'ı öneririm.( Aşağıda bu parçanın eşliğinde filmden kareleri izleyebilirsiniz)

Nefes alış verişimizi yeniden düzenleme, beyin frekansımızı değiştirebilme, kalp kan ve nabız atışlarımızı değiştirebilme, kas gerilimini arttırabilme, beden hareketlerinin koordinasyonunu düzenleyebilme, vücut ısısnı değiştirebilme, endorfin düzeyini etkileybilme, hormon düzeyimizi farklılştırabilme, zihnin zaman algısına etki edebilme gibi azımsanmayacak çeşitlilik ve güce sahip müziğin, bende kietkileri o an için buydu...

Sevgi ve ışıkla,
Ayna

Ekim'07

İlgilenenler için özel hatırlatmalar:

http://www.youtube.com/watch?v=V38nRWZQGvk&mode=related&search=

http://www.kingdomofheavenmovie.com/

http://www.youtube.com/watch?v=wwDzQUjw-l4

http://en.wikipedia.org/wiki/Kingdom_of_Heaven_(soundtrack)

http://tr.wikipedia.org/wiki/Natacha_Atlas

http://www.mercandede.com/md/index.html

http://www.myspace.com/mercandede

http://tr.wikipedia.org/wiki/Mercan_Dede

http://www.youtube.com/watch?v=WwL8JthRyXM&mode=related&search=



 
Toplam blog
: 268
: 1969
Kayıt tarihi
: 15.09.06
 
 

Var olan her oluş ve bozuluş hakkında gözlem, tahlil ve sonuca varma sürecindeki yolculuğumu, siz..