Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '06

 
Kategori
Felsefe
 

Bir solukta tasavvuf

Bir solukta tasavvuf
 

Son zamanlarda ilgi duyduğum ve merak ettiğim bir konu tasavvuf. Nasıl bir yaşam tarzı, nasıl sonsuz bir aşk bu? Meditasyon’ a başladıktan sonra insan hızlı yaşamının içinde huzur bulmak için yolculuğa çıkıyor. Ölümsüz aşkı, karşılıksız sevgiyi düşünüyor ama tadına bile bakamadan hayatın karmaşasında buluyor kendini. Bizim aradığımız geçici bir huzur fakat tasavvufun amacı ölümsüz aşk ve onunla bilikte gelen gönül rahatlığı. Sofular, Tasavvuf yolcuları, hiç vazgeçmiyorlar bu aşkı arayıştan. Bir gün ona ulaşabilecekler mi, sonsuz sevgiyi yaşayabilecekler mi düşünmeden bu yola baş koyuyorlar. Düşünsenize, bütün maddiyatı ve ona ilişkin herşeyi (sosyal statü, insanların bakış açısı, sorumluluklar, vs) umursamadan bir kenara itip bu bitmeyen aşkın peşinden koşuyorlar.

Aşk’ın belkide hak ettiği değeri kazandığı bir alan Tasavvuf. Onu ilmik ilmik işleyip öyle yüceltiyorlar, öyle sade ve eşsiz bir hale sokuyorlar ki sonsuz bir güzelliğe bürünüyor. Tasavvuf, hayatın amacını aşk’a, Allah sevgisine yöneltiyor. Belki de hayatın amacı “budur” demek için kısa bir yolculuk bu, kim bilir?

Bu yolculuk insanın aklına “karşılıksız sevgi var mı bu dünyada?” gibi bir soru getiriyor. Sofuların amacı cennete gitmek mi yoksa hayatlarını stres, huzursuzluk, endişe ve bu gibi gereksiz duygularla doldurmadan sevgi içinde yaşamak mı? Kendinizi bir nehrin sularına bırakmış akıntıda ilerliyorsunuz. Herşey o kadar doğal ve huzur dolu ki ne yaşam ne de ölüm umrunuzda değil.. Gözleriniz kapalı, hoş kokular geliyor burnunuza. Yalnızca bu nehrin sularında huzur bulmak, onunla akmak istiyorsunuz Aklınızca hiçbirşey ama hiçbirşey yok! İşte karşılıksız sevgi böylesine sade bir yolculuk. Sofuların amacı bu sevgiyi hissetmek, nereye varacağını bilmeden, sonunu merak etmeden onunla akmak. Aramızda bu tür bir sevginin yaşadığımız dünyada var olmadığını iddia edenler de vardır mutlaka fakat unutmayalım ki aşk illa ki iki taraflı olmak zorunda değildir. Karşılıklı olduğu zaman elbette ki daha güzeldir fakat tek taraflı aşk olmaz mı? İşte size soru işaretini gerçekten hak eden bir soru!

Karşılıksız sevgiyi arayan bu insanlar için bir ekmeği ikiye bölüp paylaşmak fedakarlık değil bir tür içtenlik ifadesi ya da bir güzele aşkla bakmak iyi niyet göstergesi. Yani bu insanlar günlük hayatta karşımıza çıkan çıkar güden, paylaşma nedir bilmeyen, davranışı ile niyeti uyuşmayan tiplerden o kadar uzak ki...

Bazen herşeyi bırakıp bir Derviş gibi kayıp şehirlere gitmek istiyor insan. Sanırım şimdilik yalnızca kalbim yapabilir bunu.

 
Toplam blog
: 128
: 1989
Kayıt tarihi
: 03.10.06
 
 

Gözlerini kapat ve düşün: bir cümle kaç kişide farklı etki yaratır? Birbirimizi anlamanın gittikçe z..