Bir toplumun gözünden düşmek ve inatla koltuğunda oturmak

Bir siyasal parti düşünün.
Ve cevabını verin.
Her dem seçim kaybetmiş bir Genel Başkan’ı var.
Ve o Genel Başkan’ın ne bir ilkesi var.
Ne o Genel Başkan’ın belirgin bir siyasal çizgisi var.
Ne o Genel Başkan’ın partisine kazandırdığı bir özellik var.
Özünde o Genel Başkan’ın partisine verdiği hiçbir şey yok.
Aksine, partisine kaybettirdiği bir çok şey var orta yerde duran.

Bilanço ortada.
Kâr/Zarar cetveli ortada.

Mali tablolara baktık.
Durum vaziyet açık.
Ve son derece net.
Her yılı ve her seçim dönemini zararla kapatmışlar.
Peki bu partinin başında oturan Genel Başkan, hangi hakla o koltukta kalmayı kendisinde hak olarak görür?
Bu hakkı ona verenler Genel Başkanlarının hangi başarısını kriter olarak ele alıp bu Genel Başkanı partinin başında tutarlar?

Yakın tarihe bir bakın.
Ve bir ihtirasın ülkeyi nerelere sürüklediğine alenen tanık olun.
Yan çizmeden.
İki yüzlüce davranmadan.

Evet!
Deniz Baykal ve polit bürosu Türkiye’yi son derece beceriksiz ve basiretsiz yönetimlere alenen teslim etmiştir.
Salt kendi ihtiraslarından dolayı.
Salt parti yönetimi ve Genel Başkanlık koltuğunda oturmaktan dolayı.
Deniz Baykal ve ekibinin günahı çok.
CHP’yi tutarlı bir sosyal demokrat parti yapacakları yerde, rejim muhafızı haline getirdiler.
Bünyesindeki sosyal demokrat unsurları bir bir partiden attılar.
Parti örgütünü çiftliğe çevirdiler.
Keyfince partiyi yönettiler.
Memleketin otuz yedi adet ilinde tek bir vekil bile çıkaramadılar.
İzmir dışında ellerinde tek bir tane bile Büyükşehir Belediyesi kalmadı.
2009 yerel seçimlerinde İzmir’de gidici.
O zaman ne olacak?
Ne olacak İzmir’de giderse?
Deniz Baykal ve etrafındaki polit büro üyeleri insan içerisine çıkabilecek mi?
Ve Deniz Baykal ve polit bürosunu o koltuklara oturtan delegeler, acaba aynada kendi yüzlerine bakabilecek mi?

Aslında biz temennilerimizi soruya dönüştürdük.
İnsan içerisine de çıkarlar.
Aynada yüzlerine de bakarlar.
Çünkü bu güne kadar böyle oldu.
Ve hiç sıkılmadan insan içerisine çıktılar.
Hiçbir şey olmamış gibi davrandılar.
En küçük bir rahatsızlık duymadılar.
Köklü seçmenlerini her defasında göz yaşına boğup, hiç bir şey olmamış gibi kurultay salonlarında boy gösterdiler.
Parti içerisinde muhalefet bayrağı açanları siyaseten sildiler.
Ve bu süreçte tek bir şeyi becerdiler.
Ülkeyi buram buram basiretsiz ve ne idüğü belirsiz yönetimlere teslim ettiler.
Halka bir tek kez bile güven vermediler.
Ve bu halk, Deniz Baykal ve polit bürosunun ruhunu okur hale geldi.
Başarısız olduğunu kabul etmeyen bu yönetime ve Genel Başkana halk her defasında acıyarak baktı.
Ve bu ekip inat edip partinin başında kaldıkça, halkta inat etti.
“Bizden sana oy yok” diye.
Anlamadılar.
Anlamaları için 2009 yerel seçimlerinde bütün memleketin yerel yönetimlerini AKP’ye teslim etmeleri gerekiyor.
İşte o zaman ne Deniz Baykal’ın ve nede polit bürosunun yatacak yerleri olmayacak.