Deniz Baykal'la bile bile seçim kaybetmek

Seçimlerde CHP ne yapar?
Soruyu sordum.
Cevabı da veriyorum.

Koskocaman bir “HİÇ” yapar.

Ve CHP eksenli “Kemalist” kardeşlerimiz de kafalarını iki ellerinin arasına alıp kös kös düşünürler.
“Nerede hata yaptık?” diye.

Aslında hatanın nerede olduğuna dair cevabı çok iyi bilirler.
Bilirler bilmesine de, bir türlü o gerçeği dile getirmek istemezler.

Ciddi ciddi soruyorum.
Her şey bir yana.
CHP’nin ilkeleriydi.
CHP’nin kimliğiydi.
CHP’nin solla uzak yakın ilişkisinin olmadığıydı..
Halktan kopuktu.
Örgütlenme sorunu vardı.
Falanlar filanlar.
Hepsini koyduk bir kenara.
CHP’nin başında Deniz Baykal, bu gün istifa edip yerine her hangi biri geçmiş olsa, CHP’nin oylarında asgari % 10’lar seviyesinde bir artış olur mu, yoksa olmaz mı?
Emin olun Deniz Baykal’sız bir CHP, bu gün seçim olsa % 30’un altında oy almaz.
İddia ediyorum.
Hem de seçimlerde kılını bile kıpırdatmasına gerek yok.
Ve bakın ne diyor AKP’liler?
“Deniz Baykal bizim medarı iftarımız. Şayet o olmaz ise biz iktidar yüzü göremeyiz.”
Daha ne desinler ki?

22 Temmuz seçimlerinde Deniz Baykal bakın ne yaptı?
Partisinin en çalışkan ismi olan Berhan Şimşek’i İstanbul 1. bölge 10.sırada seçime soktu.
Ve Berhan Şimşek vekil olamadı.
Oysa Berhan Şimşek CHP içerisinde Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte en fazla çalışan isimdi.
Ama Deni Baykal, Berhan Şemşek’in ipini bile bile çekti.
Çünkü Berhan Şimşek, parti içerisinde gelecek vaad eden bir isimdi.
Doğranarak önünün kesilmesi gerekiyordu.
Doğrandı ve önü kesildi.
Aynı şey yakın zamanda Kemal Kılıçdaroğlu’nun da başına gelecek.
Bilesiniz.

Deniz Baykal Türk siyaset hayatının önündeki en büyük açmazlardan birisidir.
Partisine kimlik kazandıramamıştır.
Partisini ilkeli hale getirememiştir.
Particilikten ziyade, komitacılık zihniyetini hakim kılmıştır.
Parti içerisinde onca entrikalar çevirerek, Genel Başkanlık koltuğunu korumanın yollarını aramıştır.
Lafı sözü para eden ve kamuoyunca dikkate alınacak bütün isimleri partisinden ihrac etmiştir.
Sol siyaset yelpazesinin bir çok saygın ismini küstürmüştür.
Ve elinin altındaki kadro ile siyaset üretemez hale düşmüştür.
En son aşamada ise en küçük bir sıkılganlık taşımadan, kara çarşaflı hanımları partisine şov eşliğinde kayıt etmiştir.
Ve memleketimizin ünlü sözümona “laik” lerinden Emin Çölaşan bile bu harekete destek vermiştir.
Ve gerekirse “takiyye” yapılabileceğini ima etmiştir.
Biz ekranları başında oturanlarda “pes” diyerek küçük dilimizi yutmuşuzdur.
Bu kafa ile de “Cumhuriyeti” koruyacaklarına dair kendilerini inandırmışlardır.

Hal vaziyet budur CHP ve kendisini “Kemalist” olarak nitelendirenlerde.
Halen “biz nerede hata yaptık?” diye düşüne dursunlar.
Ve sanıyor ki bu zihniyet, 2009’un Martın da yapılacak yerel seçimlerde, vatandaş kendilerine teveccühte bulunacak.
Bulunur bulunur!
Siz öyle sanmaya devam edin.
Halkın size teveccühten ziyade bir şamar ikramında bulunacağını da kulağınızın arkasına iliştiriverin.