Bir yıl önceydi Başbakana seslenişim

Bundan bir yıl önceydi başbakana sesleneşim o gün bu gündür bir ses gelmedi...

Bugün bir daha o seslenişimi yineliyorum:

"Halktan biri olarak;

Anadolu Kartalı adlı hava tatbikatına İsrail’in çağrılmayışı hakkında Sayın Başbakan, “halkımız istemedi, biz de onu uyguladık!”dedi.

Sayın Başbakan’ın bu; “halka çok önem veren ve onu kutsayan” yaklaşımı, bende çok büyük duygulanım yarattı.

Valla ne desem bilmem ki…

Halktan biri olarak çok, çok duygulandım! Duygularımı anlatacak sözcük bulamıyorum. İnanın doğru söylüyorum! Bütün samimiyetimle durum böyle!
Yıllardır hep devletin “halk devleti” olması gerektiğini, oysaki durumun hiç de böyle olmadığını, bunun da bir eğitimci olarak beni çok rahatsız ettiğini yazar dururum ya…

Sayın Başbakan’ın bu sözleri beni fazlasıyla ümitlendirdi doğrusu! En nihayet arzularıma kavuşuyorum galiba! “Yaşasın!”

O zaman ben de halk olarak iki isteğimi yazayım da Sayın Başbakan’a, duysun. Bu konuda Ak Parti Söke İlçe Teşkilatı da bana yardımcı olur nasılsa…

Benim isteklerim şunlar:

Emekli Sandığına bağlı bir “öğretmen emeklisiyim… 30 yıl öğretmenlik yaptım bunun 22 yılı eğitim yöneticiliğiyle geçti.

Eğitim durumum: Üniversite mezunuyum… Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü mezunuyum… Sosyal yaşamı seviyorum, bunun her öğretmene yakıştığını da biliyorum. On binlerce öğrencisi olan bir öğretmene de böylesi yakışır doğrusu…

Aldığım emekli maaşım halen 1100 TL'dir. Bununla geçinemiyorum! Geçinebilmek için uzun yıllar dershanelerde çalışmak zorunda kaldım. Ve her emekli de benim durumumda olup; ek iş yapma şansı bulamayanların hali gerçekten çok perişan! Halktan birisi olarak durumu duyuruyorum.

Ve bu durumun düzeltilmesini devletimden dolaysıyla Başbakan’dan acele istiyorum!

Nasıl ki “Anadolu Kartalı” tatbikatında duruma el koyup halkın arzusunu yerine getirdiyseniz, Sayın Başbakan; Bu konuya da acilen el koyup hemencecik düzeltmenizi sizden önemle rica ediyorum!

Memleket ahalisi son zamanlarda birbirlerine karşı oldukça zulüm kar davranmaya başladı. Durum, “el atılmazsa” korkarım ki vahim hal alacak, insanlar birbirlerini boğazlayacak hale gelebileceklerdir! Ağzımdan yeller alsın! Halktan birisi olarak sizden bu konuda isteğim; nasılsa her gün bir şekilde bizlere konuşuyorsun ya, işte o konuşmalarında bunun yanlış olduğunu, işin doğrusunun birbirimize çok saygı duymak olduğunu her daim hatırlatır durursanız, çok doğru olur kanaatindeyim! Halen Türk Milletinin yaşayan “en büyük” lideri olarak siz, bunu vurgular durursanız, halk sizin bu isteğinizi yerine getirmeye başlar, memleket sathında “saygı” yaygınlaşır… Ve bundan öteye insanlar birbirlerini de sevmeye başlar; ortaya paylaşma, dayanışma, hayra ve barışa yönelik işler çıkar, Cenaba-ı Allah’ın istediği gibi… Ardından da bolluk, bereket kaplar yurt sathını… Bundan da belli ki, en çok sizin o çok değer verdiğiniz canım halkımız karlı çıkar!
Diyeceğim daha çok da şimdilik yazacaklarım bunlar… Hele siz bir bunlara bakıverin de; şu emeklini derdine çare buluverin de… Ülkem insanlarının arasında saygıyı yaygınlaştırın da, gerisini gene düşünürüz… İşte o zaman Sayın Başkan siz “gönüllerin başbakan”ı olarak selamlanacaksınız!

Saygılarımla…”

Evet, böyleydi seslenişim...  Ne yazık ki taştan ses geldi başbakandan ses gelmedi(: