Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '19

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Biraz Çamura Bulanmadık mı?

Uzun süredir sesim çıkmıyordu. Özleyenlerim oldu biliyorum ama;  birikimle ancak dökülür kelimeler. Kafi derecede dolmuş bulunmakayım; hadi yine iyisiniz. Avucumun içlerinde size sıcak sıcak sunmaya layık cümlelerim var.

Annelik bana çok yakıştı, azıcık övüneyim. Birken iki, iki derken üçe bölündüm. İyi de oldu bu bölünüm. Sevgiyi, sabrı hoş görüyü, uykusuzluğu, çok endişeyi, ama en çok da sevginin en güzelini hissettiriyor.

Dünya döndüğü sürece bu gezegenin en güzel annesi ben, en iyi yemek yapanı, en mis kokanı ve nice “en” lerin hepsi ben. Dolayısı ile yaşama sıkı sıkı sarılmaya yönelik muhteşem nedenlerim var.

Öte yandan bir de gerçek dünya var tüm bu güzelliklerin taaa dışında. Işığın kamaştığı göze geldiği, sığlıkta dolaşmayı sevenlerin bir çeşit girdabı.

Kimi zaman durgun ama çoğunlukla fırtınalı, en ufacık kıvılcımlarda yangına dönen bir rutin… Nasıl da her şeyden çabuk etkilenir  kaygan zemin. Azıcık uykusuzluğa, naif bir unutkanlığa mahal vermeyen kocaman kulaklı kocaman ağızlılar yel değirmenleri var etrafta.

Dali'nin resimlerine benziyor sanki karakterler. Bir tarafta sinekler uçuşuyor, diğer tarafta çıplak ama yalnız kalmış insanlar, eğricik büğrücük.. Zaman mekan kavramı tamamen kaymış.

Bu gerçeklik pek tabi can sıkıcı hissettiriyor. Gazetelerdeki bulmacalar gibi birbirinin benzeri sorularla dolu günlerin içindeyiz. Halbuki daha dün aynı soruya yanıt vermiştik. Sürekli imtihan imtihan, neye kime göre doğru durduk bu platformda. Ölçümler ölçümler..Bir Xray alında rahatça görelim içteki herşeyi, mertlik çıksın meydana.

Ama bakın baştan söyleyeyim; bacak boyum 1,07, iki doğumdan sonra 175 lik boy olmuş mu size 170… ah ah kemikler eğiriliyor desenize.

Neyse ben şöyle bir uzatayım ayağımı.. Keyfimi toplayayım da azıcık yıldızımın ışığını açayım, bakayım neler olacak.

İyi niyetler mi acaba? Yok ya çoğunlukla menfaat nereye istikamet oraya…ışığımın etrafında dönüp durun ne yapalım?

Sanırım bunca cümleden anlıyorsunuz ki, dünyamız kendi fiyakamız dışında fena kaymış. Ne makyaj yapıyor, ne nezaketi hatırlıyor.

Sahi, sihirli kelime neydi, Lütfen mi? Evet “lütfen” ler bile kaçıp gitmiş. Varsa yoksa yaygaracı, dalları titreten rüzgar esintisi.

Tabi bu durumda ne yapıyoruz, hemen üzerimize ceketimizi alıyoruz, ancak  kendi yarışımızın kendi rakibi oluyoruz. Ne rüzgar kulağımıza çalınsın, ne de ışığımızın lümeni ile oynansın. Sloganımız daha çok çalışmak, daha çok odaklanmak olsun. Pürüzlü ne varsa boş verip görmezden geleceğiz diye güzelce yazıyoruz bir kenara hem de BÜYÜK HARFLE.

Hayat kısa pirim, asıl olan kendi içimizdeki güzelliğimiz; muhteşem nedenlerimiz olduğunu unutmuyoruz.  Bırakalım dünya çirkinleşe dursun; bir gün elbet  çamura buladığı yüzünü yıkamak isteyecektir.

Sabır, azim ve sevgiler

Şelale
 

 
Toplam blog
: 93
: 1475
Kayıt tarihi
: 02.02.07
 
 

Elektrik mühendisiyim. Eğitimci bir ailenin kızıyım. Kelimeler ve rakamlarla geçen serüven dolu b..