Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ağustos '07

 
Kategori
Yetenekler
 

Bitmeyen senaryo...

Bitmeyen senaryo...
 

Sonu meçhul senaryo...


Kuruluş ve Kurtuluş Dizilerinin tamamını izleyince ilham perilerim omuzlarıma konuverdi.

Bir senaryo yazmak ve film yapımcılarına sunmak istedim kendimce...

İlham perilerim, bu sefer ''Akıl vermeyi ''yeğlediler...İlham vermek istemediler...

Hatta sol omzumdaki perim, kulağıma fısıldayarak : ''-Hoca, bırak bu konuları, mizah yaz...Geyik muhabbeti yaz !..Aşk yaz aşk!..Bunların sana, bana faydası yok artık !..''

Deyince bu perimin de ''Zamana ayak uydurmuş '' olabileceğini düşünerek sağ omzumdaki perimin lokum gibi gözlerine, yalvarırcasına baktım...

O, bana biraz acıdı sanırım...''-Sana 10 gram ilham verebilirim...Başka yok !..Hep bedava ilham alıyorsun...Artık devir değişti kardeşim !..Para peşin kırmızı meşin !.. ''

Deyince zibidilerin deyimiyle: ''-Oha oldum !..'' 10 gram ilhamı aldım; her iki perimi de yanaklarından öpüp bir dahaki sefere ''İlham te'lif ücretlerini '' hazırlayacağıma söz vererek eski bir yazımdan esinlenip senaryomun öyküsüne, şöyle başlayıverdim...
........

''Ülkenin birinde, bazı insanlar, tam ' aydınlandık' derken birileri geliyor ışıklı ortamlara ' kara perdeler' çekiyor.

Devasa kara ve kalın örtülerin altına , milyonlarca sessiz yığınlar giriyor ve kıpırdamadan bekliyor!..

Nasıl olsa birileri o perdeyi kaldırır diye bekliyor ya da halinden hoşnut gibi görünüyor !..

Perde altından kendine 4 yılda bir sunulan '' iaşe torbalarıyla '' idare ediyorlar.

Kaderci ve şükürcü haline devam ediyorlar !..

Örtünün altından çıkmak isteyen, özgürce yaşamak isteyen birkaç kişinin başına 'devasa tokmaklar 'vurularak onları düşünemeyecek hale getiriyorlar.

Eğer örtünün altındaki isyancılardan bazıları, tokmakçılarla anlaşırlarsa onları hemen çekip çıkarıp makam ve mevkilerle köleleştiriyorlar. Hatta ömür boyu 'aylıklı meclislere 'sunuluyorlar...

Kalın örtüleri diken süper güç menşe'li tüccarlar, örtünün boyasına 'uyuşturucu' katmayı da ihmal etmiyorlar... Kendilerinden geçsinler diye...

Kara örtücüler, bu durumdan çok hoşnut oluyorlar...

Çoook!.. çok da zengin oluyorlar... Başlıyorlar har vurup harman savurmaya...Lüks yaşam başlarını döndürüyor...

Küçük kara örtüler başlarında simge olarak kalıyor...Bazılarının da kafalarını da ünlü markalardan 'bezler' örtüyor.

Alt tarafları da süper güç kumaşlarından elbiselerle donanıyor..

Çocukları da süper güç yapımı, ''Jeeplerle'' geziyorlar... Süper güçlerce , süperler yerlerde tahsil icra eyliyorlar...

Kara örtü altındakiler leğenlerinde minik kağıt gemiler yüzdürürken dışarda olup biteni göremiyorlar... Hem görseler ne olacak ki?...

Yeter ki ağaları mutlu olsunlar...diye ''gemiciklerin'' yüzüşünü zevkle izliyorlar....

Örtüye girmek istemeyen sözümona, ''manda ve himaye ''karşıtı bir gurup azınlık da kendi 'kısır döngüleriyle' yetinmeyi çok seviyorlar..

Hatta ''koltuğum küçük olsun ama benim olsun'' diye ara sıra göstermelik ''muhalif'' davranışlar sergiliyorlar...

Gerçek ''Mandacı'' düşmanları azınlık bir gurup, şaşkın bir oraya, bir buraya ellerinde kitaplarıyla... Tirajı düşük (?)gazeteleriyle dolaşıp duruyorlar...Azınlıkta olmanın sıkıntısıyla çok üzülüyorlar...

Gerçek kurtarıcılarını bekliyorlar...Doksan yıl önce de buna benzer manzaralar yaşadıklarını söylüyorlar...

Hatta o zamanlar yine büyük kitleler bunalmış... ''Bizi başkaları kurtarsın... 'Öldük!.. Bittik!..' diyerek Süperlerin ''Kara örtüleriyle''gelmelerini istemişlerdi...

Ama onların, aniden ortaya çıkan bir dehaları... Yiğit ve kurnaz olduğu kadar çok zeki kahramanları vardı...

O kahraman ve arkadaşları ki toplumun üzerine serilmesi istenen ''kara örtüyü'' çabuk farketmişlerdi...

Daha da zor koşullarda olmalarına karşın , ''kara örtüyü'' bir hamlede yırtıp... Süperlerin gemilerine bayrak yaptırmışlardı...

Demek ki o ecdadın bazı torunları ''bir yerlerde '' sabırla bu ''Örtü'' oyununun nereye varacağını bekliyorlardı...

Tarihinde çok çileler çekmiş olan bu insanlar, zafere de çok sabır göstererek ulaşmışlardı...

Demek ki bir bildikleri vardı.. ''Yaa sabır dediler!.. ''...Ve ... Bir yerlerden dikkatle izlemeye devam ettiler...

Kara örtünün altından hiç ses gelmiyordu...

Küçük kağıt gemiciklerini yüzdürüyorlardı....

Sanki uyuşturulmuş gibiydiler...

Uyanmaya niyetleri de hiç yoktu...

Acıları yüreklerinde hisedenler dayanamazdı bu gidişe...

Yılların hantallaşmasını, yozlaşmasını ve kirlenmesini nasıl yok edebileceklerdi ?..

Kara kara düşünmeye başladılar...

4 yıllık devr-i alem yine geliyordu...Süper devlet damgalı 'İaşe torbaları' depolardan çıkarılıyordı bir...bir...

Önlerinde kanla yapılmış bir bayrak...Ve ''hamasi nutuklar' Gırla gidiyordu...

Çadırdan müzik sesleri geliyordu...Kimileri süper star dinliyor...Kimileri ''Huşu'' içindeydiler...

Kara örtülerin altından 'Süper jeans' lar parlıyordu...Ayakta sallananların da göbekleri açıktaydı...

Bu açıklık 'Hayra alamet' miydi acaba ?..Süper Amca, liderlerin sırtlarını da sıvazlamaya başlamıştı...

Manda mı vardı ? Himaye mi?..Bunlar, ''mandalaştıramadıklarımızdan'' mıydı acaba ?

Çadırda hasta olanlar , hastanelere götürülüyorlar...Ama sırada beklemekten canları çıkıyordu...

Mendil satan çocuklar sırayla çadırlara geliyorlardı gece gece...Okul mu? 'Hak getire !..'

Kara çadırdaki kızlar coşarken erkeklerde işsizlik sıkıntısı 'Had safhadaydı'...Ellerindeki tesbihler aşınmıştı artık...

Kara kara düşünmeye başladılar, diğerleri...

Ya çadıra girmek vardı...Ya da...''...
.............

Eyvah tıkandım kaldım...10 gramlık ilham buraya kadar...

İşte bitiremedim senaryomu...Ya ilham perilerim uçtu ya da tükendim sanırım...Belki yardımcı olursunuz...

Senaryomun devamı nasıl olmalıydı sizce ?..

Lütfen iki satır yazar mısınız?..
Tamamlamak adına...
...........


 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..