Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '15

 
Kategori
Siyaset
 

Bize gelince "belgen kadar konuş!"

Bize gelince "belgen kadar konuş!"
 

17 Aralık'ta ele geçirilen paralar faizi ile iade edildi, hani polis koymuştu???


Berkin Elvan'ın bakkala gittiğini kanıtlayan bir belgesi yokmuş! Ama sapanı varmış, bilyesi varmış, hatta terör örgütüyle (!!!) fotoğrafları varmış.

Benim de bir oğlum var, 11 yaşına girecek, Berkin'den az daha genç. Onun da sapanı ve bilyeleri var.  Türkiye'de olsam ben de Gezi Terör Örgütü'ne(!!!!) dahil olurdum. Hadi bana da "dış mihrak" diyelim, bu durumda benim oğlumun da teröristlerle çekilmiş fotoğrafı var! BU MU BELGE DEDİĞİNİZ???

Belge mi istiyorsunuz? Buyurun size tapu gibi belge!

17 Aralık soruşturması, MASAK raporu ve kara para aklamaya ilişkin çok sayıda ihbar değerlendirilerek 13 Eylül 2012’de başladı. İddiaya göre İran uyruklu Reza Zarrab liderliğindeki grup, örgüt halinde suç işliyordu. Rüşvet, altın kaçakçılığı, suçtan elde edilen geliri aklama, resmi belgede sahtecilik, fuhuşa aracılık iddialarına ilişkin ciddi ve somut deliller elde edildi.

17 Aralık’ta, 06.30’de eş zamanlı olarak birkaç ilde birden operasyon yapıldı. Dönemin Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Arslan’ın evinde, ayakkabı kutularında 4,5 milyon dolar ele geçirildi. Yine dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlunun evinde 1,2 milyon TL ile 7 para kasası ve bir adet para sayma makinası kayda alındı.

Zafer Çağlayan'ın 28 kez ve toplamda 52 milyon dolar, Muammer Güler'in 10 kez ve toplamda 10 milyon dolar, Egemen Bağış'ın ise 3 kez ve toplamda 1,5 milyon dolar rüşvet aldığı tespit edildi. Buna göre alınan toplam rüşvet miktarı 63,5 milyon dolardı. Aklanan para miktarı ise 87 milyar dolardı. 

Ama n'oldu? Onlar belgeden sayılmaz! Bakkala gidenden belge istersiniz, ama tapu gibi belge ve ayakkabı kutusu dolu parayı belge kabul etmezsiniz! Ha bir de "o paraları polis koydu" dediniz, peki durum öyle ise, neden paraları bavullarla üstelik "faiziyle" birlikte sahiplerine geri iade ettiniz? Hani paraları polis koymuştu? Hatta hatta paraların geri iadesi sırasında çekilmiş fotoğraflar da mı belge değil? Ama bakkala ekmek almaya gittiğine dair belge çok daha mühim sizin için! Küçücük bir oğlanın cebinden çıkan bilyeler de cephane!

Ekmek almaya giden küçük bir çocuğun cebinden ekmek almaya gittiğine dair belge çıkmadığı için onu terör örgütü üyesi ilan eden ve bizzat kendi ölümünden mesul tutan Cumhurbaşkanı, Kabataş'ta 100 adet üstü çıplak sado-mazoşistin başörtülü bacının üzerine işlediğine video kayıtları ve görgü şahitleri olmadığı halde gözü kapalı inanıyor. Bununla da yetinmeyip, camide içki içilmediğine dair cami hocasının bizzat ifadesi olmasına rağmen (zavallı hocayı bu ifadesinden ötürü sürgün ettiklerini de hatırlatırım) halen "camide içki içildi" diyor.  Yahu onu geçtim, şu 240 bin Euro'luk saatin faturası diye peçete üzerine yazılmış o paçavrayı nasıl olup da "resmi belge" ilan ediyor?

Ekmek almanın belgesi yoktur! Günlük ihtiyaçtır, gidersin alırsın. Bir ekmeğin kasa fişini de ya alırsın, ya almazsın, ya atarsın! Ama videonun kaydı vardır, sahtekârlığın bir araştırması, 240 bin Euro'luk bir saatin garantisi, fişi, püsürü!!!! Ama ekmek almaya gitmenin belgesi YOKTUR!

Ben artık ne diyeyim ki böyle adalet anlayışına!

Victoria Toumit

 
Toplam blog
: 50
: 8547
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

Gazetecilik mesleğine ilk olarak Hürriyet Haber Ajansı'nda muhabir olarak başladım. Daha sonra Ümit..